17 Mayıs 2006'da düzenlenen Danıştay saldırısı ve sonrasında gelişen olaylar, gazetelerin o dönem attığı manşetler toplumun bölünmesinde önemli rol oynadı.
Olaydan 5 yıl sonra Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, 18 Mayıs günü kullandıkları 'Bu kez de aynı el' manşetine dair çarpıcı değerlendirmeler yaptı.
Cihan Haber Dergisi'nin son sayısına konuşan İbrahim Yıldız, Danıştay saldırısı gibi bazı konularda dönüp arkalarına baktıklarında kendilerini 'yanlış yönlendirilmiş' hissettiklerini kaydetti.
O dönem yaptıkları haberlere açıklık getiren İbrahim Yıldız şunları söyledi: "Şimdi o şöyle oluyor: Muhabirlerin istihbarat kaynaklarından, Emniyet'ten vs. aldıkları bilgiler sana geliyor ve o yönde bir başlık atılıyor. Sonra doğru yanlış neyse ortaya çıkıyor. Türkiye'de birçok gazete aynı şekilde haber yaptı.
Sonra işler mahkemeye yansıdı. Öldüren çocuk ortaya çıktı. O da cezaevinde 'akıl sağlığım yerinde değil' diye rapor istiyor. Problemli bir iş. Türkiye'de baktığınız zaman 'at izi it izine karıştı' diye bir atasözü vardır, aynen bu yaşanıyor. Dilerim en kısa sürede bu işler netleşir..."
Danıştay saldırısının ardından sadece Cumhuriyet'in değil, hemen bütün gazetelerin aynı mantıkta haber yaptığını ifade eden Yıldız, gerçeğin ortaya çıkması için zamana ihtiyaç duyulduğunu, eylem sonrası kamera kayıtlarının silindiğine dair haberi yayınladıklarını şu sözlerle dile getirdi:
"Türkiye, zor bir süreçten geçiyor. Bunların düzelmesinin tek şartı demokrasidir. Bir bakıyorsun bir şey çıkıyor, arkasından bambaşka bir şey çıkıyor. Türkiye'de gazeteler zaman zaman yönlendirilmiştir, bunu kabul etmek lazım. Demokrasi Türkiye'de tüm kurallarıyla hayata geçerse biz de Türkiye de rahatlayacak diye düşünüyorum."
Olaydan 5 yıl sonra Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, 18 Mayıs günü kullandıkları 'Bu kez de aynı el' manşetine dair çarpıcı değerlendirmeler yaptı.
Cihan Haber Dergisi'nin son sayısına konuşan İbrahim Yıldız, Danıştay saldırısı gibi bazı konularda dönüp arkalarına baktıklarında kendilerini 'yanlış yönlendirilmiş' hissettiklerini kaydetti.
O dönem yaptıkları haberlere açıklık getiren İbrahim Yıldız şunları söyledi: "Şimdi o şöyle oluyor: Muhabirlerin istihbarat kaynaklarından, Emniyet'ten vs. aldıkları bilgiler sana geliyor ve o yönde bir başlık atılıyor. Sonra doğru yanlış neyse ortaya çıkıyor. Türkiye'de birçok gazete aynı şekilde haber yaptı.
Sonra işler mahkemeye yansıdı. Öldüren çocuk ortaya çıktı. O da cezaevinde 'akıl sağlığım yerinde değil' diye rapor istiyor. Problemli bir iş. Türkiye'de baktığınız zaman 'at izi it izine karıştı' diye bir atasözü vardır, aynen bu yaşanıyor. Dilerim en kısa sürede bu işler netleşir..."
Danıştay saldırısının ardından sadece Cumhuriyet'in değil, hemen bütün gazetelerin aynı mantıkta haber yaptığını ifade eden Yıldız, gerçeğin ortaya çıkması için zamana ihtiyaç duyulduğunu, eylem sonrası kamera kayıtlarının silindiğine dair haberi yayınladıklarını şu sözlerle dile getirdi:
"Türkiye, zor bir süreçten geçiyor. Bunların düzelmesinin tek şartı demokrasidir. Bir bakıyorsun bir şey çıkıyor, arkasından bambaşka bir şey çıkıyor. Türkiye'de gazeteler zaman zaman yönlendirilmiştir, bunu kabul etmek lazım. Demokrasi Türkiye'de tüm kurallarıyla hayata geçerse biz de Türkiye de rahatlayacak diye düşünüyorum."