Hamzaoğlu, ağır sanayi kuruluşlarının merkezi olan Dilovası’nda 2005’te TBMM Araştırma Komisyonu’nun isteği üzerine bir çalışma yaptı.
İlişkili Haberler
Bu çalışmaya dayanarak 2006’da rapor hazırlayan komisyon, "Kanserden ölümler ortalamanın 3 kat üstünde, bölgede kapasite artışı durmalı" dedi.
Ancak yıllar geçti kapasiteler arttı. Bunun üzerine Hamzaoğlu 2011 başında “Annelerin sütünde ve bebeklerin dışkısında arsenik, cıva gibi metallere rastlandığı” bilgisi içeren son raporunu basınla paylaştı.
Kocaeli Büyükşehir ve Dilovası Belediye başkanları ise araştırma sonuçlarının açıklamasının ardından Kocaeli Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak Hamzaoğlu hakkında ‘halkı korku ve paniğe sevk ettiği’ gerekçesiyle şikayette bulundu. Şikayeti yerinde bulan savcılık inceleme başlattı.
Konuyla ilgili olarak Profesör Doktor Onur Hamzaoğlu ntvmsnbc'ye şunları söyledi:
"Sözün bittiği yerdeyiz. TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen raporda Dilovası ile ilgili sorun ve çözüm önerileri görüşüldü. O rapora pek çok bilim insanı gibi benim de katkım oldu. Kamuoyunda yeralan araştırma sonuçlarını orada paylaşmış oldum. Dilovası görünürlüğü rededilemeyecek kadar net sorunların yaşandığı bir bölge.
İnsana rağmen, doğaya rağmen sanayileşmenin maalesef somut bir örneği. Kocaeli kentinin sorunu bu durum. Bir bölgede emisyon hacmi yaratacak hiçbir kapasite artışına gitmemek gerekiyor. Bu şu anlama geliyor; 1- Yeni alanlar açılmamalı 2- Varolan üretim tesisleri kapasite artışına gitmemeli. Bir başka yaklaşım hammadde ile ilgili ikameler. Yani doğaya ve insana daha az zararlı olanlarla şu andakileri değiştirme çabaları. Bunun dışında kullanılmakta olan teknolojileri yenileme çok önemli bir girişim olabilir. Son aşamada da, bunlara rağmen ortaya çıkan zararlılar için arıtma sistemleri kurmak."
Hamzaoğlu, soruşturmanın çalışmalarını etkilemeyeceğini şu sözlerle vurguluyor: "Şunu görüyoruz ki, bu sözün bittiği yerde umut bitmiş değil bizler için. Bu faaliyetlerden vazgeçmemiz asla sözkonusu olmayacak. Yetkililerin yapması gerekenleri yaptırana kadar bu umudu koruyacağız. Sorunun çözümü insanın elinde. Sorunu yaratan da insan. Sorunu çözecek olanlar da insanlar. Bizler burada sadece toplum için bilgi üreterek bunun aracı olmak durumundayız. Bundan sonra da daha da kararlı olarak yürümek konusunda bir sorun yaşamadığımızı söylemek isterim."
Hamzaoğlu'nun hakkında açılan soruşturmaların ardından ona inanan bilim insanları bir kampanya başlattılar. "Onurumuzu savunuyoruz" adıyla başlayan kampanyaya bugüne kadar yaklaşık 5000 kişi destek verdi. Türkiye Biyoetik Derneği soruşturma ve kampanya ile ilgili yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi: "Prof. Hamzaoğlu hakkında açılan soruşturmayı haksız, bilimsellikle bağdaşmaz ve son derece kaygı verici buluyor, bilimsel bilgi üretimi, üniversiter yapı ve dolayısıyla toplum sağlığı üzerine olumsuz etkiye sahip olacağını düşünüyoruz. İlgilileri; yetkilerini kullanırken, insanlığın büyük bedellerle önemini anladığı akademik özgürlük ve toplum yararı değerlerini gözetmeye çağırıyoruz."