Antakya turizmi, künefe ile gelişiyor

Un ve suyun karışımıyla elde edilen kadayıf, tuzsuz peynir ve şerbetten oluşan Antakya'nın geleneksel tatlıları arasında ilk sırada yer alan künefe, yerli ve yabancı turistlerin kente geldiklerinde tatmak istedikleri lezzetlerin başında geliyor.

Antakya turizmi, künefe ile gelişiyor

Tarihi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra mezeleri, yemekleri ve tatlılarıyla da zengin bir mutfak kültürüne sahip olan Hatay, tescilinin yapılmasının ardından ünü sınırları aşan ''Antakya Künefesi''yle de damak tadına hitap eden bir kent olarak adından söz ettiriyor.

Ulus Alanı'nda yerli halkın ''Künefeciler Meydanı'' olarak adlandırdığı bölgede birbiri ardına sıralanmış künefecilerin önünden geçip de adeta ''nar'' gibi kızarmış, mis gibi kokan eşsiz lezzeti, yemeden giden yok.

Antakya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Hikmet Çinçin, künefenin dört yıl önce Türk Patent Enstitüsü'ne başvurarak ''Antakya Künefesi'' olarak tescilini aldıklarını hatırlattı.

Kent sofralarının vazgeçilmezleri arasında bulunan ve yerli, yabancı turistlerin büyük bir iştahla yediği künefeyi yaptırdıkları tescille koruma altına aldıklarını ifade eden Çinçin, başka yerlerde bu lezzetin taklit edilerek farklı kalitede sunulmasının önüne geçtiklerini kaydetti ve şunları söyledi:

''Yurt dışından sırf bu lezzeti tatmak için kentimize gelenler oluyor. Künefe sayesinde kentimizin turizmine de katkı sağlıyoruz. Bu lezzeti başka yerlerde Antakya künefesi olarak müşterilere satmaya çalışanlar var. Ancak, hiçbiri kentimizde yapılan künefenin lezzetini vermiyor. Çünkü orada yapılanlar, künefeye has olan tuzsuz peynir yerine farklı çeşitler kullanıyorlar. Bu da kentimizdeki gibi lezzetli künefenin ortaya çıkmasını engelliyor. Bu lezzeti tatmak isteyenleri, künefeyi Antakya'da yemeye davet ediyoruz. Buradaki lezzeti hiçbir yerde bulamayacaklar.''

KADAYIF İÇİN BAKIR SAÇ ŞART
Antakya'da bulunan tarihi Uzun Çarşı'da dede mesleği olan künefelik kadayıf yapımını devam ettiren Göksel Künefeci, bu lezzetin püf noktasının ustanın maharetinde gizli olduğunu kaydetti.

Un ile suyun karışımıyla elde edilen hamurun en önemli unsurunun bakır saç olduğunu ifade eden Künefeci, 120 derece sıcaklıkta beş dakika pişirilmesiyle hiçbir katkı maddesi olmayan künefelik kadayıfı elde ettiklerini söyledi.

Baba mesleği künefe imalatını 15 yıldan bu yana sürdüren Tuncay Esmer ise bakır saç üzerinde pişirilen künefelik kadayıfı, öncelikle tereyağıyla harmanlayıp makineden geçirerek incelettiklerini, daha sonra bunu yağlanmış bakır tepsilere döktüklerini kaydetti.

KÜNEFENİN VAZGEÇİLMEZİ TAZE PEYNİR
Öncelikle alt kısmını yaklaşık 5 dakika pişirdikleri künefeyi kısa bir süre soğuttuklarını ve üzerine inek peynirinden elde edilen ve üç gün içerisinde tüketilmesi gereken tuzsuz peyniri eklediklerini ifade eden Esmer, şöyle devam etti:

''Peynirin taze olması çok önemli. Çünkü kadayıfa koyduğumuz peynirin mutlaka uzaması gerekiyor. Bunun için taze olması şart. Alt kısımını pişirdikten sonra soğuttuğumuz kadayıfa, yaklaşık bir buçuk kilo ufalanmış tuzsuz peynir koyuyoruz. Daha sonra bunun üzerine yine tereyağıyla harmanlanmış kadayıfımızla kapatıyoruz. Altı pişen tepsimizi bu işlemin ardından ters çevirerek diğer yüzünü pişiriyoruz. Nar gibi kızarmış künefemizin üzerine su ve şekerin karışımıyla elde edilmiş şerbetimizi döküyoruz. Yaklaşık on dakika gibi kısa bir süre sonra da mis gibi kokusu eşsiz lezzetiyle künefemiz ikram edilir hale geliyor.''

Sayfa Yükleniyor...