Bak bakalım CV gelmiş mi?

İletişimde kolaylık sağlayan bir başlangıç gibi duruyor. Diğer yandan bıçak sırtında bir durum var.

Bak bakalım CV gelmiş mi?

CV – İletişimde kolaylık sağlayan bir başlangıç gibi duruyor. Diğer yandan bıçak sırtında bir durum var. Aynı zamanda önyargı- çıkarım kuyusuna düşüren ilginç bir araç. (Yılda 1500 kişiyi işe almış Bu işi 10 yıl üzerinde bunu yapmış biri olarak söylüyorum bunu. Etki alanımdan kaç “sivi” geçtiğini varın siz tahmin edin)

İngiliz tip şu, Fransız tarz bu diye internete girdiğinizde bir formatlama çılgınlığı var, hemen seçebilir ve ona göre düzenleyebilirsiniz. Neden ihtiyaç duyulur özgeçmişe? Çünkü “gönder bir bakalım” diye başlayan bir ön sipariş ürün haline gelmiştir. Aslında şu denmek isteniyor: Ben o 1 -2 sayfadan senin hakkında şimdi edinebileceğimden veya karşıma alıp konuşsam edinebileceğimden daha çok şey öğrenirim. CVyi görünce iş çıkar veya çıkmaz diye anlarım. Zaman kazanırım. En azından bak şimdi “gönder bakalım” dediğimde öteledim mi seninle konuşmayı? Evet.

Öz geçmiş diye çevrilmiş. Çok da güzel çeviri. Ne yazık ki böyle kullanımı az.. Maalesef, “sivi” gönderdin mi?, bak bakalım “sivi” gelmiş mi diye kullanıyoruz. CV, Latince bir kısaltma: “İşte hayatım” demek.

“İşte hayatım”ın sadece şurada doğdum, şu okulu bitirdim demekle sınırlı olduğunu düşünüyorsak zor bir yerdeyiz. Diğerlerinden nasıl ayırt edileceğim o zaman? Amaaan zor iş. Allahtan ki, üniversiteye girerken sınav var bu yazma işiyle uğraştırmıyorlar. Güzel de çıkınca uğraşılıyor... Hele oradaki 4-5 yılda da “sivi”yi dolduracak birşeyler yapmadıysak geldi-geçti olacak. Staj, dernek çalışması, klup etkinliği, konferans düzenlemeciliği, spor vb yapılmadıysa özgeçmişin “çağrılacaklar” yerine “mektup yollanacaklar” kutusuna atılmasına rıza göstereceğiz demektir.

İşin tuhafı, kutulara atanda mı kabahat? Kutulara atılmasına rıza gösterip zamanında CVyi dolgunlaştırmaya özen göstermeyende mi? Kabahat arıyorsanız eğer, “torpil lazım, x üniversitelileri hiç çağırmıyorlar” diyenlerin halini gözünüzün önüne getirin. Üniversite boyunca hiç kariyerle ilgilenmemiş, işe girip orada başarılı olmak için hangi sektörü denesem diye çaba gösterip 1 aylık bile staj yapmamış, sonunda 1000 sivi arasından 10 kişilik alıma başvurmuş halde kendini bulanlardır çoğu.

Biraz fazla mı yüklendim? Seçiciye yüklenmek daha kolay değil mi?

Kendim için özenmiş miyim de, oradaki seçici özensin, benim yerime karar versin?

Genelde görüşmeye davet edildikten sonra “böyle bir işmiş, ne yaparlar orada, gidiyim mi, büyük şirket, başlayım değil mi? diye garip sorulara maruz kalırım eşin dostun tanıdıklarından.

“Sen ne yapmak istiyorsun” sorusu için çok geç. “Kalbinin seisini dinle” demek de dalga geçmek o aşamada. Bu yüzden zamanında çantayı doldurmak önemli. Acaba şurası olabilir mi, şu sektör iyi mi diye merak edilmesi ve denenmesi gerek. Staj yapılınca ağır bedel ödenmiyor. Bana göre değilmiş deyip yuvaya geri dönülmesi çok maliyetli değil. Oysa işe girip bana göre değilmiş herhalde daha zor.

Kıssadan hisse: Stajlı CV öne geçer...

Kolaylıklar,
Özlem Balkan

balkanoz@gmail.com

Sayfa Yükleniyor...