Almanya’da düzenlenen Atletizm Dünya Şampiyonası’nda, kadınlar 800 metrede en yakın rakibine 2.5 saniye fark atarak altın madalyayı kazanan Afrikalı atlet Caster Semenya’nın, uzun süre erkek olduğu iddia edildi.
Yapılan ilk testlerde şampiyon atletin, iddia edildiği gibi erkek olmadığı ancak erkeklik hormonu olarak bilinen testosteron seviyesinin, sıradan kadınlarınkinden 3 kat fazla olduğu ortaya çıktı.
Bunun üzerine gözler Semeya'dan, antrenörüne çevrildi. Çünkü atleti yarışlara hazırlayan Dr. Ekkart Arbeit, 70 ve 80’li yıllarda, Doğu Alman kadın atletlerin olağanüstü başarısında rol oynadığı anlaşılan dopingin sorumlusu ilan edilmişti. Ekkart'ın kadın atletlerine testosteron verdiği öne sürülmüştü.
Semenya'daki yüksek testosteron seviyesinin, dışarıdan verilen doping ilaçları ile mi yoksa doğal olarak mı yüksek olduğu, yapılacak yeni testlerle ortaya çıkacak.
Caster Semenya olayında görüldüğü gibi erkeklik hormonunun yüksek oluşu, kadınlarda fiziksel özelliklerin gelişimine katkıda bulunuduğu bilimsel olarak kabul ediliyor. Yapılan son bir araştırma ise testosteronun kadınlara iş hayatında da yardımcı olduğunu ortaya koydu.
ABD'li bilim adamları tarafından gerçekeleştirilen araştırmaya göre erkeklik hormonu seviyeleri yüksek olan kadınlar, iş dünyasında ve finans alanında riskli kariyerler sürdürmeye daha yatkın. Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi dergisinde yayımlanan rapora göre, testosteron seviyesi daha yüksek olan erkekler için ise aynı durum sözkonusu değil.
İLK KEZ KANITLANMIŞ OLDU
Chicago Üniversitesi’nin ekonomi bölümünden 500 yüksek lisans öğrencisinin katılımıyla yapılan araştırmada, öncelikle öğrencilerin testesteron seviyeleri ölçüldü. Daha sonra öğrencilerden, bir taraftan sorulan sorulara cevap verirken, diğer taraftan da kumar oynadıkları bir bilgiyar oyununu oynamaları istendi.
Araştırma sonucunda erkekelik hormonu yüksek öğrencilerin, daha riskli diğerlerinin ise daha garantili ve kaybetmek istemekten korkan bir biçimde bu oyunu oynadıkları görüldü.
Araştırmanın değerlendirilmesinde, testosteron seviyesinin finansal risk alma eğilimini etkileyebileceğini ve bu kişilerin finans dünyasında liderliğe oynayabileceği görüşlerine yer verildi. Ayrıca çalışma sonucunda, yüksek erkeklik hormonuna sahip kadınların baskın ve daha girişimci olduğu, bunun kariyerlerini ve seçimlerini etkilediğine değinildi.
Testosteron seviyesi ile risk arasında ilişki olduğuna dair bulgular daha önce de mevcuttu ancak bu ilk kez kanıtlanmış oluyor.
Tüm bu bulgulara rağmen bazı bilimadamları, erkeklere özgü işlerde çalışan kadınların testosteron seviyelerinin yüksek olmayabileceğinin ama bu işlere başlamalarının ardından seviyenin artıyor olabileceğinin altını çiziyor.
- Etiketler :
- Haberler
