Modern Cinderella Masalı

Masallardaki kahraman prensler, melek gibi prensesler, dilberler bir çoğumuzun hayalindeki partneri etkiledi. Büyüdükçe bunların gerçek olmadığını kabullendik.

Modern Cinderella Masalı

Gençlik yıllarınıza geri döndüğünüzde hayalinizdeki “Erkek” ya da “ Kadın”ı hatırlayabiliyorsunuz değil mi? Masallardaki kahraman prensler, melek gibi prensesler, dilberler bir çoğumuzun hayalindeki partneri etkiledi. Büyüdükçe bunların gerçek olmadığını kabullendik. Kimimiz ümitsizce aramaya, beklemeye devam etti. Kimi sahip olduğunu düşündü. Neydi beyaz atlı prensleri, peri gibi prensesleri çekici kılan? Neydi bize onların mükemmel olduklarını düşündüren?

Prens ve prensesler zenginlikleri, şöhretleri, bir numara oluşlarıyla mı hayallerimizi süslüyordu? Pamuk Prenses ve Cinderella masalları en populer olanlarıdır. Baktığımızda her ikisinde de ünlü ve zengin olmayan hatta ezilen güzellerin, güçlü prensler tarafından hayallerindeki yaşama kavuşturulduklarını görürüz. Kadınların ve erkeklerin karşı cinsten ne beklediklerini en iyi anlatan örnekler masallardır. Ancak bunları anlam olarak incelememiz daha doğru olur.

Kadınların çoğu, toplumdaki yeri, eğitim düzeyi, kültürü ne olursa olsun benzer tanımlamalar yaparlar hayallerindeki erkek için. Hepsi kendine göre bir “ adam gibi adam” arar. “ Erkek! olacak, güçlü, zeki, dürüst” derler. Kimisi “ Bana sahip çıkacak” derken, kimisi “ Sevgisine sahip çıkacak” der. Neredeyse bütün kadınlar, kendisine saygı duyan ve özgürlüğünü kısaltamayan bir erkek ister. Ancak hepsi de yönettikleri bir erkekten asla hoşlanmazlar. Erkeğin kendi kararlarını alabilen, sorumluluk sahibi ve güçlü olmasını beklerler. Değer görmek, saygı duyulmak ve beğenildiğini bilmek isterler.

Erkeklere sorduğunuzda da benzer cevabı alırsınız “ Kadın gibi kadın” Güzel, bakımlı, anlayışlı, zarif, becerikli, zeki, ve güçlü bir kadın. Her şeyi yerinde yapabilen, sevgisini veren ve erkeğine destek olan bir kadın beklerler. Hem akıllı, hem çekici, hem güzel, hem becerikli, hem de anlayışlı, nazik olsun isterler.

Kadının erkekte aradığı “güçlülük” ile erkeğin kadında aradığı “ güçlülük” aynı değildir. Kadın “ güçlü erkek” tanımlamasını yaparken, onun karizmatik, koruyucu, iyi bir geliri olan, başarılı, kadının ihtiyacında yanında olan bir erkek olduğunu anlatmak ister. Erkekler ise, kendi ayakları üzerinde durabilen, değişkenlik göstermeyen, sabırlı, hoşgörülü bir kadına güçlü derler. Kendilerine ihtiyaç duymayan ama onları seven ve isteyen bir kadın isterler.

Bir erkek kadına yaptıklarıyla onun hayatında var olmak isterken, bir kadın erkeğe hissettikleriyle onun hayatında var olmak ister. Yani erkek kadını mutlu edebildikçe mutlu olur, oysa kadın mutlu hissettikçe mutlu eder.

Bir çoğunuzun şu an “ hiç de öyle değil!” “ Nerde öyle erkek” veya “ öyle kadın yok” dediğini duyar gibiyim. Evet! Maalesef yüzde yüz olmamakla birlikte size hak vermek zorundayım. Modernleşen! Hayatımızla kadın-erkek ilişkilerimizi de doğallıktan çıkardık. Etrafınıza baktığınızda ya da ilişkilerdeki sorunları dinlediğinizde bunu çok net bir biçimde görürsünüz. Erkekleşen kadınlar ve kadınlaşan erkekler. İşte modernleşen dünya düzeni.

Kadınlar ekonomik özgürlüğü erkek gibi olmak sanırken, erkekler de modernleşmeyi kadının sırtına çıkma olarak görmeye başladılar. Kadınlar hakları için mücadele ederken, erkeklerin haklarına sahip olmayı onlar gibi olmakla karıştırdı. Zarafeti zayıflık, anaçlığı yöneticilik, hak aramayı hesap sormak olarak görmeye başladılar. Kadının ekonomik bağımsızlık savaşı, cinsel kimliklerini kaybetmelerine neden oldu. Para kazandıkça, hak kazandıkça, başarı elde ettikçe, erkekleştiler. Ortaya tüm sorumlulukları yüklenen, her şeyi sırtında taşıyan, her şeyi düşünmek ve yapmak zorunda olan yeni bir kadın türü çıktı. Baskıdan kurtulmak için mücadele ettikçe, baskı yapan bir topluluk oluştu. Erkeğin peşinden koşan, hesap soran, ona hediyeler alan, ona ait bütün rollere oturan bir tür.

Kadınların bu değişimi gibi, erkekler de, tüm sorumlulukları kadına devreden, ondan bekleyen, kaçan, ilgisiz, sabırsız oldular. Hak ve özgürlüklerde eşitlik istenirken maalesef rollerde eşitlik oluşmaya başladı. Eve gelip hesap soran adamların yerini, günde elli kez mesaj çekip hesap soran kadınlar aldı. Kadınına hediye alıp mutlu eden erkeklerin yerini, erkeğe pahalı hediyeler alıp karşılığını bekleyen kadınlar aldı. Şirin’i için dağları delen Ferhat yerine Ferhat için yollar açan, eline harita verip, binlerce yol tabelası koyan Şirinler geldi. Ancak Ferhatlar bu yollarda kaybolur oldu.

Şapkalar değişti, hayat değişti… Kaçan erkekler, kovalayan kadınlar oldu. Kadın güç peşinde dişiliğini yitirdi. Erkek yayılmaktan gücünü kaybetti. İşin en üzücü yanı, kadınlar hak ve özgürlüklerini kazandıklarını düşünürken, erkek egemen toplumlarda, bir de görev ve sorumlulukları kadına yükleme ve başka bir maskeyle kadını kullanma başladı.

Aşkta da durum aynı maalesef. Prensinin onu bulması için sabırla bekleyen Cinderella veya Pamuk Prenses, prensi defalarca arayıp “ hadi nerede kaldın gel artık” demeye başladılar. Artık Julietler Romeolara SMS atıp aşk ilan ediyorlar serenatlar yerine. Prensesler beyaz atlara bakıyorlar üzerindeki prens mi değil mi umursamadan. Beyaz atı olan prens olurken, prensesler ejderhalaşıyor onlara ulaşmak için.

İşte size modern Cinderella masalı. Masalın başı aynı, prenses baloya gidiyor en güzel elbiselerle. Orda prensin arabasını ve evini görüp aşık oluyor. “ Ben neden prenses olmıyim “diyor. Hemen kredi kartıyla bir sürü marka kıyafet ve kuaför marifetiyle bir prensese dönüşüyor. Koşa koşa kendisine en havalısından cep telefonu alıyor. Balodaki kızlardan farklı olmaya çalışıyor. Baloya bir gidiyor ki bütün kızlarda aynı markalar, aynı telefonlar. Çok sinirleniyor ve hırslanıyor. Hemen prensin yanına gidip ona ne kadar harika bir prenses olduğunu gösteriyor. Saat tam 12 de prense cep telefonu numarasını, e-mailini, messenger’ını verip gidiyor. Eve gider gitmez mesaj çekiyor. Sabah “ günaydın” yazıyor. Bunu yirmi otuz mesaj izliyor. Neden aramıyorsun diye kavgalar. Git üvey kız kardeşlerimi al diye tehditler...

Devamını hepimiz biliyoruz…

Sevgiyle

Fatoş Cömert Fatoş Cömert
Sevgilerimle,
fatoscomert.3@gmail.com

Sayfa Yükleniyor...