Almanya'nın Thüringen eyaletinde başkanlık koltuğuna Hür Demokrat Thomas Kemmerich’in sağ popülist Almanya için Alternatif partisinin desteği ile seçilmesi üzerine başlayan siyasi krizin etkileri devam ediyor.
Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Hristiyan Demokrat Birlik partisi CDU üyeleri de, Hür Demokrat aday Thomas Kemmerich'e oy vermişti.
CDU Genel Başkanı Annegret Kramp-Karrenbauer'in parti içinde kontrolü sağlayamadığı iddia ediliyordu. Merkel'in müdahelesi sonrası aşırı sağ AfD'nin oylarıyla başbakan seçilen Thomas Kemmerich istifa etmek zorunda kalmıştı.
CDU'daki siyasi kriz sonrası parti lideri Annegret Kramp-Karrenbauer istifa etti ve önümüzdeki seçimlerde başbakan adayı olmayacağını açıkladı.
"MERKEL, KRAMP-KARRENBAUER'İN SAVUNMA BAKANI OLARAK KALMA ARZUSUNU DESTEKLİYOR"
Başbakan Angela Merkel, Annegret Kramp-Karrenbauer'in istifası ve başbakanlık seçimine katılmama kararından dolayı üzüntü duyduğunu söyledi.
Almanya hükümeti sözcüsü, Annegret Kramp-Karrenbauer'in eski görevi olan savunma bakanlığına devam etmek istediği söyledi. Sözcü, Başbakan Merkel'in Kramp-Karrenbauer'in savunma bakanı olarak kalma isteğini desteklediğini belirtti.
THÜRİNGEN BAŞBAKANLIK SEÇİMLERİNDE NE YAŞANMIŞTI
Thüringen eyaletinde yapılan parlamento seçimlerinden birinci güç olarak çıkan Sol Parti, Yeşiller ve Sosyal Demokratlar ile hükümet kuracak çoğunluğa ulaşamayınca liberal Hür Demokrat Parti'nin (FDP) adayı, sağ popülist AfD'nin ve Hristiyan Demokrat Birlik'in (CDU) desteğiyle Başbakan seçilmişti.
Yüzde 5'lik seçim barajını kılpayı aşan bir partinin hükümet kurabilmek için sağ popülistlerin desteğini kabul etmesi büyük eleştirilere yol açmış ve FDP'li Thomas Kemmerich eyalet başbakanlığından istifasını açıklamıştı.
Başbakan Angela Merkel'in partisi CDU, Sol Parti'yle siyasi işbirliği yapmama politikası izliyor. Ancak Thüringen'de Sol Partili bir başbakan seçilmesini engellemek için AfD'nin desteğiyle işbaşı yapacak bir isme destek verilmesi parti içinde de tartışmalara yol açtı. Başbakan Merkel, Kemmerich'in seçildiği koşulları "affedilemez" diye nitelendirmiş ve seçim sürecinin geriye döndürülmesini istemişti.