AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen, AB ülkelerinin Türkiye’ye olumsuz sinyal vermelerini sert bir dille eleştirdi.
Deutsche Welle'nin haberine göre, “Türkiye’de reform isteğinin azalması beni şaşırtmıyor” diyen Verheugen, AB’nin yıllardır Türkiye’ye çelişkili mesajlar verdiğini, bunun da Türkler arasında “AB’nin kendilerine karşı samimi olup olmadığı konusunda” soru işaretleri yarattığını kaydetti.
Alman epd haber ajansına konuşan Verheugen, Türkiye’nin AB sürecine destek açıklarken, enerji ve güvenlik açısından Türkiye’nin AB için çok büyük önem taşıdığına işaret etti. Verheugen, Türkiye’nin Avrupa’nın tüm güneydoğu kanadının güvenliğini sağladığına da dikkat çekti.
AB Komisyonu'nun Alman üyesi Verheugen, Brüksel'de verdiği demeçte, İslam konusundaki soru işaretlerine de yanıt verdi. Bazı değerlerin yalnızca Hristiyan kültürüne ait olduğunu söylemenin doğru olmadığını kaydeden Verheugen, insan haklarının “evrensel” olduğunu, “İslam’ın demokrasi, hukuk devleti ve azınlıkların korunmasıyla bir arada olabileceğini” söyledi. Verheugen, kültürel farklar konusunda ilginç bir örnek de verdi:
“Finlandiya’nın ortalarındaki bir üniversite kentiyle, Sicilya’nın ücra bir köşesinde dağ köyü arasındaki kültürel mesafe, İstanbul ile Köln arasındaki kültürel mesafeden açıkça daha fazladır.”
EN BÜYÜK HATAMIZ TÜRKİYE'YE TUTARLI BİR ÇİZGİ SUNAMAMAK
AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Verheugen, siyasi olarak yapılan en büyük hatanın, AB’nin Türkiye’ye, açık, güvenilir ve tutarlı bir çizgi sunamaması olduğunu söyledi.
Türkiye’ye net bir perspektif verilmesi gerektiğini vurgulayan Verheugen, Ankara’ya şu mesajın iletilmesini önerdi: “AB’ye üye olup olamayacağınız size bağlı. Koşulları yerine getirdiğinizde, kayıtsız şartsız, biz buna hazırız. “
Türkiye'ye üyelik yolunda kolaylıklar yapılmasının ya da ek koşullar getirilmesinin söz konusu olmadığını belirten Verheugen, AB üyelik sürecinin Türkiye’de büyük bir siyasi ve toplumsal dönüşüm getirdiğini, toplumun büyük bir bölümünde değer değişiminin sağladığını kaydetti.
Türkiye'nin AB sürecinin kritik dönemlerinde, 1999-2004 yıllara arasında AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi olan Verheugen, halen AB Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Komisyon’un sanayi politikalarından sorumlu üyesi olarak görev yapıyor.
Deutsche Welle'nin haberine göre, “Türkiye’de reform isteğinin azalması beni şaşırtmıyor” diyen Verheugen, AB’nin yıllardır Türkiye’ye çelişkili mesajlar verdiğini, bunun da Türkler arasında “AB’nin kendilerine karşı samimi olup olmadığı konusunda” soru işaretleri yarattığını kaydetti.
Alman epd haber ajansına konuşan Verheugen, Türkiye’nin AB sürecine destek açıklarken, enerji ve güvenlik açısından Türkiye’nin AB için çok büyük önem taşıdığına işaret etti. Verheugen, Türkiye’nin Avrupa’nın tüm güneydoğu kanadının güvenliğini sağladığına da dikkat çekti.
AB Komisyonu'nun Alman üyesi Verheugen, Brüksel'de verdiği demeçte, İslam konusundaki soru işaretlerine de yanıt verdi. Bazı değerlerin yalnızca Hristiyan kültürüne ait olduğunu söylemenin doğru olmadığını kaydeden Verheugen, insan haklarının “evrensel” olduğunu, “İslam’ın demokrasi, hukuk devleti ve azınlıkların korunmasıyla bir arada olabileceğini” söyledi. Verheugen, kültürel farklar konusunda ilginç bir örnek de verdi:
“Finlandiya’nın ortalarındaki bir üniversite kentiyle, Sicilya’nın ücra bir köşesinde dağ köyü arasındaki kültürel mesafe, İstanbul ile Köln arasındaki kültürel mesafeden açıkça daha fazladır.”
EN BÜYÜK HATAMIZ TÜRKİYE'YE TUTARLI BİR ÇİZGİ SUNAMAMAK
AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Verheugen, siyasi olarak yapılan en büyük hatanın, AB’nin Türkiye’ye, açık, güvenilir ve tutarlı bir çizgi sunamaması olduğunu söyledi.
Türkiye’ye net bir perspektif verilmesi gerektiğini vurgulayan Verheugen, Ankara’ya şu mesajın iletilmesini önerdi: “AB’ye üye olup olamayacağınız size bağlı. Koşulları yerine getirdiğinizde, kayıtsız şartsız, biz buna hazırız. “
Türkiye'ye üyelik yolunda kolaylıklar yapılmasının ya da ek koşullar getirilmesinin söz konusu olmadığını belirten Verheugen, AB üyelik sürecinin Türkiye’de büyük bir siyasi ve toplumsal dönüşüm getirdiğini, toplumun büyük bir bölümünde değer değişiminin sağladığını kaydetti.
Türkiye'nin AB sürecinin kritik dönemlerinde, 1999-2004 yıllara arasında AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi olan Verheugen, halen AB Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Komisyon’un sanayi politikalarından sorumlu üyesi olarak görev yapıyor.