Orta Doğu, Orta Asya, Balkan ve Kuzey Afrika ülkelerinin kamu ve özel sektör temsilcileri "Türk Sigorta Sektörü Modeli" ile tanıştı.
Bu bağlamda gerçekleştirilen "Uluslararası Sigorta Zirvesi"ne Makedonya, Bosna Hersek, Kosova, Romanya, Slovenya, Bulgaristan, Kazakistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Gürcistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Fas ve İran'dan sigorta sektörü temsilcileri katıldı.
Çeşitli ülkeler DASK, SBM, Güvence Hesabı, TARSİM, SEGEM, Emeklilik Gözetim Merkezi, Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu, TSRŞB, Sigorta Tahkim Komisyonu gibi kurumlara başvuruda bulunarak sistemlerini kendi ülkeleri için model almak istiyorlar. Bu anlamda Türk Sigorta Sektörü, birçok ülke tarafından örnek bir model olarak gösteriliyor.
TSRŞB Başkanı Mustafa Su; Türk sigortacılığın rekabete açık ve şeffaf piyasa yapısıyla yabancı sermayenin ilgi odağı olmaya devam ettiğini söyledi.
Türkiye'de 14 Haziran 2007'de yürürlüğe giren Sigortacılık Kanunu'nun sektörün düzenlenmesi ve tüketicinin korunması ile sektör için dönüm noktası teşkil ettiğini ve bu sayede sektörde faaliyet gösteren bütün aktörlerin daha sağlıklı bir yapıya kavuştuğunu belirten Su, "Hiçbir ekonomi veya birey, sigorta yaptırmayacak kadar zengin değil. Hiçbir ülke de başta doğal afetler olmak üzere ekonomisini zayıf düşürecek riskler karşısında sigortacılığa kayıtsız kalabilecek durumda değildir" dedi.
Hazine Müsteşar Yardımcısı Burhanettin Aktaş ise sektörle ilgili şunları söyledi:
"2000 yılında 15 milyon olan poliçe sayısının 2010 sonunda 63 milyona yükseldi. Bu rakamlar vatandaşın sigortaya ilgisini gösteriyor. Ancak bu yeterli değil. Ayrıca sektörde son yıllarda kârlılıkta ciddi problemler de yaşanıyor. Sektörün son 10 yıllık gelişimine baktığımızda, prim üretimi 2000 yılı sonundaki 1,8 milyar TL'den, 2010 yılı sonunda 14,1 milyar TL'ye çıktığını görüyoruz. Prim üretimi 2001'deki kriz nedeniyle dolar bazında yüzde 29, 2009 krizi nedeniyle de yüzde 13 daraldı ve sektörün hızı kesildi.
2001'deki daralma iki yılda telafi edilirken, 2009 yılı daralması da 2010 yılında telafi edilebildi. 2011'in ilk aylarına ait veriler ise olumlu bir seyir izlendiğini gösteriyor."
Bu bağlamda gerçekleştirilen "Uluslararası Sigorta Zirvesi"ne Makedonya, Bosna Hersek, Kosova, Romanya, Slovenya, Bulgaristan, Kazakistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Gürcistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Fas ve İran'dan sigorta sektörü temsilcileri katıldı.
Çeşitli ülkeler DASK, SBM, Güvence Hesabı, TARSİM, SEGEM, Emeklilik Gözetim Merkezi, Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu, TSRŞB, Sigorta Tahkim Komisyonu gibi kurumlara başvuruda bulunarak sistemlerini kendi ülkeleri için model almak istiyorlar. Bu anlamda Türk Sigorta Sektörü, birçok ülke tarafından örnek bir model olarak gösteriliyor.
TSRŞB Başkanı Mustafa Su; Türk sigortacılığın rekabete açık ve şeffaf piyasa yapısıyla yabancı sermayenin ilgi odağı olmaya devam ettiğini söyledi.
Türkiye'de 14 Haziran 2007'de yürürlüğe giren Sigortacılık Kanunu'nun sektörün düzenlenmesi ve tüketicinin korunması ile sektör için dönüm noktası teşkil ettiğini ve bu sayede sektörde faaliyet gösteren bütün aktörlerin daha sağlıklı bir yapıya kavuştuğunu belirten Su, "Hiçbir ekonomi veya birey, sigorta yaptırmayacak kadar zengin değil. Hiçbir ülke de başta doğal afetler olmak üzere ekonomisini zayıf düşürecek riskler karşısında sigortacılığa kayıtsız kalabilecek durumda değildir" dedi.
Hazine Müsteşar Yardımcısı Burhanettin Aktaş ise sektörle ilgili şunları söyledi:
"2000 yılında 15 milyon olan poliçe sayısının 2010 sonunda 63 milyona yükseldi. Bu rakamlar vatandaşın sigortaya ilgisini gösteriyor. Ancak bu yeterli değil. Ayrıca sektörde son yıllarda kârlılıkta ciddi problemler de yaşanıyor. Sektörün son 10 yıllık gelişimine baktığımızda, prim üretimi 2000 yılı sonundaki 1,8 milyar TL'den, 2010 yılı sonunda 14,1 milyar TL'ye çıktığını görüyoruz. Prim üretimi 2001'deki kriz nedeniyle dolar bazında yüzde 29, 2009 krizi nedeniyle de yüzde 13 daraldı ve sektörün hızı kesildi.
2001'deki daralma iki yılda telafi edilirken, 2009 yılı daralması da 2010 yılında telafi edilebildi. 2011'in ilk aylarına ait veriler ise olumlu bir seyir izlendiğini gösteriyor."