Haftanın filmleri (23 mart 2018)
Türkiye'deki sinema salonlarında bu hafta 6'sı yerli, 9 film sinemaseverlerle buluşacak. Ceren Ala, vizyondaki filmleri değerlendirdi. (Ceren.ala@ntv.com.tr)
Haberler 23.03.2018 - 07:21
-
1 Pasifik Savaşı: İsyan
Müthiş bir yönetmen olduğuna inandığım Guillermo del Toro, ödül komitelerinin dikkatini ancak çekebildi. Yaptığı her işi tekrar tekrar izlemek gerektiğini düşündüğüm yönetmen bu kez senaryo ve yapım aşamasında yer alıyor. Aksiyon türünün ünlü yönetmeni Steven S. DeKnight imzalı Pasifik Savaşı: İsyan'da 26 yaşındaki siyahi oyuncu John Boyega başrolde. Hollywood'da bir akım belirlenir ve o felsefe üzerine filmler çekilmeye ve hasılat rekorları kırmaya başlar. Moonlight filmiyle başlayan siyahi oyunculara destek verme hareketi ve onların başrolde olduğu filmlere imza atma eylemleri Trump'a başkaldırı olarak da anlamlandırılabilir. Aksiyon türüne de sıçrayan bu hareket Black Panther'in hemen sonrasında vizyona giren Pasifik Savaşı: İsyan'da da kendini gösterdi. Bence dünya üzerindeki hiçbir şey siyah veya beyaz diye ayrılmamalı, o ayrı konu. Yine de John Boyega gibi genç bir oyuncuya kapıların açılması anlamına gelen bu hareketi tabi ki destekliyorum. Scott Eastwood'un da rol aldığı filmde iyilerle kötülerin savaşını görsel efekt şöleni eşliğinde izleyeceğiz. -
-
2 Bordo Bereliler 2: Afrin
İlkinde Suriye'deki sınır güvenliği için çarpışan Bordo Bereliler'i anlatan serinin ikinci bölümünde cesur askerler Afrin'in yolunu tutuyor. Gerçekle paralel ilerleyen hikayelerin bu kadar çabuk beyazperdeye yansıtılması beni biraz ürpertiyor. Ülkesini çok seven biri olarak "savaş"ın hücrelerimizden bir an önce silinmesini istiyorum. Bazı şeyler sadece filmlerde kalsa... Erhan Baytimur ikinci filmin de yönetmen koltuğunda, Cenk Ertan başrolde.
-
3 Velayet
Çocukların ömrü, anne - babasının ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışmakla geçer. Bu durumun en şiddetli olduğu anlar boşanma sürecinde yaşanıyor sanırım. Xavier Legrand imzalı filmde 11 yaşındaki Julien'in iki duvar arasında sıkışıp kalan bir çakıl taşı misali, ufalanan psikolojisinin hikayesini izliyoruz. Hor görüldüğünü düşünen baba, babanın öfke kontrolünü sağlayamadığını düşünen anne... Denis Menochet, Lea Drucker, Thomas Gioria ve Mathilde Auneveux filmin oyuncu kadrosunda. Gergin bir hafta geçirdiyseniz, filme gitmeden önce bir kez daha düşünün, Fransız dramasını seviyorsanız hiç düşünmeyin, derim.
-
-
4 Çocuklar Sana Emanet
Çağan Irmak’ın hiçbir gişe beklentisi duymadan çektiği film aslında bir Çağan Irmak filmi. Bol gözyaşı, aşk ve eski günler tadında filmlerinin yanında “Ulak” ve “Karanlıktakiler” gibi çok sevdiğim işleri de var yönetmenin. Yine öyle gerilimle dramı bir araya getirdiği filminde Engin Akyürek başrolde. Şerif Sezer tabi ki kadroda. Osman Alkaş bana yeter diyorsanız o da filmde. Yani yine iyi oyuncular, iyi bir senaryo var elimizde. Gerisi size kalmış.
-
5 Kayıp Prenses
Kimliğini gizleyerek sıradan bir gençle aşk yaşayan prenses hikayelerine bayılırım. Önyargılara savaş açan o hikayeler, içinde bir yalan olsa bile, insanın en temiz halidir. Haftanın tek animasyonunda Prenses Mila ve tembel ressam Ruslan'ın tertemiz aşkı anlatılıyor. Büyücü Kornomor, Mila'yı kaçırınca, o tembel oğlan bir savaşçıya, aşk neferine, cesur bir şövalyeye dönüşüyor. Oleg Malamuzh'un yönettiği film kız çocuklarınız için ideal bir seçim.
-
-
6 Gerçek Kesit: Manyak
2017'de film çekmeye doymayan Onur Ünlü, üretmeye devam ediyor. "Önce nicelik değil nitelik gelir" sözüne inanıyorsak, Onur Ünlü'nün çektiği her filme iyi diyemeyiz. Fragmanı gören insanların hayretle "bu adam napmış" dediği "Gerçek Kesit: Manyak" bence gerçek Onur Ünlü'yü görmemiz bakımından önemli. Yani "Cingöz Recai" gibi arada kalmış, der top edilip ortaya atılmış, sonuna kadar izlenmesi bile imkansız olarak nitelenen bir filmin yanında "Gerçek Kesit: Manyak" kimliği olan, yönetmeni hatırlatan, iç gıcıklayan, beyni donduran bir film. Hitchcock'un "Psycho"su gibi annesiyle aynı evde yaşayan ve zamanla akli melekelerini kaybeden Rıza'nın hikayesinin anlatıldığı filmde Cahit Kaşıkçılar başrolde.
-
7 Kar
Çok genç bir yönetmen Emre Erdoğdu. Paraları olmadığı için Antalya Film Fonu'ndan kazandıkları bütçe ile çektikleri film yıl boyu başarılara imza attı. Bolu'da karla büyüyen Erdoğdu, hayatı boyunca hiç kar görmemiş liseli Müzeyyen'in hikayesini anlatıyor. Yıllar sonra karşısına çıkan erkek kardeşiyle aralarındaki uçurumu "kar"la örtüştürüyor. Sonra o uçurum azalıyor azalıyor... Bir gençlik hikayesi gibi de düşünebileceğimiz film, hepimizin o dönemlerde hissettiği duygularla ve deneyimlerle örtüşen bir gerçekçilikte anlatılıyor. Hayat denilen uçurumun kenarında ip atlayan çocukların 4 gününü anlatan filmde Hazar Ergüçlü, Halil Babür ve Doğaç Yıldız başrolde.
-
-
8 Zat-ı Mahfuz
Bediüzzaman Sait Nursi, İdrisi Bitlis'i, Şems-i Bitlis'i, Muştakbaba ve Şükr-i Bitlis'i isimleri tanıdık geliyor mu? Bitlisli genç bir yönetmenin Sedat Yetkin'in imza attığı belsegel Bitlis'te yaşamış filozofların hayatını anlatıyor. Bilgeler ya da filozoflar sadece yurtdışında yetişmiyor. Anadolu'nun zenginliğiyle övünürken, o topraklarda izi kalmış, o taşlara dokunmuş, o mağaralarda aydınlığa ermiş insanlardan da bahsetmek gerekiyor. Bazen Bitlis bize dünyanın öbür ucu gibi gelir. Belki bu belgeseli izledikten sonra uzaklar yakınlaşır.
-
9 Martı
Taşrada yaşanan hayatlar hayret verici olabiliyor. Kıskançlık, aldatma, adam kaçırma, cinayet, hırsızlık... Bazı evlerin içinde Aşk-ı Memnu yalısı tadında olayların cereyan ettiği gerçeği, beni hep ürpertmiştir. Dolayısıyla küçük yerlerde geçen filmler de her zaman biraz gerilimlidir. Onur Buldu, İrem Sak, Öner Erkan ve Sahra Şaş'ın başrolü paylaştığı Erkan Tunç imzalı filmde zamanla birbirinin içine geçen iki çiftin hikayesini izleyeceğiz.
-