Ercüment Orkut: Piyanonun içine havlu koyup çaldım

O daha doğmadan evine piyano alınmıştı. Bugün 32 yaşında ve 29 yıldır piyano çalıyor. Caz piyanisti ve besteci Ercüment Orkut, NTVRadyo'nun "Bizim Cazcılar" programında zorlu caz yolculuğunu İrem Gökbudak'a anlattı.

• 1

  8 YAŞINDA KUMAR OYNADIM, KAZANDIM

  "Müziğe hatırlamayacak kadar küçük yaşta başladım. 3 yaşında fotoğraflarım var enstrüman başında. 8 yaşında, kısa süre Önder Bali’nin kursuna gittim. 9 yaşında ilkokul 5'teyken Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi piyano bölümüne yarı zamanlı girmeye hak kazandım.  Ailem “Tam zamanlı ister misin?” diye sordu. İstedim. Bu bir kumardı ve ben doğru kararla o kumarı kazandım. Mimar Sinan’daki eğitim tamamen klasik müzik üzerineydi. Sonra kendimi biraz müzik yazarken, çocuksu ezgiler yazarken falan bulunca solfej hocam beni kompozisyon bölümüne yönlendirdi. Lisede iki bölüm okudum.

• 2

  “PİYANONUN İÇİNE HAVLU KOYUP ÇALIŞTIM”

  Babamı kaybedince 13 yaşımdan itibaren iş hayatına atılmak durumunda kaldım. Hem ders veriyordum, hem Bakırköy’de bir mekanda haftada 4-5 gün piyano çalıyordum, bir yandan da iki bölüm okuyordum. Okulda ders programı bana göre düzenleniyordu. İki bölüm birden okumak gerçekten çok büyük bir iş…Gece oturuyordum piyanonun başına. İçine havlular koyuyor, sabaha kadar ses çıkarmadan çalışmaya çalışıyordum. Sonra kalkıp kompozisyon ödevlerimi yapıp okula gidiyordum. Okuldan çıkıp ders vermeye gidiyordum falan. Pek bir şey dinlemeye vaktim olmuyordu açıkçası. Daha çok senfonik rock derler işte Queen dinledim.

• 3

  “OKULDA CAZ YASAKTI"

  Etkileyici ya da dikkat çekici olmaya başladığım zamanlar, kimsenin yapmadığı, aslında okulda yasak olan caz ile ilgilenmemle başladı. Aşırı klasik müzik disiplini olduğu için caz çalmamız yasaktı. Ciddi anlamda yasaktı ama. Hani disipline falan giderdiniz. Gerekçeler, tuşemizin bozulacağı, konsantrasyonumuzun dağılacağıydı. Ama her yasak gibi bu da cazip gelmeye başladı. 

• 4

  "SYPRO GYRO İLE ZEHİRLENDİM"

  Ortaokul zamanı, dinleyip de hoşuma giden, caza temas eden ilk müzik Spyro Gyra’dır. Bir çocuğu caz ile ilgili zehirlemek için, sıcak yüzlü, kolay anlaşılır, easy listening denilen, doğru parçaları seçmek kaydıyla Spyro Gyro iyi bir zerktir. İlk oydu. Hatta o zamanlar, şu anda çok hasret kaldığım internetin olmadığı zamanlardaki müzik dinleme konsantrasyonunu Yellowjackets ile yaşadım. Üç öğrencimden arttırdığım parayla Yellow Jackets CD’si alıp, 50 kere dinleyip, sayfalarına bakıp, şimdiki gibi bir saniyede tüketmeden, “Ben bu müziği çalmaya çalışsam mı ne yapsam?” dediğim müziktir.

• 5

  "CAZ VE DİZİ MÜZİKLERİ DÖNEMİ"

  Caz aşkı, piyano bölümünü bırakmama kadar gitti. Caz çok büyük disiplin isteyen bir müzik. Ama klasik müziğe göre çok çok daha özgür bir alan. Yaklaşık 6 yıldır Cem Tuncer ile dizi müziği yapıyorum. Zaman zaman yaptığımız müziklerde insan sesine gereksinim oluyor. Ses rengimi sevmiyor değilim açıkçası ama çok kötü bir şarkıcıyım tabii ki. 3 yıl kadar Harun Kolçak ile çalıştım. Dönem dönem pop çalmışlığım da var. 

• 6

  “BESTE YAPMAK FİLMLERDEKİ GİBİ OLMUYOR"

  Beste yapmak, filmlerdeki gibi Beethoven oturdu kayaların üzerine ve şimşek çaktı, o şimşekten ilham aldı filan... Öyle bir şey değil. Mimarlık gibi bir şey. Oturup çalışmak gerekiyor. Bu işin bir sürü tekniği var. Ama açıklanamayan duygusal bir tarafı da var. Bazen ben de “Nereden gelmiş aklıma bu melodi?” diyebiliyorum. O açıklanamaz baharatı var. Mesela "Acceptance” baştan sona bir oturuşta yazdım."

• 7

  Bizim Cazcılar’ın tekrar bölümleri, ntvradyo.com.tr’de.