Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov, Kırım'daki krizi NTV için değerlendirdi. Rus Büyükelçi Karlov'un görüşleri şunlar:
Deniz KİLİSLİOĞLU: Sayın Büyükelçi yayınımıza hoşgeldiniz. Ukrayna'nın ardından, Kırım'da bir anda tansiyon yükseldi. Şimdi Putin'in askerlere çekilin emri verdiği bilgileri geldi ama. Bu bir tatbikatın bitirilmesi ile ilgili, yoksa orada askeri varlığı devam ediyor mu?
Andrey KARLOV: Bu konuyu görüşmeye başladığımızda şunu hatırlamamız gerekiyor. 2010 yılında Rusya ile Ukrayna arasında Karadeniz donanması bulundurma anlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşmanın maddelerine göre, Rusya Federasyonu Karadeniz donanmasını 2042 yılına kadar Karadeniz'de bulundurma yetkisine sahiptir. Daha önce de Ukrayna ile imzaladığımız anlaşmalar gereğince, Rus Karadeniz donanması Kırım'da bulunma koşullarının tüm detayları belirlenmiştir. Bu anlaşmalar gereğince, bizim güçlerimizin toplam sayısı 25 bine ulaşabilir. Aynı zamanda bu anlaşmalarda bizim birliklerimizin, donanma gemileri zırhlı araçları ve tüm teşkilat sayısı da belirlenmiştir. Bu anlaşmalar gereğince, şu anda Karadeniz'de 4 gemi var sahil güvenlik birliği ve bazı hava araçları var. Sorunuzun ikinci kısmına gelince. Son günlerde Rusya'nın merkez ve bazı bölgelerde ordu tatbikatları yapılmıştır. Daha önce belirlendiği üzere bu tatbikatların aktif aşaması 3 Mart'ta bitirilmesi öngörülmüştü. Ve şu anda bu birlikler, konuşlandıkları yerlerden geri çekilmektedir. Bu tatbikatlar gayet rutin eylemlerdir. Geçen yıl mesela 6 defa yaptık.
KİLİSLİOĞLU: 25 bin personele ulaşabilir anlaşmalar gereği dediniz. Ukrayna'nın BM Büyükelçisi, '24 Şubat'tan beri 16 bin asker Kırım'a geldi' dedi. Dolayısıyla batıdan da gelen bir işgal eleştirisi var. Yanıtınız 'hayır' işgal etmiyoruz mu?
KARLOV: Bizim askeri birliklerimiz ve personel sayısını 25 bine yükseltme planlarımız olduğunu söylemedim. Bu zaten üst sınır. Ama siz doğru söylediniz biz bu kotayı kullanmıyoruz. Şu anda sayımız, bu rakamlardan daha düşüktür. Yani Kırım'da o rakama gelebileceğimizi görmüyorum. Söylediğim gibi onlar, 2042 yılına kadar kalabilirler.
KİLİSLİOĞLU: Ne kadarlık bir askeri birlikten bahsediyoruz?
KARLOV: Şu anda 16 bin personel dediniz. Kesin rakamlar yoktur ama size güvenmeye hazırım.
KİLİSLİOĞLU: Sorumu tekrar edeyim. Batı'nın, 'Rusya Kırım'da işgalci konumundadır' ifadelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
KARLOV: Onları sorumsuz açıklamalar olarak değerlendiriyorum. Siyasetçiler, açıklamalarını dengeleyerek yapmalı ve ve açıklamalara titizlikle yaklaşmaları gerektiğini söylemek istiyorum. Tekrar vurgulamak istiyorum ki, donanma birlikleri 1995-2010 yılları arasında imzalanan anlaşmalar gereğince bulunmaktadır. Ve biz hiçbir şekilde birliklerimizi bulundurma detaylarını içeren anlaşmaları ihlal etmiyoruz.
KİLİSLİOĞLU: Anlaşmaları ihlal etmiyoruz dediniz ama Ukrayna'dan sonra bu adımın gelmiş olması soru işaretleri yarattı? Acaba Ukrayna'nın rövanşını mı almaya çalışıyor Rusya. Soru işaretleri var? Öyle mi gerçekten?
KARLOV: Bizim Karadeniz donanması Ukrayna topraklarında onlarca yıllardır bulunmaktadır. Bulunma koşulları Ukrayna'daki olaylardan daha önce belirlenmiştir. Son anlaşma 21 Nisan 2010 yılında imzalanmıştır. Kabul edeceksiniz ki, Ukrayna'daki durum gayet sakindi.
KİLİSLİOĞLU: Bir sıcak çatışma ihtimali görüyor musunuz sayın Büyükelçi?
KARLOV: Şu anda Ukrayna'da yaşanan siyasi krizin yakın bir zamanda çözüleceğini ümit ediyoruz. Ama biliyorsunuz Kırım yönetiminin yasal yoldan Rusya Devlet Başkanı'na yazdıkları mektup vardı. Bu taleple barış, güvenlik ve istikrarı sağlamak için yardıma başvurulmuştur. Rus mevzuatı gereğince, devlet başkanımız federasyon konseyine başvurmuştur. Bu konseye bizim yurttaş ve vatandaşlarımızın can güvenliğini sağlamak ricasıyla başvurmuştur. Federasyon konseyi de asker gönderme yetkisi vermiştir. Ama rus federasyonu devlet başkanı bu yetkiyi kullanmamıştır. Şu anda insanın temel hakkı olan yaşam hakkından bahsediyoruz. Yeniden Ukrayna anayasasına göre, yasal yöntemden uzaklaşmayan, Ukrayna Devlet Başkanı Yanukoviç, 1 Mart'ta devlet başkanına barış ve güvenlik sağlanma ricasıyla bizim devlet başkanına başvurduğunu dikkatinize çekmek istiyoruz.
KİLİSLİOĞLU: Nasıl sağlanacak? Bu tansiyon nasıl düşecek? Rusya ne istiyor?
KARLOV: Bizce bunun en basit yolu, 21 Şubat tarihinde imzalanan ve Almanya, Fransa, Polonya dışişleri bakanlarının imzaladığı anlaşmanın yerine getirilmesidir. Yanukoviç, bu anlaşmada görevini yaptı. Yani olağanüstü hal ilan etmedi. Sokaklardan polis güçlerini aldı. Ama muhalifler kendi görevlerini yerine getirmedi. O anlaşma gereğince, halk birlik hükümeti kurulması talebindeydi. Şu anda Ukrayna hükümetine halk hükümeti dememiz mümkün görülmüyor.
Bu anlaşma gereğince, Anayasa reformu yapılması gerekiyordu. Güvenlik ve istikrarın sağlanması için tedbirler gerekiyordu ama tedbirler ve adımlar, Ukrayna halkının tüm kesimleri ve Güney doğu bölgelerinde yaşıyan halkların çıkarlarını gözeterek yapılması gerektiğini düşünüyoruz.
KİLİSLİOĞLU: Hükümetin kurulması için atılması gereken adımlar atılmadı, bunlar yapılmadı. Şimdi tansiyonun düşmesi çok da mümkün değil, bunu mu demek istiyorsunuz?
KARLOV: 21 Şubat'ta imzalanan anlaşmanın yerine getirilmesiyle başlayabilirsiniz. Ama diğer adımlar da atılabilir.
Ama bu adımlar, tüm vatandaşlar gözetilerek atılması gerekir. Yani biz şu anda Ukrayna'ya taleplerimizi dikte etmek istemiyoruz, ama en azından bu anlaşma imzalanmıştı. Bu anlaşmasının yerine getirilmesi gerekir.
KİLİSLİOĞLU: Yaptırımlar masada. Obama 'ekonomik diplomatik tedbirleri düşünüyoruz' dedi. Avrupa Birliği vize serbestisi görüşmelerini tek taraflı askıya aldı. Rusya'nın karşı adımı ne olacak?
KARLOV: Biz tehdit ve güç diliyle konuşulmasını mümkün görmüyoruz. Bizim Batılı partnerlerimizin anlaması gereken tek şey şu: "Rusya hiçbir zaman kendi vatandaşlarının hayatlarıyla ticaret yapmadı." Şu anda alınan tedbirler, Batı ülkelerinin çıkarlarını da etkileyecek. Mesela vize anlaşması, bizim vatandaşlarımızın Avrupa ülkelerine, aynı zamanda Avrupa ülkeleri vatandaşlarının da bizim ülkemize gelmemesi anlamına gelir. Bu anlaşmanın imzalanması hem Avrupa ülkelerinin hem de Rusya'nın çıkarlarına. Bu anlaşma Rusya'ya verilen bir imtiyaz değil. Avrupa ülkeleri kendi vatandaşlarını cezalandırmak istiyorsa, tabii o onun hakkı.
KİLİSLİOĞLU: Önemli bir kart olarak görülüyor rus gazı. Rus gazını kesmeyi Moskova yönetimi düşünür mü?
KARLOV: Rusya'yı devamlı olarak canavar olarak resmetmeye çalışıyorlar. Kendi komşularına zarar vermek isteyen bir canavar resmi çiziliyor. Ama gerçekten bu gerçekleşmeyecek.
KİLİSLİOĞLU: NATO 4. madde kapsamında olağanüstü toplandı. NATO'nun işin içine girmesi dengeleri nasıl etkiler? Yeniden bir NATO-Rusya gerilimi mi göreceğiz?
KARLOV: Belirlenen maddeyle dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşanan olaylarla ilgili değerlendirme, istişare yapılması uygun görülüyorsa, yapılır.
KİLİSLİOĞLU: Beklentiniz nedir?
KARLOV: Yani bir şey söylemek istemiyorum. Bizim Batılı partnerlerimizi anlamak mümkün değil. Bir gün bir şey söylüyorlar, ertesi gün başka bir şey. Rusya federasyonunun attığı, atacağı adımlar uluslararası hukuk normlarını ihlal etmeyecek. Biz uluslararası kamuoyunun tüm üyeleriyle ilişkilerin dengeli ve eşit gelişmesinden yanayız. Rusya için dikte politikası uygun değildir.
KİLİSLİOĞLU: Son bölümde Türkiye ile olan durumu konuşmak istiyorum. Türkiye'de bir taraftan Rusya ile özellikle ticari anlamda son derece iyi ilişkileri olan bir ülke. Ama bir taraftan da yüzde 15 bir Türk nüfus var. Oradaki Türklerin güvenliğinden de endişe ediliyor? Dün Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile bir görüşme yaptı Kırımlı türkler. Kırımlı Türklerin can güvenliği kaygılarını ciddiye alıyor musunuz? Türkiye'nin bu konudaki hassasiyetini göz önünde bulunduruyor musunuz?
KARLOV: Türkiye'nin tüm uluslararası olaylara yaklaşımını saygıyla karşılıyoruz. Ukrayna ile ilgili konularda, son dönemde bu konuları görüşmüştük. Devlet sekreterimiz Ankara'daydı. Pazar günü Karasin ile Dışişleri Bakanlığı müsteşarı Sinirlioğlu arasında telefon görüşmesi yapılmıştır. Gördüğünüz gibi Türkiye ile görüşmeler yapıyoruz.
Yani açıkça söylemek gerekiyorsa, Rusya'nın attığı adımlar, Kırımlı Tatarların can güvenliği ile bağlantısını anlamıyorum. Tatarlar benim milletimin ana halkların biri. Rusya'da şu anda 7 milyondan fazla Tatar yaşamakta.
KİLİSLİOĞLU: Dün kendileriyle konuşma imkanı bulduk. Siz nasıl ki kendi vatandaşlarınızın can güvenliği konusunda hassasiyetlerimiz var diyorsanız, Kırım da yaşayan Türkler de, burada yaşayanlar oradaki akrabaları, hem oradaki Türkler de can güvenliklerinden kaygı duyuyorlar. buna gerek yok mu diyor sunuz??
KARLOV: Rusya federasyonu tarafından Kırımlı Tatarlar için herhangi bir endişeye gerek yok. Endişe duymalarına gerek yok. Ama Ukrayna'daki aşırı sağcıların nasıl davranacağından emin değilim. Son günlerde Ukrayna'da yaşananlar azınlık hakları konusunda sinyaller veriyor.
KİLİSLİOĞLU: Türkiye'den beklentilerinizi sormak istiyorum. Boğazlardan geçen Rus gemileri var. İddialar var. Amerikan gemileri geçmek istiyor şeklinde. Montrö Boğazlar Sözleşmesi konusunda bir hassasiyetiniz olduğunuzu biliyoruz. Türkiye ile bir konuda temasa geçtiniz mi? Bir mesajınız oldu mu Türkiye'ye?
KARLOV: Biz ülkeler ile ilişkilerde dikta ve talep dilini kullanmıyoruz. Tek istediğimiz şey, Montrö sözleşmesinin maddelerinin yerine getirilmesidir. Geçen yıl gemilerimiz boğazlardan geçtiler, herhangi bir sıkıntı da yaşanmadı. Ben şu anda mevcut olan şeylere kurallara uyacağını düşünüyorum.
KİLİSLİOĞLU: Sayın büyükelçi tüm yorumlarınız için teşekkür ediyoruz. Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov ile konuştuk. Kırım'daki sıcak tabloyu sorduk. 'Öncelikle anlaşmalar gereği biz oradayız' dedi. Batının "Rusya Kırım'ı işgal etti" söylemleri için 'sorumsuz ifadeler' değerlendirmesini yaptı.
Deniz KİLİSLİOĞLU: Sayın Büyükelçi yayınımıza hoşgeldiniz. Ukrayna'nın ardından, Kırım'da bir anda tansiyon yükseldi. Şimdi Putin'in askerlere çekilin emri verdiği bilgileri geldi ama. Bu bir tatbikatın bitirilmesi ile ilgili, yoksa orada askeri varlığı devam ediyor mu?
Andrey KARLOV: Bu konuyu görüşmeye başladığımızda şunu hatırlamamız gerekiyor. 2010 yılında Rusya ile Ukrayna arasında Karadeniz donanması bulundurma anlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşmanın maddelerine göre, Rusya Federasyonu Karadeniz donanmasını 2042 yılına kadar Karadeniz'de bulundurma yetkisine sahiptir. Daha önce de Ukrayna ile imzaladığımız anlaşmalar gereğince, Rus Karadeniz donanması Kırım'da bulunma koşullarının tüm detayları belirlenmiştir. Bu anlaşmalar gereğince, bizim güçlerimizin toplam sayısı 25 bine ulaşabilir. Aynı zamanda bu anlaşmalarda bizim birliklerimizin, donanma gemileri zırhlı araçları ve tüm teşkilat sayısı da belirlenmiştir. Bu anlaşmalar gereğince, şu anda Karadeniz'de 4 gemi var sahil güvenlik birliği ve bazı hava araçları var. Sorunuzun ikinci kısmına gelince. Son günlerde Rusya'nın merkez ve bazı bölgelerde ordu tatbikatları yapılmıştır. Daha önce belirlendiği üzere bu tatbikatların aktif aşaması 3 Mart'ta bitirilmesi öngörülmüştü. Ve şu anda bu birlikler, konuşlandıkları yerlerden geri çekilmektedir. Bu tatbikatlar gayet rutin eylemlerdir. Geçen yıl mesela 6 defa yaptık.
KİLİSLİOĞLU: 25 bin personele ulaşabilir anlaşmalar gereği dediniz. Ukrayna'nın BM Büyükelçisi, '24 Şubat'tan beri 16 bin asker Kırım'a geldi' dedi. Dolayısıyla batıdan da gelen bir işgal eleştirisi var. Yanıtınız 'hayır' işgal etmiyoruz mu?
KARLOV: Bizim askeri birliklerimiz ve personel sayısını 25 bine yükseltme planlarımız olduğunu söylemedim. Bu zaten üst sınır. Ama siz doğru söylediniz biz bu kotayı kullanmıyoruz. Şu anda sayımız, bu rakamlardan daha düşüktür. Yani Kırım'da o rakama gelebileceğimizi görmüyorum. Söylediğim gibi onlar, 2042 yılına kadar kalabilirler.
KİLİSLİOĞLU: Ne kadarlık bir askeri birlikten bahsediyoruz?
KARLOV: Şu anda 16 bin personel dediniz. Kesin rakamlar yoktur ama size güvenmeye hazırım.
KİLİSLİOĞLU: Sorumu tekrar edeyim. Batı'nın, 'Rusya Kırım'da işgalci konumundadır' ifadelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
KARLOV: Onları sorumsuz açıklamalar olarak değerlendiriyorum. Siyasetçiler, açıklamalarını dengeleyerek yapmalı ve ve açıklamalara titizlikle yaklaşmaları gerektiğini söylemek istiyorum. Tekrar vurgulamak istiyorum ki, donanma birlikleri 1995-2010 yılları arasında imzalanan anlaşmalar gereğince bulunmaktadır. Ve biz hiçbir şekilde birliklerimizi bulundurma detaylarını içeren anlaşmaları ihlal etmiyoruz.
KİLİSLİOĞLU: Anlaşmaları ihlal etmiyoruz dediniz ama Ukrayna'dan sonra bu adımın gelmiş olması soru işaretleri yarattı? Acaba Ukrayna'nın rövanşını mı almaya çalışıyor Rusya. Soru işaretleri var? Öyle mi gerçekten?
KARLOV: Bizim Karadeniz donanması Ukrayna topraklarında onlarca yıllardır bulunmaktadır. Bulunma koşulları Ukrayna'daki olaylardan daha önce belirlenmiştir. Son anlaşma 21 Nisan 2010 yılında imzalanmıştır. Kabul edeceksiniz ki, Ukrayna'daki durum gayet sakindi.
KİLİSLİOĞLU: Bir sıcak çatışma ihtimali görüyor musunuz sayın Büyükelçi?
KARLOV: Şu anda Ukrayna'da yaşanan siyasi krizin yakın bir zamanda çözüleceğini ümit ediyoruz. Ama biliyorsunuz Kırım yönetiminin yasal yoldan Rusya Devlet Başkanı'na yazdıkları mektup vardı. Bu taleple barış, güvenlik ve istikrarı sağlamak için yardıma başvurulmuştur. Rus mevzuatı gereğince, devlet başkanımız federasyon konseyine başvurmuştur. Bu konseye bizim yurttaş ve vatandaşlarımızın can güvenliğini sağlamak ricasıyla başvurmuştur. Federasyon konseyi de asker gönderme yetkisi vermiştir. Ama rus federasyonu devlet başkanı bu yetkiyi kullanmamıştır. Şu anda insanın temel hakkı olan yaşam hakkından bahsediyoruz. Yeniden Ukrayna anayasasına göre, yasal yöntemden uzaklaşmayan, Ukrayna Devlet Başkanı Yanukoviç, 1 Mart'ta devlet başkanına barış ve güvenlik sağlanma ricasıyla bizim devlet başkanına başvurduğunu dikkatinize çekmek istiyoruz.
KİLİSLİOĞLU: Nasıl sağlanacak? Bu tansiyon nasıl düşecek? Rusya ne istiyor?
KARLOV: Bizce bunun en basit yolu, 21 Şubat tarihinde imzalanan ve Almanya, Fransa, Polonya dışişleri bakanlarının imzaladığı anlaşmanın yerine getirilmesidir. Yanukoviç, bu anlaşmada görevini yaptı. Yani olağanüstü hal ilan etmedi. Sokaklardan polis güçlerini aldı. Ama muhalifler kendi görevlerini yerine getirmedi. O anlaşma gereğince, halk birlik hükümeti kurulması talebindeydi. Şu anda Ukrayna hükümetine halk hükümeti dememiz mümkün görülmüyor.
Bu anlaşma gereğince, Anayasa reformu yapılması gerekiyordu. Güvenlik ve istikrarın sağlanması için tedbirler gerekiyordu ama tedbirler ve adımlar, Ukrayna halkının tüm kesimleri ve Güney doğu bölgelerinde yaşıyan halkların çıkarlarını gözeterek yapılması gerektiğini düşünüyoruz.
KİLİSLİOĞLU: Hükümetin kurulması için atılması gereken adımlar atılmadı, bunlar yapılmadı. Şimdi tansiyonun düşmesi çok da mümkün değil, bunu mu demek istiyorsunuz?
KARLOV: 21 Şubat'ta imzalanan anlaşmanın yerine getirilmesiyle başlayabilirsiniz. Ama diğer adımlar da atılabilir.
Ama bu adımlar, tüm vatandaşlar gözetilerek atılması gerekir. Yani biz şu anda Ukrayna'ya taleplerimizi dikte etmek istemiyoruz, ama en azından bu anlaşma imzalanmıştı. Bu anlaşmasının yerine getirilmesi gerekir.
KİLİSLİOĞLU: Yaptırımlar masada. Obama 'ekonomik diplomatik tedbirleri düşünüyoruz' dedi. Avrupa Birliği vize serbestisi görüşmelerini tek taraflı askıya aldı. Rusya'nın karşı adımı ne olacak?
KARLOV: Biz tehdit ve güç diliyle konuşulmasını mümkün görmüyoruz. Bizim Batılı partnerlerimizin anlaması gereken tek şey şu: "Rusya hiçbir zaman kendi vatandaşlarının hayatlarıyla ticaret yapmadı." Şu anda alınan tedbirler, Batı ülkelerinin çıkarlarını da etkileyecek. Mesela vize anlaşması, bizim vatandaşlarımızın Avrupa ülkelerine, aynı zamanda Avrupa ülkeleri vatandaşlarının da bizim ülkemize gelmemesi anlamına gelir. Bu anlaşmanın imzalanması hem Avrupa ülkelerinin hem de Rusya'nın çıkarlarına. Bu anlaşma Rusya'ya verilen bir imtiyaz değil. Avrupa ülkeleri kendi vatandaşlarını cezalandırmak istiyorsa, tabii o onun hakkı.
KİLİSLİOĞLU: Önemli bir kart olarak görülüyor rus gazı. Rus gazını kesmeyi Moskova yönetimi düşünür mü?
KARLOV: Rusya'yı devamlı olarak canavar olarak resmetmeye çalışıyorlar. Kendi komşularına zarar vermek isteyen bir canavar resmi çiziliyor. Ama gerçekten bu gerçekleşmeyecek.
KİLİSLİOĞLU: NATO 4. madde kapsamında olağanüstü toplandı. NATO'nun işin içine girmesi dengeleri nasıl etkiler? Yeniden bir NATO-Rusya gerilimi mi göreceğiz?
KARLOV: Belirlenen maddeyle dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşanan olaylarla ilgili değerlendirme, istişare yapılması uygun görülüyorsa, yapılır.
KİLİSLİOĞLU: Beklentiniz nedir?
KARLOV: Yani bir şey söylemek istemiyorum. Bizim Batılı partnerlerimizi anlamak mümkün değil. Bir gün bir şey söylüyorlar, ertesi gün başka bir şey. Rusya federasyonunun attığı, atacağı adımlar uluslararası hukuk normlarını ihlal etmeyecek. Biz uluslararası kamuoyunun tüm üyeleriyle ilişkilerin dengeli ve eşit gelişmesinden yanayız. Rusya için dikte politikası uygun değildir.
KİLİSLİOĞLU: Son bölümde Türkiye ile olan durumu konuşmak istiyorum. Türkiye'de bir taraftan Rusya ile özellikle ticari anlamda son derece iyi ilişkileri olan bir ülke. Ama bir taraftan da yüzde 15 bir Türk nüfus var. Oradaki Türklerin güvenliğinden de endişe ediliyor? Dün Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile bir görüşme yaptı Kırımlı türkler. Kırımlı Türklerin can güvenliği kaygılarını ciddiye alıyor musunuz? Türkiye'nin bu konudaki hassasiyetini göz önünde bulunduruyor musunuz?
KARLOV: Türkiye'nin tüm uluslararası olaylara yaklaşımını saygıyla karşılıyoruz. Ukrayna ile ilgili konularda, son dönemde bu konuları görüşmüştük. Devlet sekreterimiz Ankara'daydı. Pazar günü Karasin ile Dışişleri Bakanlığı müsteşarı Sinirlioğlu arasında telefon görüşmesi yapılmıştır. Gördüğünüz gibi Türkiye ile görüşmeler yapıyoruz.
Yani açıkça söylemek gerekiyorsa, Rusya'nın attığı adımlar, Kırımlı Tatarların can güvenliği ile bağlantısını anlamıyorum. Tatarlar benim milletimin ana halkların biri. Rusya'da şu anda 7 milyondan fazla Tatar yaşamakta.
KİLİSLİOĞLU: Dün kendileriyle konuşma imkanı bulduk. Siz nasıl ki kendi vatandaşlarınızın can güvenliği konusunda hassasiyetlerimiz var diyorsanız, Kırım da yaşayan Türkler de, burada yaşayanlar oradaki akrabaları, hem oradaki Türkler de can güvenliklerinden kaygı duyuyorlar. buna gerek yok mu diyor sunuz??
KARLOV: Rusya federasyonu tarafından Kırımlı Tatarlar için herhangi bir endişeye gerek yok. Endişe duymalarına gerek yok. Ama Ukrayna'daki aşırı sağcıların nasıl davranacağından emin değilim. Son günlerde Ukrayna'da yaşananlar azınlık hakları konusunda sinyaller veriyor.
KİLİSLİOĞLU: Türkiye'den beklentilerinizi sormak istiyorum. Boğazlardan geçen Rus gemileri var. İddialar var. Amerikan gemileri geçmek istiyor şeklinde. Montrö Boğazlar Sözleşmesi konusunda bir hassasiyetiniz olduğunuzu biliyoruz. Türkiye ile bir konuda temasa geçtiniz mi? Bir mesajınız oldu mu Türkiye'ye?
KARLOV: Biz ülkeler ile ilişkilerde dikta ve talep dilini kullanmıyoruz. Tek istediğimiz şey, Montrö sözleşmesinin maddelerinin yerine getirilmesidir. Geçen yıl gemilerimiz boğazlardan geçtiler, herhangi bir sıkıntı da yaşanmadı. Ben şu anda mevcut olan şeylere kurallara uyacağını düşünüyorum.
KİLİSLİOĞLU: Sayın büyükelçi tüm yorumlarınız için teşekkür ediyoruz. Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov ile konuştuk. Kırım'daki sıcak tabloyu sorduk. 'Öncelikle anlaşmalar gereği biz oradayız' dedi. Batının "Rusya Kırım'ı işgal etti" söylemleri için 'sorumsuz ifadeler' değerlendirmesini yaptı.