Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklama yaptı ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bakan Çiçek, Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "Kayıp Trilyon" davasıyla ilgili olarak "evrakta sahtecilik" suçundan yargılanması gerektiği yönündeki kararıyla ilgili bir soru üzerine şunları söyledi:
"DEVLETİN EN YÜCE MAKAMIDIR"
''Bu konu geçmişte de kamoyunda tartışılmıştı. Evvela şunu görmemiz lazım; Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı makamı devletin en yüce makamıdır. Anayasa'nın 104. maddesine göre cumhurbaşkanları devletin birliğini temsil eder. İkincisi, Türkiye Cumhuriyeti'ni ve milletin birliğini temsil eder. Anayasanın uygulanmasını gözetir ve devletin kurumlarının uyum içerisinde çalışmasını gözetir.
"MİLLETVEKİLİ İÇİN BİLE DOKUNULMAZLIK VARKEN..."
Bu dört görev bile Sayın Cumhurbaşkanının, bugün, dün veya gelecekte, nasıl önemli bir konumda olduğunu ortaya koymaya yeter. Dolayısıyla bu 104. maddedeki görevler aslında 1961 Anayasası'ndaki görevlerle de benzeşir. O zaman dokunulmazlığı ifade edilmişti. Bugün Anayasa'da ifade edilmemiş olması bizi dokunulmaz olmadığı sonucuna götürmez. Yani milletvekili için bile dokunulmazlık varken cumhurbaşkanlarından bunun esirgenmiş olmasını düşünmek mümkün değildir, doğru da değildir...
"VATANA İHANET DIŞINDA YARGILANAMAZ"
1982 Anayasası yapılırken Fransız Anayasası’ndan önemli ölçüde istifade edilmiştir. Orada da benzer bir durum söz konusudur. Dolayısıyla ben kişisel kanaat olarak Sayın Cumhurbaşkı'nın da dokunulmazlıklarının olduğu kanaatindeyim. Anayasamız'a göre de vatana ihanet dışında cumhurbaşkanlarının yargılanması, görevde bulundukları süre içersinde söz konusu değildir. Benim kanaatim bu ama bu kararın gerekçesi nedir, ne değildir, onu şahsen bilmiyorum.”
Bakan Çiçek, Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "Kayıp Trilyon" davasıyla ilgili olarak "evrakta sahtecilik" suçundan yargılanması gerektiği yönündeki kararıyla ilgili bir soru üzerine şunları söyledi:
"DEVLETİN EN YÜCE MAKAMIDIR"
''Bu konu geçmişte de kamoyunda tartışılmıştı. Evvela şunu görmemiz lazım; Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı makamı devletin en yüce makamıdır. Anayasa'nın 104. maddesine göre cumhurbaşkanları devletin birliğini temsil eder. İkincisi, Türkiye Cumhuriyeti'ni ve milletin birliğini temsil eder. Anayasanın uygulanmasını gözetir ve devletin kurumlarının uyum içerisinde çalışmasını gözetir.
"MİLLETVEKİLİ İÇİN BİLE DOKUNULMAZLIK VARKEN..."
Bu dört görev bile Sayın Cumhurbaşkanının, bugün, dün veya gelecekte, nasıl önemli bir konumda olduğunu ortaya koymaya yeter. Dolayısıyla bu 104. maddedeki görevler aslında 1961 Anayasası'ndaki görevlerle de benzeşir. O zaman dokunulmazlığı ifade edilmişti. Bugün Anayasa'da ifade edilmemiş olması bizi dokunulmaz olmadığı sonucuna götürmez. Yani milletvekili için bile dokunulmazlık varken cumhurbaşkanlarından bunun esirgenmiş olmasını düşünmek mümkün değildir, doğru da değildir...
"VATANA İHANET DIŞINDA YARGILANAMAZ"
1982 Anayasası yapılırken Fransız Anayasası’ndan önemli ölçüde istifade edilmiştir. Orada da benzer bir durum söz konusudur. Dolayısıyla ben kişisel kanaat olarak Sayın Cumhurbaşkı'nın da dokunulmazlıklarının olduğu kanaatindeyim. Anayasamız'a göre de vatana ihanet dışında cumhurbaşkanlarının yargılanması, görevde bulundukları süre içersinde söz konusu değildir. Benim kanaatim bu ama bu kararın gerekçesi nedir, ne değildir, onu şahsen bilmiyorum.”