Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na atanan Nihat Ergün, yeni görevini NTV’ye değerlendirdi.
Ergün, şunları söyledi: “Seçimlerden sonra muhakkak böyle değişiklik talepleri olur ve gerçekleşir. Bu değişim ihtiyacı bu kabineyle karşılanmıştır. Hep beraber yeni dönemin ruhuna uygun, beklentilerine uygun bir atmosfer meydana getireceğiz. Bizden önceki bakan arkadaşlarımızın tecrübelerinden de yararlanmayı düşünüyoruz.
Bu süreçte de geçmiş dönemlerde olduğu gibi, Türkiye siyasetinin bir geleneği olarak, birçok bakan arkadaşımın, hangi bakanlığa geleceği ya da bakan olup olmayacağı bilinmiyordu. Ben televizyondan öğrendim. Hem kabine üyesi olduğumu hem de hangi bakanlıkta görevlendirildiğimi Başbakan’ın konuşmasında öğrendim. Şaşırmadım ama bakanlık beklentim de yoktu. Bize düşen bize güvenen insanları mahçup etmemektir. Önemli olan bütün arkadaşlarımızın başarılı çalışmalar yapmaları ve yeni dönemin ruhuna uygun bir atmosferi hep beraber oluşturmamızdır.
Bakanlıklar bürokratik görevler değildir, siyasi görevlerdir. Bütün bakanlıkların başındaki arkadaşlarımız millet adına siyasi görev icra etmek üzere orada bulunurlar. Dolayısıyla Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nda da biz, millet adına siyasi görevli olarak bulunuyoruz. Oradaki bürokratik mekanizmaların hükümet programına ve millet yararına uygun bir şekilde çalışmasını temin etmektir bakanların görevi.
Bir sanayi bölgesinin milletvekiliyiz. Biz sanayi bölgesinin içinde doğmuş bir kişiyiz, ticaretin içinde doğmuş bir kişiyiz. Oradaki arkadaşlarımızla, ticaret erbabı ile her zaman yakın ilişkilerimiz oldu. Onların sorunlarını yakından dinleme fırsatı her zaman bulduk. Bu seçim atmosferinde de krizin onlar üzerinde etkilerini yakından takip ettik. Birlikte çalışarak bu sorunların üstesinden gelinebilir.”
Ergün, şunları söyledi: “Seçimlerden sonra muhakkak böyle değişiklik talepleri olur ve gerçekleşir. Bu değişim ihtiyacı bu kabineyle karşılanmıştır. Hep beraber yeni dönemin ruhuna uygun, beklentilerine uygun bir atmosfer meydana getireceğiz. Bizden önceki bakan arkadaşlarımızın tecrübelerinden de yararlanmayı düşünüyoruz.
Bu süreçte de geçmiş dönemlerde olduğu gibi, Türkiye siyasetinin bir geleneği olarak, birçok bakan arkadaşımın, hangi bakanlığa geleceği ya da bakan olup olmayacağı bilinmiyordu. Ben televizyondan öğrendim. Hem kabine üyesi olduğumu hem de hangi bakanlıkta görevlendirildiğimi Başbakan’ın konuşmasında öğrendim. Şaşırmadım ama bakanlık beklentim de yoktu. Bize düşen bize güvenen insanları mahçup etmemektir. Önemli olan bütün arkadaşlarımızın başarılı çalışmalar yapmaları ve yeni dönemin ruhuna uygun bir atmosferi hep beraber oluşturmamızdır.
Bakanlıklar bürokratik görevler değildir, siyasi görevlerdir. Bütün bakanlıkların başındaki arkadaşlarımız millet adına siyasi görev icra etmek üzere orada bulunurlar. Dolayısıyla Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nda da biz, millet adına siyasi görevli olarak bulunuyoruz. Oradaki bürokratik mekanizmaların hükümet programına ve millet yararına uygun bir şekilde çalışmasını temin etmektir bakanların görevi.
Bir sanayi bölgesinin milletvekiliyiz. Biz sanayi bölgesinin içinde doğmuş bir kişiyiz, ticaretin içinde doğmuş bir kişiyiz. Oradaki arkadaşlarımızla, ticaret erbabı ile her zaman yakın ilişkilerimiz oldu. Onların sorunlarını yakından dinleme fırsatı her zaman bulduk. Bu seçim atmosferinde de krizin onlar üzerinde etkilerini yakından takip ettik. Birlikte çalışarak bu sorunların üstesinden gelinebilir.”