Portekizli sanatçıların eserlerinin yer aldığı tablo, halı ve fotoğraflardan oluşan ve İstanbul ile Lizbon'un birbirine olan benzerliğini ortaya koyan ''Lizbon Bir Başka Şehirden Hatıralar'' adlı sergi, yarın Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi'nde (SSM) açılacak.
Serginin tanıtımı dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan SSM Müdürü Dr. Nazan Ölçer, İstanbul ile Lizbon'u bir çok kişinin birbirine benzettiğini ifade ederek, ''Portekiz Cumhurbaşkanı Anibal Cavaco Silva'nın Türkiye ziyareti sebebiyle düzenlenen bu sergi, kültürleri, dinleri, uygarlıkları ve kıtaları birleştiren Lizbon ile İstanbul'un benzerliklerini, ortak yanlarını gözler önüne seriyor. Denizin kenarında yer almaları, şehrin inişli çıkışlı sokakları, insanları bazen mesafeli ve içten duruşları, geçmişteki büyük imparatorlukların armağanı görkemli yapılar'' diye konuştu.
Dünyada ''ruh ikizi'' diye bir kavram varsa, bunun en çok Lizbon ve İstanbul için söylenmiş olabileceğini belirten Ölçer, şöyle konuştu:
''Yoksa, hep hasretten ve kavuşulamayan aşklardan söz eden hüzünlü şarkılar bu kadar birbirine benzeyebilir mi? Bu kentlerin silinmez izlerini, dizelerinde hep Lizbon'u anlatmış Portekizli şair Fernando Pessoa'da olduğu gibi, İstanbul'un her semtini şiirlerine taşımış Yahya Kemal'de de bulmamız bir rastlantı mı? Halen müzemizin farklı salonlarında devam eden 'Batı'ya Yolculuk - Türk Resminin 70 Yıllık Serüveni (1860-1930)' sergisinin de aynı döneme denk gelmesi güzel bir rastlantı oldu. Sergiler, iki ülkenin benzer ruhunu anlamak için de şüphesiz en doğru yol olacak. Sergide değişik koleksiyonlardan bir araya gelmiş 73 adet tablo yer alıyor. 6 tane de bina halısı var, ayrıca fotoğraflar var.''
Serginin tanıtımı dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan SSM Müdürü Dr. Nazan Ölçer, İstanbul ile Lizbon'u bir çok kişinin birbirine benzettiğini ifade ederek, ''Portekiz Cumhurbaşkanı Anibal Cavaco Silva'nın Türkiye ziyareti sebebiyle düzenlenen bu sergi, kültürleri, dinleri, uygarlıkları ve kıtaları birleştiren Lizbon ile İstanbul'un benzerliklerini, ortak yanlarını gözler önüne seriyor. Denizin kenarında yer almaları, şehrin inişli çıkışlı sokakları, insanları bazen mesafeli ve içten duruşları, geçmişteki büyük imparatorlukların armağanı görkemli yapılar'' diye konuştu.
Dünyada ''ruh ikizi'' diye bir kavram varsa, bunun en çok Lizbon ve İstanbul için söylenmiş olabileceğini belirten Ölçer, şöyle konuştu:
''Yoksa, hep hasretten ve kavuşulamayan aşklardan söz eden hüzünlü şarkılar bu kadar birbirine benzeyebilir mi? Bu kentlerin silinmez izlerini, dizelerinde hep Lizbon'u anlatmış Portekizli şair Fernando Pessoa'da olduğu gibi, İstanbul'un her semtini şiirlerine taşımış Yahya Kemal'de de bulmamız bir rastlantı mı? Halen müzemizin farklı salonlarında devam eden 'Batı'ya Yolculuk - Türk Resminin 70 Yıllık Serüveni (1860-1930)' sergisinin de aynı döneme denk gelmesi güzel bir rastlantı oldu. Sergiler, iki ülkenin benzer ruhunu anlamak için de şüphesiz en doğru yol olacak. Sergide değişik koleksiyonlardan bir araya gelmiş 73 adet tablo yer alıyor. 6 tane de bina halısı var, ayrıca fotoğraflar var.''
Calouste Gulbenkian Müzesi Müdürü Pereira da tarihi bir kent olan Lizbon'un, şairlere esin kaynağı olduğunu kaydetti. Lizbon'un da İstanbul gibi, aynı zamanda geleceğin, gelişimin, teknolojinin, bilimin ve başarının da kenti olduğuna dikkat çeken Pereira, ''Her iki şehirde de deniz var ve 7 tepe üzerine kurulmuş. İki şehirde de nostaljinin olduğunu görüyoruz. Sergi sayesinde ziyaretçilerde Lizbon'u tanıma arzusunun uyanmasını, Lizbon ile İstanbul'un Portekizliler ile Türklerin ne kadar çok ortak noktası olduğunu keşfetmelerini candan diliyorum'' dedi.
Serginin küratörü Maria Helena de Freitas ise serginin başlığındaki başka bir şehir olan Lizbon'da Orhan Pamuk'un kitabını eline alan her Portekizli'nin kendisini İstanbul ile özdeşleştirdiğini belirtti.
Biri Batı'da, diğeri Doğu'da olmasına rağmen, iki şehrin birbirine çok benzediğini söyleyen Freitas, ''Tramvayların gürültüsü, taş döşeli sokaklar, bir şeyleri kaybetmiş olmanın görüntüsü... Sergide, o dönemdeki Lizbon'un her sanatçı için esin kaynağı olduğu görülmektedir. Savaşların evresinde şehrin nasıl büyüdüğü ve yeni yeni oluşumlar görülüyor'' şeklinde konuştu.
SSM ile Portekiz'deki Calouste Gulbenkian Vakfı işbirliğiyle düzenlenen sergi, 14 Temmuz 2009 tarihine kadar gezilebilecek.
Serginin küratörü Maria Helena de Freitas ise serginin başlığındaki başka bir şehir olan Lizbon'da Orhan Pamuk'un kitabını eline alan her Portekizli'nin kendisini İstanbul ile özdeşleştirdiğini belirtti.
Biri Batı'da, diğeri Doğu'da olmasına rağmen, iki şehrin birbirine çok benzediğini söyleyen Freitas, ''Tramvayların gürültüsü, taş döşeli sokaklar, bir şeyleri kaybetmiş olmanın görüntüsü... Sergide, o dönemdeki Lizbon'un her sanatçı için esin kaynağı olduğu görülmektedir. Savaşların evresinde şehrin nasıl büyüdüğü ve yeni yeni oluşumlar görülüyor'' şeklinde konuştu.
SSM ile Portekiz'deki Calouste Gulbenkian Vakfı işbirliğiyle düzenlenen sergi, 14 Temmuz 2009 tarihine kadar gezilebilecek.