Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Kırşehir Öğrenim Gençliğine Yardım Derneği tarafından Kültür Müdürlüğü Salonu'nda düzenlenen ''Anayasal Demokrasi ve Yargı Bağımsızlığı'' konulu konferansta, Anayasa değişikliği paketi hakkındaki görüşlerini dile getirdi.
Anayasa değişikliğinde yargı bağımsızlığını daha ileriye götürecek değişiklikler olmadığını ileri süren Kanadoğlu, ''Anayasa değişikliği paketini madde madde incelemeye başladığımızda da belirli şekilde bir siyasi iktidarın kendi çıkarına bir yargı yaratma hevesini çok açık ve net bir şekilde görüyoruz'' görüşünü ifade etti.
Siyasi iktidarların, iktidar olmanın, istediğini yapmak anlamına gelmediğini bilmeleri gerektiğini kaydeden Kanadoğlu, şöyle konuştu: ''Bir siyasi iktidar, insanların temel hak ve özgürlüklerine veya demokrasiye aykırı hareket ettiği takdirde bunun cezası mutlaka halk tarafından kesilecektir. Gerçekten Anayasa değişikliği gerekiyorsa mutlaka yapılmalıdır. Halkın üzerinde anlaşabileceği, kabul edeceği, uzlaşabileceği bir metin olmalıdır. Bu herhalde on günde, on ayda yapılabilecek bir olay da değildir. Bu konunun hazırlığının bu işin uzmanları tarafından yapılması gerekir.”
Anayasa değişikliklerinin diğer yasalardan farklı olarak, mecliste kabul edildiği anda yürürlüğe giren yasalar olmadığını dile getiren Kanadoğlu, şöyle devam etti: ''Şimdi Meclis tarafından kabul edilmiş ve Cumhurbaşkanı'na gönderilen bu yasa sadece kabul edilmiş bir yasadır, yürürlüğe giren bir yasa değildir.
Eğer bu yasalar 367'yi geçmiş olsaydı dahi Cumhurbaşkanı bunu halk oylamasına gönderebilirdi. 330-367 aralığında kaldığı için zaten halk oyuna gidecek bir yasadır. Sayın Cumhurbaşkanı bunun onayını verirse Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihten itibaren 10 günlük sürede 110 milletvekili imza toparlayabilirse Anayasa Mahkemesi'ne iptal davası açılabilir. İptal davası açılırsa halk oylaması ne zaman yapılacak? YSK, öyle sanıyorum ki Anayasa'nın 67. Maddesi gereğince seçim sürecini 120 gün olarak ilan edecektir.”
Anayasa değişikliğinde yargı bağımsızlığını daha ileriye götürecek değişiklikler olmadığını ileri süren Kanadoğlu, ''Anayasa değişikliği paketini madde madde incelemeye başladığımızda da belirli şekilde bir siyasi iktidarın kendi çıkarına bir yargı yaratma hevesini çok açık ve net bir şekilde görüyoruz'' görüşünü ifade etti.
Siyasi iktidarların, iktidar olmanın, istediğini yapmak anlamına gelmediğini bilmeleri gerektiğini kaydeden Kanadoğlu, şöyle konuştu: ''Bir siyasi iktidar, insanların temel hak ve özgürlüklerine veya demokrasiye aykırı hareket ettiği takdirde bunun cezası mutlaka halk tarafından kesilecektir. Gerçekten Anayasa değişikliği gerekiyorsa mutlaka yapılmalıdır. Halkın üzerinde anlaşabileceği, kabul edeceği, uzlaşabileceği bir metin olmalıdır. Bu herhalde on günde, on ayda yapılabilecek bir olay da değildir. Bu konunun hazırlığının bu işin uzmanları tarafından yapılması gerekir.”
Anayasa değişikliklerinin diğer yasalardan farklı olarak, mecliste kabul edildiği anda yürürlüğe giren yasalar olmadığını dile getiren Kanadoğlu, şöyle devam etti: ''Şimdi Meclis tarafından kabul edilmiş ve Cumhurbaşkanı'na gönderilen bu yasa sadece kabul edilmiş bir yasadır, yürürlüğe giren bir yasa değildir.
Eğer bu yasalar 367'yi geçmiş olsaydı dahi Cumhurbaşkanı bunu halk oylamasına gönderebilirdi. 330-367 aralığında kaldığı için zaten halk oyuna gidecek bir yasadır. Sayın Cumhurbaşkanı bunun onayını verirse Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihten itibaren 10 günlük sürede 110 milletvekili imza toparlayabilirse Anayasa Mahkemesi'ne iptal davası açılabilir. İptal davası açılırsa halk oylaması ne zaman yapılacak? YSK, öyle sanıyorum ki Anayasa'nın 67. Maddesi gereğince seçim sürecini 120 gün olarak ilan edecektir.”