Anayasa Mahkemesi, Ankara 2 No'lu F tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumundaki hükümlü Özkan Kart'la ilgili verdiği karar Resmi Gazete’de yayımlandı.
Kararda, mevzuatta bir sınırlama olmadığı halde odasında 10 kitaptan daha fazla kitap bulundurmasına izin verilmediği, bu nedenle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasında bulunduğu aktarıldı.
Kart'ın 6 yıldır cezaevinde bulunduğu, bu süre içerisinde 500'e yakın kitap okuduğu ve artık cezaevi kütüphanesinde okuyacağı kitap kalmadığı için ailesi vasıtasıyla kitap getirttiği kaydedildi.
Ancak aynı anda şahsına ait 5 kitap bulundurabileceği gerekçesiyle daha fazla kitabın kendisini verilmediğini ifade eden Kart'ın, daha fazla sayıda kitap bulundurma talebinin herhangi bir yasal mevzuata dayalı olmaksızın cezaevi yönetimince keyfi olarak sınırlandırılması nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesini istediği aktarıldı.
Kararda, Kart'a 10 kitaptan daha fazla verilmemesinin sebebi olarak oda veya koğuş düzeninin bozulmasının önlenmesi gerekçesinin gösterildiği kaydedildi.
Kart'ın ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin kamu düzeninin sağlanması kapsamında devlet tarafından belirlenen amaçların ve faaliyetlerin uzantısı niteliğinde olduğu kanaatine ulaşıldığı ve bunun da Anayasa'nın ifade özgürlüğüne ilişkin 26. maddesinin ikinci fıkrası kapsamında meşru bir amaç taşıdığı sonucuna varıldığı belirtildi.
Öte yandan, cezaevinde tutuklu ve hükümlülerin yanlarında kütüphaneye ait 5 ve kendilerine ait 5 olmak üzere toplam 10 kitap bulundurmalarına izin verildiği, ayrıca bu kitapları her 15 günde bir değiştirebildikleri kaydedildi.
Yüksek Mahkeme'nin kararında Kart'ın 10'dan fazla kitap bulundurmasına izin verilmemesi sebebiyle müdahale edilen ifade özgürlüğü ile oda veya koğuş düzeninin sağlanması arasındaki dengenin ölçülü olduğunun kabulü halinde, daha fazla kitap bulundurma talebinin reddine ilişkin gerekçelerin inandırıcı, ilgili ve yeterli oldukları sonucuna varılabileceği belirtildi.
Kararda, Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edilmediğine karar verildiği kaydedildi.