Ermenistan Dışişleri Bakanı Edvard Nalbantyan, Yukarı Karabağ sorununun çözümünü amaçlayan müzakereler kapsamında Azerbaycan ve Ermenistan Cumhurbaşkanlarının Prag ve St. Petersburg'da yaptıkları son görüşmelerde Ermenistan'ın yapıcı tutum sergilemediği yönünde Bakü'den yapılan açıklamaları "şaşkınlıkla" karşıladığını söyledi.
Nalbantyan, söz konusu açıklamaların, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in çevresindekiler arasında ''ciddi bir görüş ayrılığı bulunduğu görüntüsü'' verdiğini savundu.
''Bu tür açıklamaların düzenli hale gelmesinin, Azerbaycan'ın müzakerelerde sonuç elde etmek yerine başka şeyler amaçladığını gösterdiğini'' söyleyen Nalbantyan, St. Petersburg görüşmesinden sonra her iki ülke Dışişleri Bakanlarının ''görüşmenin yapıcı bir ortamda geçtiği'' yönünde açıklamalarda bulunduğunu kaydetti.
Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Uluslararası İlişkiler Dairesi Başkanı Nevruz Memmedov, Cumhurbaşkanlarının geçen ay ve bu ay Prag ve St. Petersburg'da yapılan görüşmelerde herhangi bir ilerlemenin sağlanmadığını ve görüşmelerin böyle devam etmesi ve ilerlemenin sağlanamaması durumunda Azerbaycan'ın kendi tutumunda değişikliklere gideceğini söylemişti.
DAVUTOĞLU'NUN AÇIKLAMASI
Nalbantyan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Ermenistan ile ilişkilerin de konu edildiği son açıklamasına da değinerek, ''Davutoğlu'nun ifadelerinin açıklığa kavuşturulması gerektiğini'' söyledi. Nalbantyan, ''Ermenistan ile ilişkilerin bir an önce normalleşmesini belirten açıklama elbette olumlu karşılanıyor, ancak duygusal yanı bir kenara bırakılırsa, bu ifade kime hitap ediyor, Türk toplumunu mu, Ermenistan'ı mı, Azerbaycan'ı mı, Washington'u mu, Moskovayı mı, Brükseli mi?'' diye konuştu.
Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesinde görüşlerinin değişmediğini belirten Nalbantyan, ''Ermenistan, Türkiye ile ilişkileri ön koşulsuz olarak normalleştirmeye hazırdır. Türk Dışişleri Bakanının açıklaması bu bağlamda değerlendirilirse, bu elbette olumludur'' dedi.
Davutoğlu, bölge ülkeleriyle ilişkiler konusundaki son açıklamasında, ilişkilerin düzelmesi için ''Sahanın, topun ve çabaların ortak olduğunu'' ifade ederek, ''Ümitliyiz, olumlu bakıyoruz ve bu süreçler sonunda bölgenin barış, güvenlik ve istikrar havzası haline dönüşmesini bekliyoruz'' demişti.
Nalbantyan, söz konusu açıklamaların, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in çevresindekiler arasında ''ciddi bir görüş ayrılığı bulunduğu görüntüsü'' verdiğini savundu.
''Bu tür açıklamaların düzenli hale gelmesinin, Azerbaycan'ın müzakerelerde sonuç elde etmek yerine başka şeyler amaçladığını gösterdiğini'' söyleyen Nalbantyan, St. Petersburg görüşmesinden sonra her iki ülke Dışişleri Bakanlarının ''görüşmenin yapıcı bir ortamda geçtiği'' yönünde açıklamalarda bulunduğunu kaydetti.
Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Uluslararası İlişkiler Dairesi Başkanı Nevruz Memmedov, Cumhurbaşkanlarının geçen ay ve bu ay Prag ve St. Petersburg'da yapılan görüşmelerde herhangi bir ilerlemenin sağlanmadığını ve görüşmelerin böyle devam etmesi ve ilerlemenin sağlanamaması durumunda Azerbaycan'ın kendi tutumunda değişikliklere gideceğini söylemişti.
DAVUTOĞLU'NUN AÇIKLAMASI
Nalbantyan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Ermenistan ile ilişkilerin de konu edildiği son açıklamasına da değinerek, ''Davutoğlu'nun ifadelerinin açıklığa kavuşturulması gerektiğini'' söyledi. Nalbantyan, ''Ermenistan ile ilişkilerin bir an önce normalleşmesini belirten açıklama elbette olumlu karşılanıyor, ancak duygusal yanı bir kenara bırakılırsa, bu ifade kime hitap ediyor, Türk toplumunu mu, Ermenistan'ı mı, Azerbaycan'ı mı, Washington'u mu, Moskovayı mı, Brükseli mi?'' diye konuştu.
Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesinde görüşlerinin değişmediğini belirten Nalbantyan, ''Ermenistan, Türkiye ile ilişkileri ön koşulsuz olarak normalleştirmeye hazırdır. Türk Dışişleri Bakanının açıklaması bu bağlamda değerlendirilirse, bu elbette olumludur'' dedi.
Davutoğlu, bölge ülkeleriyle ilişkiler konusundaki son açıklamasında, ilişkilerin düzelmesi için ''Sahanın, topun ve çabaların ortak olduğunu'' ifade ederek, ''Ümitliyiz, olumlu bakıyoruz ve bu süreçler sonunda bölgenin barış, güvenlik ve istikrar havzası haline dönüşmesini bekliyoruz'' demişti.