Haftanın Filmleri (4 Ağustos 2017)
Türkiye'deki sinema salonlarında bu hafta 8 film vizyona girecek.Ceren Ala filmleri değerlendirdi. (Ceren.ala@ntv.com.tr)
Haberler 04.08.2017 - 16:01
-
1 "Anne"
Bir annenin en büyük korkusu nedir? Evladını kaybetmek olsa gerek. Halle Berry'nin çocuğunu çok seven bir anneyi oynadığı filmde tam da bu durum yaşanıyor. Oğlu Frankie ile parkta vakit geçiren Karla bir süre sonra cehennemin içine düştüğünü farkeder. Dünyanın en ilginç arabalarından biriyle kaçırılan çocuğunu takip etmek Karla için çok zor olmayacaktır. Film boyunca devam eden kovalamaca, bir annenin evladı için gaza ne kadar basabileceğini anlatıyor. James Bond filminde kısa saçlarıyla ortalığı yıkan Berry bu kez bir arabaya ihtiyaç duyuyor. Olsun, yaşı ilerlese de yine güzel bir kadın o. Luis Prieto'nun yönetitği filmin vasatın üzerine çıkmasının sebebi de güzel yıldız tabi ki!
-
-
2 "Kara Kule"
Stephen King, çocuk yaşta tanıştığım özel yazarlarımdandır. Kimselere benzemeyen dili ve kurgu biçimi onu sıradan olmaktan çıkarır. Gerilim ve korku yazan biri işte diye önyargıyla yaklaşan insanlar onun kitaplarını okumayanlardandır. King'in onlarca kitabı dizi ve filme çekilmiştir. Yazar da mutlaka işe dahil olur, kitaplarını sahipsiz bırakmaz. Okurken aldığım hazzı izlerken her zaman yakalayamıyorum maalesef. Yıllar geçtikçe ve teknolojik imkanlar arttıkça King'in etkisi azalıyor bence. "Kara Kule" serisini okurken başka bir zamanda hissederim kendimi. Ama bu zaman mutlaka geçmiştedir. Bütün mucizeler, en azından yazıldığı tarihte geçmektedir. Silahşör'ün, Jake'in, Eddie'nin ve Susannah'ın yer aldığı o maceralar hem gerçek dışılığı hem de gerçeğe yakınlığıyla dehşete düşürür beni. Yıl 2017 oldu, "Kara Kule" sinema perdesinde. Idris Elba, Silahşör Ronald rolünde! İki dünyayı koruyan Kara Kule'yi arıyor. Şeytandan da kötü Büyücü'yü alt edecek, kıyametin serbest kalmasını önleyecek. Tabi her şey bu kadar basit değil. Ancak bu durumu filmi izlediğinizde değil kitabı okuduğunuzda hatta kitap serisini okuduğunuzda anlarsınız. Görsel efektler, Amerikanca sahneler ve diyaloglarla sınırlandırıldığında o iş Stephen King'e ait olmaktan çıkıyor. Bu arad Stephen King ve Dan Brown kitaplarını sinemaya uyarlayan Ron Howard filmin yapımcıları. Matthew McConaughey kötüyken de çok yakışıklı. Nikolaj Arcel yönetmen koltuğunda.
-
3 "Denizde Dehşet"
Jaws izleyerek büyüyen bir nesilden geldiğim için köpek balığının yaşadığı denize balıklama atlamamak gerektiğini bilirim. Yeni maceramızda ise bu bilinçten eser yok. İki kız kardeş Meksika'da köpek balığı gözlemek için bir kafesle denizin dibini boylar. Sonrası hayat mücadelesi. Zaten artık olay daha basit. Kalabalığın arasına dalan Jaws'ın maceralarını izlemek yerine en fazla iki kişinin balığın gazabından kurtulmak için verdiği hayat mücadelesini seyrediyoruz. Bence "Açık Deniz" ve "Karanlık Sular" daha iyi filmlerdi. Ama türü sevenler izlesin derim. Mandy Moore ve Claire Holt'un güzel vücutlarıyla yer aldığı filmi Johannes Roberts yönetiyor.
-
-
4 "Cumali Ceber: Allah Seni Alsın"
Cumali, Recep İvedik'in zayıfı ve daha kaşlı hali ile karşımızda. İki oğluyla Kuşadası'na tatile giden Cumali, tüm antipatikliğiyle maceradan maceraya koşuyor. İşin acayip yanı filmi izlerken komediden değil de sinir bozukluğundan gülmeye başlıyorsunuz. Amacına ulaşan ekibi tebrik etmeden geçmeyeceğim. Ece Seçkin, Ferhat Göçer ve Gökhan Keser de kadroda. Güldüğümüz şeyleri düşününce bu film bir başyapıt diyebilirim. Gökhan Gök'ün yönettiği filmde Cumali karakterini Halil Söyletmez canlandırıyor. Allah seni almasın Cumali!
-
5 "İki"
Bir arkadaşım, Türk isimlerinin kullanıldığı filmlere ve kitaplara ısınamadığını söylemişti. Yabancı seviciliğinin bu kadarı da fazla dediğim zamanlardan biriydi. Ancak özeleştiri yapmam gerekirse korku türünde ürettiğimiz işler maalesef ruhumu doyurmuyor. Yine de "İki" görece iyi bir film. Anne ve kızı arasındaki eterik bağların bir korku hikayesi üzerinden anlatıldığı filmde tabi ki gizemli bir ev, bir mezar taşı bir de garip bekçi var. Emin Gümüşkaya ustanın kadroda olduğu filmin yönetmen koltuğunu Fatih Gürler ve Ramazan Özer paylaşıyor.
-
-
6 “Bırak Kendini”
34 yaşındaki Verónica Echegui çok güzel bir kadın. İtalyan kadınlarının tüm çekici yönleri onda toplanmış sanki. Toni Servillo ise “Muhteşem Güzellik”teki performansıyla ağızları açıkta bırakan usta bir aktör. İkili naif, eğlenceli, duygusal, komik, heyecanlı, romantik olan her şeyi gözlerimizin önüne seriyor. Servillo, karısından ayrıldığı halde onunla aynı binada yaşayan psikanalist Elia, Echegui ise kurnaz ve çılgın Claudia rolünde. Aralarındaki kocaman yaş farkını birbirlerinin yaşına inerek veya çıkarak hallettikleri anlara şahit olmak çok keyifli. Francesco Amato’nun yönettiği film kafa dinlemek için ideal.
-
7 “İsmail’in Hayaletleri”
Fransız yönetmen Arnaud Desplechin, izleyeni karanlık bir odaya sokar, o odada gülünecek bir şey bulur ve gülersiniz, sonra tekrar huzursuzluk başlar vs. Her yönetmen mutlaka yaratıcılıkla ilgili bir film çekmeli mi bilmiyorum. Desplechin bu kez yaratım sürecinde sancılar çeken bir adamı ve o adamın eski ve yeni kadınlarıyla kurduğu ilişkiyi anlatıyor. Yeni kadını canlandıran Charlotte Gainsbourg bence Marion Cotillard’tan çok daha başarılı. Bunun nedeni Cotillard’ın Gainsbourg’dan kötü oynaması mı, yönetmenin eksikliği mi derseniz, oyumu ikinci seçenekten yana kullanıyorum. Film bir süre sonra herkes hayaletmiş de ruhlar konuşuyormuş etkisi yaratıyor. Mutlaka sevilecek bir yönünü bulmam gerekirse İsmail’e hayat veren Mathieu Amalric’i izlemek her zaman güzel diyebilirim.
-
-
8 “Balerin ve Afacan Mucit”
Bu haftanın animasyonu çok tatlı. Fransızlar gibi olmasa da Fransız tatlıları gibi tatlı. Hayalleri olan iki arkadaşın kırsaldan kente kaçış öyküsü, bir peri masalı gibi... Bazen iki adım atmaya üşendiğimiz bu zamanlarda hepimize iyi gelecek hayallerinin peşinden koşanları izlemek. Biri balerin diğeri mucit olmak isteyen Félicie ve Victor öyle güzeller ve öyle vazgeçmekten uzaklar ki, insan "bu iş animasyondan başka bir şey olamaz zaten" düşüncesini geçiriyor içinden. Bu güzel işin yaratıcıları Eric Summer ve Éric Warin. Mutlaka izleyin!