Mesut Yar: Trump'la oturup Demet Akalın-Aleyna Tilki kavgasını konuşabiliriz

Öykü Özdoğan’ın hazırlayıp sunduğu “20 DAKİKA”; gazeteci ve televizyoncu Mesut Yar’ı konuk etti. Yar, NTV Radyo dinleyicilerine hem eski programlarından, hem de “Mesut Yar Sunar” adlı yeni programından bahsetti.

Abone ol

Paylaş

Haberler 09.02.2017 - 09:51 Son Güncelleme : 09.02.2017 - 09:53

• 1

  "ALIŞTIĞIMIZIN DIŞINDA BİR PROGRAM"

  “Mesut Yar Sunar” programı alıştığımızın biraz daha dışında bir program daha doğrusu tüm Mesut Yar programları gibi bu da farklı bir formata sahip. Bizim en kısa süren programımız en az 5 dönem sürüyor. Son bıraktığımız program 7 dönem sürdü, onunla rekor kırdık. “Mesut Yar Sunar” isminden de anlayacağımız üzere, hayata dair her şeyi işleyeceğiz ve ağız dolu kahkakayla bu programı vereceğiz. Bir haber programı değil bu, bir morning show. İçinde hava durumundan, ekonomik durumlara kadar, uzaylılarla konuşmaktan, kendi avatarını yaratıp kendi avatarıyla sohbet etmeye kadar, erkek erkeğe magazin şalalasından, televizyon hastasına kadar bir sürü gönderme bulunan tuhaf bir program. Format diyemeyiz. Bir yerinden yakalarsanız, sonuna kadar gidersiniz. Önemli olan bir yerinden yakalamanız...

• 2

  "İLK TV’YE ÇIKIŞIM TESADÜF OLDU"

  Tam ekrana çıkışım 93 senesi. Kanal E’de editördüm, haber müdürüydüm. Açıkçası tam bir tesadüf oldu. Tolga Savacı başlayacaktı programa. Son dakika bir anlaşmazlık yaşandı. Onun yerine adam olmadığında, çıktım. Şimdi baktığımda, nereden baksanız çeyrek asıra denk geliyor. “By Night” bir gece programıydı.

  Kendi içerisinde bir sürü ilkleri vardı. Cem Yılmaz’ın ilk kez televizyona çıkması gibi, ilk o programda çıkmıştır. İlk telefon bağlantıları, o programda yapılmıştır. Bi sürü abuk subukluğu içinde yaşatan bir programdı. Sonra biraz geceyle özdeşleştik ve oradan yürüdük.

• 3

  "BENİ ANA HABER’DE KULLANDILAR"

  Talk show’larla devam etti ama bir yanda da gazeteci kimliği olduğu için, bir dönem beni ana haberde kullandılar. Ana haberde çok da elverişli bir adamdım. O dönemdeki ustaların çoğunluğu “Haber gülümserek sunulur mu? Habere yorum katılır” mı diye baya uzun tartıştılar ama 20 yıl sonra geldikleri nokta, tam da o noktaydı. O benim için tarihin kusursuz bir ironisi.

  Yıllar devam ederken “Uyan Türkiye” diye bir şey yaptık, öyle bir format bulduk biz. Aslında bu Türkiye’de ilk sabah formatlarından biriydi. Sevgili Metin hoca da yapmıştı zamanında. “Uyan Türkiye” komik bir şeydi çünkü içinde var olan gerçek kişiler, muhabirinden montajcısına kadar hepsinin dahil olduğu bir kabareydi. Bir haber kabaresi yapılabilir mi Türkiye’de? Biz bunu düşündük ve hakikaten bitirdiğimizde Haldun Dormen tiyatrosundan çıkmış tipler gibiydik. Sunucu da öyle, kurguyu yapan montajcı da öyle. Herbirinin ekranda yarattığı karakterler vardı. Hepsi kendi içerisinde bir mizah üretmeye başladı.

• 4

  "BAŞBAKAN İLE KURTLAR VADİSİ ÜZERİNDEN DİPLOMASİ MUHABBETİ YAPIYORDUK"

  Türk televizyonları için bir sürü ilki yaptık ne Nafile Diyaloglar’da o zamandan bu yana hiç televizyonda talk showlara ya da haber programlarına katılmayan Sayın Başbakan, Sayın Bakanlar Kurulu, Sayın Muhalefet liderleriyle baya diziler üzerinden, Kurtlar Vadisi üzerinden diplomasi muhabbetleri yapıyorduk. Böyle ilkler yaşandı. Bir kuşak ciddi bir şekilde “Uyan Türkiye” ile büyüdü ve onlar çok farklı bir iş olduğunu anladılar. Kabul etmemiz lazım ki global sertleşme bizde de çok yaygın ve o tip bir mizahı üretebilmek, kara mizah yapabilmek artık çok kolay değil. Haberler üzerinden yapabilmek kolay değil çünkü haber artık, eskiden bu bir slogandı ama, hakikaten hayatın tam kendisi. Biz de o zaman hızlı bir şekilde talk show formatına kaçtık.

• 5

  "PROGRAM BİTTİ ÇÜNKÜ KONUK BİTTİ"

  “Burada Laf Çok” da mesela öyle doğdu. Oradaki samimiyet tamamen “Uyan Türkiye”den gelen samimiyetten kaynaklıydı. İnsanlar da bir dönem sonra anladılar ki, bu adam asla bel altı soru sormaz, özel hayatımızı didiklemez ve sadece gerçekten arkadaşımız olduğu için, bir kahvehane ya da ev sohbeti gibi sohbetler yapardık. O da bitti çünkü konuk bitti. Türkiye’de konuşulabilecek herkesle konuştuk biz. O formata, tak show’lara çok fazla çıkmak istemiyorlar insanlar. Fark ettiyseniz, bu sene talk show’suz bir sene.

  Biz boş mu duracağız? Hayır tabikide. “Mesut Yar Sunar” formatı da oradan çıktı. Madem bunu yapmıyoruz, başka şeyler yaparız dedik. Kendi talk show’unu kendin üretirsin, kendi haberini kendin üretirsin gibi... İlginç, meselesi olan, zaman zaman da sokaktaki insanın aklı olacak, tuhaf bir komedi programı, -sı, -ımsı, şovumsu...

• 6

  "İLK SABAH FORMATINI BULAN ADAMLARDAN BİRİSİYİM DİYEBİLİRİM"

  İlk gece formatını ben bulmadım ama sabah formatı için diyebilirim. Fakat Türkiye de gece formatını yaptığım için gece formatına ilk giren isimlerden biriyim. Marjinal saatler iyidir. Gece harikadır. Bütün günün yorgunluğunu sizinle atar insanlar. Sizi izleyerek uyurlar. Sabah ise uyandıran insansınız.

  Yeni bir güne insanların enerji ile başlaması lazım. İşte açmış gri bir gökyüzü, birçok şey yolunda değil. Karısıyla, eşiyle kavga etmiş. Bir Pazar günü var, onda da erken kalkmaması lazım ama hani Mesut da ekrana çıkmış, çocuğu yalnız bırakmayalım dediği anda onu kalktığına pişman edeceğim. O Pazar onun için güzel bir Pazar olacak. Bir ertesi günü unutabileceği Pazar yaşatacağım ona. Aslında çok emek, yoğun bir iş. Standart bir kafanın yapabileceği bir şey değil. Bir süredir hazırlanıyoruz.  Cumartesi Pazar, 2 saat sürecek.

• 7

• 8

  "TRUMP’LA OTURUP DEMET AKALIN-ALEYNA TİLKİ KAVGASINI KONUŞABİLİRİZ"

  Yarın mesela hiç ummadığınız anda Trump karşınıza çıkabilir ve konuşmaya başlar. Biz Trump’la oturup Demet Akalın ile Aleyna Tilki’nin kavgasını konuşabiliriz. Ama birkaç tane daha var. Yani birkaç enteresan bölüm. Zaten buradaki kurgu birbirine bağlantılı kurgu değil, yani kim neresinden yakalarsa programı oradan tutuyor. Yani atıyorum 17 dakika kaçırdınız programda, kaçırdığınız hiçbir şey sadece o 17 dakikayı kaçırmış oluyorsunuz. Oranın devamı da küçük parçalar halinde devam ediyor.

• 9

  "ÇOK ÖZLEDİĞİM İŞLERDEN BİRİ RADYO"

  Radyo, yarım asır yaşında olduğuma göre, demek ki çeyrek asırda yaptığım işlerden biriydi. Çok ta özlediğim işlerden biri. Adam lazım mıydı?

  Ben arkeoloji okudum. Yüksek Lisansı müzecilik üzerine yaptım. Türk İhtisat Tarihi doktorası yaptıktan sonra bir tarih doktoruyum ve bu unvanımı sadece belgesellerde kullanıyorum, o da artık avukatım bastırdığı için. “30 sene okudun bari burada kullan” diyor. Arkeoloji ve tarih benim göz bebeğim. Dolayısıyla yaptığım belgeseller benim göz bebeğim. Ama bunun dışında hangi alanı seviyorsun diye derseniz hani orada değişiyorum. Oradaki Mesut mu gerçek, yoksa burada mahcubiyetten şu anda terleyen Mesut mu gerçek onu bilmiyorum. Mesela her deplasmanda şu sıkıntıyı yaşıyorum. Kelimeleri kuramamak, hani şey bağlayamamak, bir sonuca gidememek.  Neden-sonuç ilişkisini havada bırakmak gibi şeyler yaşıyorum ama kendi evimde olmuyor bu. Beşiktaş’lılığın bir getirisi herhalde diyelim.

• 10

  "KENDİMİ FİLM İZLEMEYE VERDİM"

  Giderek uzmanlaşan, sanki akademi ödüllerinin 100 yıllık tarihini yazacak bir adammışım gibi, kendimi film izlemeye verdim.

  Kitap okuma meselesine zaten çok takıntılıyım. Hızlı okuma becerim var. Fotografik hafıza. Bunu da not düşün bir kenara. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ni kırk yılın birincisi olarak bitirdim. 97.3 ile. Bir kere okumak yetiyor bana, çok enteresan.

  Beynin hem sağ hem de sol tarafını kullanabiliyorum. Her ikisini aynı anda kullanabiliyorum. Bu yüzden İngiltere’de, Kıbrıs’ta, Avusturalya’da araba kullanırken hiç sıkıntı çekmiyorum. Dolayısıyla niye bunların hepsi ben de toplanmış diye araştırmalar yapıyorum. Vaktim de onla geçiyor zaten...

• 11

  Hafta içi her akşam 18.20’de yayınlanan 20 Dakika’nın tekrar bölümleri, hafta sonu NTV Radyo’da ve ntvradyo.com.tr’de.