Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği ile Amerikan Endokrin Derneği’nin birlikte düzenledikleri EndoBridge 2013 toplantısının en önemli başlıklarından biri; Danimarka kökenli araştırma oldu. Geçtiğimiz günlerde yapılan Amerikan Tiroid Cemiyeti Kongre’sinde sunulan araştırma sonucu, hamile hipertiroidi hastalarını yakından ilgilendiriyor. Zira 1996-2008 yılları arasında 8049 gebe üzerinde yapılan araştırmaya göre; tiroid bezinin fazla çalıştığı durumlarda, yani hipertiroidi tedavisinde kullanılan metimazol ve propiltiourasil etken maddeli iki ilaç bebeklerde anomaliye yol açıyor.
İşin kötü yanı; bu iki ilacın hipertiroidi hastalığında kullanılmak zorunda olması ve şu anda alternatiflerinin bulunmaması. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız da bu noktaya parmak bastı ve araştırma sonucunu şöyle değerlendirdi:
“Gebe olsun olmasın, bize bir hipertiroidi hastası geldiğinde tedaviye bu ilaçlarla başlıyoruz çünkü başka ilaç yok. Dolayısıyla birçok insan bu ilaca maruz kalıyor ama kritik noktayı; gebelikte bu ilaçların hangisinin ne kadar kullanılacağı oluşturuyor. Bizim bugüne kadar gebelerde kullanılan bu ilaçlarla ilgili böyle bir endişemiz vardı ve bu son çalışma, endişemizde haksız olmadığımızı gösterdi. Biz zaten gebelikte ilaç kullanımı konusunda dikkatli olmaya çalışırız ama elimizde başka seçenek de yok. Yeni çalışma ile bunların gebelikte sakıncalı olduğu ve bebekte anomali yarattığı ortaya çıktı.”
KAS-İSKELET VE BAŞ-BOYUN ANOMALİSİ YAPIYOR
Araştırma sonucunda, metimazol içeren ilacın %50, diğerinin ise %75 oranında anomali riskini artırdığının saptandığını söyleyen Prof. Yıldız, “Aynı grup ilaçlar olmasına rağmen metimazol kas-iskelet anomalilerine, propiltiourasil ise baş-boyun anomalilerine sebep oluyor” dedi.
Prof. Yıldız, hipertiroidi tedavisi için bu ilaçlara mecbur olunduğunu söylüyor, peki bu hastalıkla yaşayan ve hamile kadınlara nasıl bir tedavi protokolü uygulanmalı? Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, “Başka seçeneğimiz olmadığı için ‘kullanmayın’ diyemiyoruz ancak bu ilaçların gebelerde çok dikkatli, düşük dozlarda ve çok kısa süre kullanılması gerektiğini biliyoruz. Bu, bizim elimizi kolumuzu bağlayan bir durum. Bu nedenle de hipertiroidi tedavisi için acilen yeni ilaçların geliştirilmesine ihtiyaç var” değerlendirmesinde bulundu.
İşin kötü yanı; bu iki ilacın hipertiroidi hastalığında kullanılmak zorunda olması ve şu anda alternatiflerinin bulunmaması. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız da bu noktaya parmak bastı ve araştırma sonucunu şöyle değerlendirdi:
“Gebe olsun olmasın, bize bir hipertiroidi hastası geldiğinde tedaviye bu ilaçlarla başlıyoruz çünkü başka ilaç yok. Dolayısıyla birçok insan bu ilaca maruz kalıyor ama kritik noktayı; gebelikte bu ilaçların hangisinin ne kadar kullanılacağı oluşturuyor. Bizim bugüne kadar gebelerde kullanılan bu ilaçlarla ilgili böyle bir endişemiz vardı ve bu son çalışma, endişemizde haksız olmadığımızı gösterdi. Biz zaten gebelikte ilaç kullanımı konusunda dikkatli olmaya çalışırız ama elimizde başka seçenek de yok. Yeni çalışma ile bunların gebelikte sakıncalı olduğu ve bebekte anomali yarattığı ortaya çıktı.”
KAS-İSKELET VE BAŞ-BOYUN ANOMALİSİ YAPIYOR
Araştırma sonucunda, metimazol içeren ilacın %50, diğerinin ise %75 oranında anomali riskini artırdığının saptandığını söyleyen Prof. Yıldız, “Aynı grup ilaçlar olmasına rağmen metimazol kas-iskelet anomalilerine, propiltiourasil ise baş-boyun anomalilerine sebep oluyor” dedi.
Prof. Yıldız, hipertiroidi tedavisi için bu ilaçlara mecbur olunduğunu söylüyor, peki bu hastalıkla yaşayan ve hamile kadınlara nasıl bir tedavi protokolü uygulanmalı? Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, “Başka seçeneğimiz olmadığı için ‘kullanmayın’ diyemiyoruz ancak bu ilaçların gebelerde çok dikkatli, düşük dozlarda ve çok kısa süre kullanılması gerektiğini biliyoruz. Bu, bizim elimizi kolumuzu bağlayan bir durum. Bu nedenle de hipertiroidi tedavisi için acilen yeni ilaçların geliştirilmesine ihtiyaç var” değerlendirmesinde bulundu.