SEVİMLİ TEHLİKELİ
Mahsun Kırmızıgül gibi şarkıcılığa ara verip sinemaya atılan ama kendi yolunu çizen Özcan Deniz, 4. uzun metrajıyla karşımızda. Ne var ki bu kez kendisi rol almıyor. Yazıp yönetmiş. “Evim Sensin”de G. Kore sinemasının harikalarından “A Moment To Remember”ın hikayesini anlatmıştı, bu kez de yer yer Bollywood filmlerine göz kırpıyor ama benzerliktir sadece deyip geçiyoruz. Zarok, aynı kızı ikinci kez kaçırmak zorunda kalan bir delikanlıdır.
YABAN
Önce annesini kaybeden, sonra uyuşturucu batağına saplanan, en nihayetinde evliliğinde dikiş tutturamayınca kendini yok etmeye çalışan bir kadın Cheryl. Ama kendini yok etmek yerine tamamen yanıp küllerinden doğmaya karar veriyor. Yollara düşüyor. Üstelik Amerika’nın en zorlu ve tehlikeli bölgelerinden birinde tek başına yürüyor. Orada, derin boşluklara bakarak o boşlukların da kendi içine bakmasına izin veriyor. Kendini arayış öyküsü yani. Bu başarılı filmi bir yolculuk olarak da görebilirsiniz, kişisel gelişim kitabı olarak da izleyebilirsiniz. Ama dediğimiz gibi; yönetmeni iyi.
JÜPİTER YÜKSELİYOR
“Matrix”in yaratıcısı Wachowski kardeşlerin yeni filmi deyip hemen izlemeyi düşünebilirsiniz. Ama “Cloud Atlas”ı hatırlayın! Dolayısıyla hikayeyi anlatmak gerek biraz: Jupiter Jones ile tanıştırıyor film bizi. Doğduğu andan itibaren öyle işaretler ortaya çıkar ki ileride sıradışı olayların başrolünde yer alacağı hissi uyandırır. Genç bir kadındır artık ve yaşamını hizmetçilik yaparak kazanmaktadır. Ama filmdeki dünya, bildiğimiz dünyadan biraz farklı. İnsanoğlu, besin zincirinin en alt basamağındadır.
Derken, genetik mühendislik harikası eski asker Caine dünyaya iner. Amacı Jupiter’i bulmaktır. Niye diyecek olursanız, evrenin hakimi olan kötü kalpli kraliçe, bu genç kadını hükümdarlığının karşısındaki en büyük tehdit olarak görmektedir. Yani biraz zorlarsanız “Matrix”e benzeyen bir yapı var. Yine bir kehanet, yine sıradan bir insana biçilen boyundan büyük bir görev, yine bir kurtarıcı mevcut. Wachowski’lerin senaryoya da imza attığı film, 2014’ün merakla beklenen yapımlarından biriydi, ama dijital sahneler zahmetli olunca post-prodüksiyon uzadı, gösterim bu yıla kaldı. Filmin, “Matrix”teki gibi yenilikler içermediği ama “Cloud Atlas”la kıyaslandığında, dahi yönetmenlerin hayranlarının daha kolay kabul edebilecekleri bir evren sunduğu konuşuluyor. Başrollerde Mila Kunis, Channing Tatum, Eddie Radmayne ve Sean Bean gibi kalburüstü isimler var.
ÖZGÜRLÜK YÜRÜYÜŞÜ
“12 Yıllık Esaret” filminin yapımcıları yine işbaşında. ABD’de ırkçılık tartışmalarının, siyah gençlerin polis tarafından peşpeşe vurulması nedeniyle iyice arttığı bugünlerde, ülke tarihinin önemli bir dönüşüm evresini anlatan bir filmle karşı karşıyayız. Filme ismini veren Selma, Alabama eyaletine bağlı bir kent. 1965’te, o kentten eyalet başkentine giden uzun yolda düzenlenen ırkçılık karşıtı yürüyüşlerin öyküsü anlatılıyor. Martin Luther King öncülüğündeki bu protesto yürüyüşlerinde dile getirilen oy hakkı, kamuoyunda yankı uyandırmış, dönemin ABD başkanı Oy Hakkı Kanunu’nu onaylamak zorunda kalmıştı.
Film, bu tarihi olayların 50. yıldönümünde, yaşananları bir kez daha hatırlatıyor, ülke hafızasını temize çekiyor. Kadın yönetmen Ava DuVernay’ın Altın Küre’ye aday gösterilen rejisine övgüler çoğunlukta. Filmin kendisi de Oscar’a aday aynı zamanda. Başrollerde David Oyelowo, Tim Roth, Tom Wilkinson, Martin Sheen ve Cuba Gooding Jr. gibi önemli isimler bulunuyor.
TURİST
Cannes Film Festivali’nde “Belirli Bir Bakış” bölümünün Jüri ödülünü kazanan bu İsveç filmi, ülkesini yabancı dilde Oscar yarışında da temsil etti. Dışarıdan bakıldığında mutlu görünen bir ailenin aslında dağılmak üzere olduğunu nasıl anlarsınız? Onları bir kar tatiline gönderip üzerlerine çığ düşürerek! Senarist-yönetmen Ruben Östlund’un büyük bir ustalıkla yazdığı sahnede, Tomas ve ailesini Fransız Alpleri’ndeki lüks bir otelin restoranında yemek yerken görürüz. Aile o sırada kontrollü bir şekilde gerçekleştirilen çığ vakasıyla karşılaşır.
Tomas, karlar restoranın üzerine doğru inerken panikler, ailesini bırakıp kaçar. Olay bitip her şey normale döndüğünde, Tomas bu “korkaklığını” telafi etmeye çalışır. Eşinin yanında yeniden bir “koca”, çocuklarının karşısında ise yeniden bir “baba” olmak zorundadır. Başrollerde Johannes Kuhnke, Lisa Loven Kongsli ve Clara Wettergren var. Erkeğin, toplumdaki ve aile hiyerarşisindeki yeri üzerine bu ilgi çekici öyküyü, Filmekimi’nde ıskalayan tüm sinemaseverlere öneririz.
SÜNGER BOB KARE PANTOLON 3D
Bir dönemin çocuklarının hayal dünyasına damga vuran Sünger Bob, yepyeni bir macerayla karşımızda. Hain planları bulunan kötücül bir karaktere karşı Sünger Bob ve arkadaşları işbaşı yapar. Şöyle ki: Korsan Burger Beard, ele geçirdiği sihirli kitaptan faydalanarak tehlikeli bir formül üzerinde çalışmaya başlar. Eğer amacına ulaşırsa tüm Bikini Bottom şehri tehlike altında olacaktır.