Taksim’de 32 kişinin yaralanmasına neden olan canlı bombanın, 24 yaşındaki Vedat Acar olduğu ve Acar’ın 2004 yılında PKK’ya katıldığı açıklandı.
İlişkili Haberler
Olay sonrası ise PKK, 'bizimle ilgilsi yok' açıklaması yapmıştı.
İstanbul Valiliği'nin 'canlı bomba PKK’lı' tespitiyle de akıllara pekçok soru geldi. 'Örgütün, şiddeti hala koz olarak kullanma taktiği mi ya da örgüt içinde ayrı bir yapı mı?' bunların en başında gelenleri oldu.
Abdullah Öcalan’ın yakalandığı 1999’da Habur’dan Türkiye’ye giriş yapan grupta yer alan Yüksel Genç, NTV Canlı Haber’de sıcak gelişmeyi değerlendirdi.
Genç, kendilerinin Türkiye’ye 11 yıl önce geldiğini ve bu bakımdan 'genç' olarak tanımladığı Vedat Acar’ı tanımasının mümkün olmadığını söyledi.
Taksim saldırısının, PKK tarafından üstlenilmediğini ve bundan önce de zaten kendisinin böyle düşündüğünü söyleyen Genç, gerekçe olarak iki noktaya temas etti:
"Birincisi, PKK yaptığı eylemleri üstlenen bir örgüt. Kısa süre önce Diyarbakır’daki dershanenin önündeki patlama, Batman’da patlayan mayın ve başka şeyler buna örnek. Tepkilere rağmen üstlendildiği ortada. İkincisi ise, dünyada hiçbir örgüt ateşkesi 8 ay uzattıktan sonra bu süreci sabote etmek istemez.
O ZAMAN PKK'YA RAĞMEN Mİ?
Bir gerçek var ki, Kürt sorununun yarattığı çatışmalı ortam savaş lobisinin ilgisini çekti.
Şu an, diyalog sürecinin müzakereye evirlmesi aşamasındayız. Dünya deneyimlerine de baktığımızda, örneğin Güney Afrika’da, en kanlı dönemin müzakere süreçlerinde yaşandığını görüyoruz. Ben, olayın savaş lobisinin provokasyonu sonucu olduğunu düşünüyorum.
Türkiye’nin de, bu gerçekle ilişkilerini ciddi anlamda gözden geçirmesi, dikkatli olması ve buna göre bir tutum takınması gerektiğine inanıyorum.
Başka bir örnek; Geçitli köyündeki patlama da 1 aylık ateşkes sürecinin bitimine yakın olmuştu. Taksim’in de böyle bir özelliği var. Ben ciddi bir savaş lobisi gerçeğiyle karşı karşıya olunduğu düşüncesindeyim."