İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet Gazetesi'nin yönetici, yazar ve çalışanlarına yönelik iddianameyi kabul etti. İlk duruşma 24 Temmuz yapılacak.
Aralarında gazeteciler Can Dündar, Ahmet Şık, Kadri Gürsel, Murat Sabuncu, İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, avukatlar Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör ve karikatürist Musa Kart gibi tutuklu 12 ismin bulunduğu 19 sanık, örgüt üyesi olmamakla birlikte silahlı terör örgütüne yardım etmekle suçlanıyor. Can Dündar soruşturmanın bir numaralı şüphelisi.
İddianamede, Can Dündar'ın 2013'te gazetenin başına geçmesi ile birlikte, gazetenin kuruluş amaç ve hedeflerinin dışına çıkarak farklı bir yörüngeye oturduğu savunulmuştu.
"Gazete bu dönemde FETÖ, PKK ve DHKP-C terör örgütlerinin savunucusu ve kollayıcısı olmuştur" denilmişti.
Hükümet ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın asimetrik savaş yöntemleriyle hedef tahtası haline getirilerek yoğun bir algı operasyonunun başladığı iddia edilmişti.
Bu süreçte yaşanan yayın politikası değişikliğinden ve haberlerin aktarılış şekillerinden yönetim kurulunda bulunan tüm şüphelilerin sorumluluğunun bulunduğu da iddia edilmiş, şüphelilerin fethullahçı Terör Örgütü'nün kriptolu haberleşme programı ByLock kullanan kişilerle ilişkileri olduğu ifade edilmişti.
Sanıklar hakkında 7 buçuk yıldan 43 yıla kadar değişen oranlarda hapis cezaları isteniyor.
Aralarında gazeteciler Can Dündar, Ahmet Şık, Kadri Gürsel, Murat Sabuncu, İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, avukatlar Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör ve karikatürist Musa Kart gibi tutuklu 12 ismin bulunduğu 19 sanık, örgüt üyesi olmamakla birlikte silahlı terör örgütüne yardım etmekle suçlanıyor. Can Dündar soruşturmanın bir numaralı şüphelisi.
İddianamede, Can Dündar'ın 2013'te gazetenin başına geçmesi ile birlikte, gazetenin kuruluş amaç ve hedeflerinin dışına çıkarak farklı bir yörüngeye oturduğu savunulmuştu.
"Gazete bu dönemde FETÖ, PKK ve DHKP-C terör örgütlerinin savunucusu ve kollayıcısı olmuştur" denilmişti.
Hükümet ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın asimetrik savaş yöntemleriyle hedef tahtası haline getirilerek yoğun bir algı operasyonunun başladığı iddia edilmişti.
Bu süreçte yaşanan yayın politikası değişikliğinden ve haberlerin aktarılış şekillerinden yönetim kurulunda bulunan tüm şüphelilerin sorumluluğunun bulunduğu da iddia edilmiş, şüphelilerin fethullahçı Terör Örgütü'nün kriptolu haberleşme programı ByLock kullanan kişilerle ilişkileri olduğu ifade edilmişti.
Sanıklar hakkında 7 buçuk yıldan 43 yıla kadar değişen oranlarda hapis cezaları isteniyor.