İsveç'in en önemli gazetelerinden Dagens Nyheter, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Türkiye'nin AB için önemini anlatan görüşlerini aktardığı yazısını, Davutoğlu'nun ifadesine atfen, "Türkiye ne zaman AB'ye girerse Avrupa o zaman güçlenecek" başlığıyla kullandı.
Davutoğlu, yazısında, İsveç'in Türkiye'nin AB'ye üyeliği için verdiği desteğin önemli olduğuna işaret ederken, Türkiye'nin son yıllarda sessiz devrimler olarak nitelediği çok önemli reformlar yaptığını ve tabuların yıkıldığını kaydetti.
Yazıda, idamın kaldırılması, televizyondan Kürtçe yayın, dernekler konusunda getirilen yenilikler, reformlara bunlara örnek olarak anlatıldı.
Türkiye'nin dışarıda kalması halinde AB'nin güçlü olamayacağını ifade eden Davutoğlu, İsveç ile Türkiye arasındaki ilişkilerin çok köklü olduğunu anlattı.
AB'ye girişinin hızlandırılmasının Türkiye'ye olduğu kadar AB'ye de sinerji katacağını belirten Davutoğlu, AB'ye üye olmasıyla birlikte Türkiye'nin de içinde bulunduğu bölgeye barış ve istikrar geleceğine dikkati çekti.
AB üyeliğinin Türkiye için çok önemli olduğunu kaydeden Davutoğlu, "Avrupa ile aynı kıtadayız, ortak tarihimiz ve geleceğimiz var. Geçmişteki anlaşmazlıkları geride bırakmak lazım. Küreselleşen dünyada Türkiye, çok yönlü ve aktif bir dış politika izliyor. Enerjinin genel şekilde yayılması için Türkiye, bu bölgede aktif bir rol üstleniyor" diye yazdı.
Türkiye'nin bölgedeki barış girişimlerine de işaret eden Davutoğlu, Türkiye'nin Irak'taki girişimlerini anlattıktan sonra, İsrail-Suriye arasındaki arabuluculu görüşmeleri, Pakistan-Afganistan arasındaki anlaşmazlıklarda Ankara süreciyle ilişkilerin biraz daha düzelmesini, dünya barışına katkı olarak gösterdi.
Reformlardan dönüş olmadığını vurgulayan Davutoğlu, Türkiye'nin ekonomisinin dünyanın ilk 10 dinamik ekonomisinden biri olacağını ve bunun AB'ye de katkıda bulunacağını kaydetti.
Davutoğlu, Avrupa ülkeleri kamuoyunda Türkiye ile ilgili negatif düşüncenin Türk kamuoyunda güvesizliğe neden olduğunu da bildirdi.
Kıbrıs'ta çözüme Rumların karşı çıktığını, bunun da Avrupa kamuoyuna anlatılması gerektiğini belirten Davutoğlu, Kıbrıs konusunun Türkiye'nin AB'ye girişinde bir koz olarak kullanılmaması gerektiğini ifade etti.
Davutoğlu, yazısında, İsveç'in Türkiye'nin AB'ye üyeliği için verdiği desteğin önemli olduğuna işaret ederken, Türkiye'nin son yıllarda sessiz devrimler olarak nitelediği çok önemli reformlar yaptığını ve tabuların yıkıldığını kaydetti.
Yazıda, idamın kaldırılması, televizyondan Kürtçe yayın, dernekler konusunda getirilen yenilikler, reformlara bunlara örnek olarak anlatıldı.
Türkiye'nin dışarıda kalması halinde AB'nin güçlü olamayacağını ifade eden Davutoğlu, İsveç ile Türkiye arasındaki ilişkilerin çok köklü olduğunu anlattı.
AB'ye girişinin hızlandırılmasının Türkiye'ye olduğu kadar AB'ye de sinerji katacağını belirten Davutoğlu, AB'ye üye olmasıyla birlikte Türkiye'nin de içinde bulunduğu bölgeye barış ve istikrar geleceğine dikkati çekti.
AB üyeliğinin Türkiye için çok önemli olduğunu kaydeden Davutoğlu, "Avrupa ile aynı kıtadayız, ortak tarihimiz ve geleceğimiz var. Geçmişteki anlaşmazlıkları geride bırakmak lazım. Küreselleşen dünyada Türkiye, çok yönlü ve aktif bir dış politika izliyor. Enerjinin genel şekilde yayılması için Türkiye, bu bölgede aktif bir rol üstleniyor" diye yazdı.
Türkiye'nin bölgedeki barış girişimlerine de işaret eden Davutoğlu, Türkiye'nin Irak'taki girişimlerini anlattıktan sonra, İsrail-Suriye arasındaki arabuluculu görüşmeleri, Pakistan-Afganistan arasındaki anlaşmazlıklarda Ankara süreciyle ilişkilerin biraz daha düzelmesini, dünya barışına katkı olarak gösterdi.
Reformlardan dönüş olmadığını vurgulayan Davutoğlu, Türkiye'nin ekonomisinin dünyanın ilk 10 dinamik ekonomisinden biri olacağını ve bunun AB'ye de katkıda bulunacağını kaydetti.
Davutoğlu, Avrupa ülkeleri kamuoyunda Türkiye ile ilgili negatif düşüncenin Türk kamuoyunda güvesizliğe neden olduğunu da bildirdi.
Kıbrıs'ta çözüme Rumların karşı çıktığını, bunun da Avrupa kamuoyuna anlatılması gerektiğini belirten Davutoğlu, Kıbrıs konusunun Türkiye'nin AB'ye girişinde bir koz olarak kullanılmaması gerektiğini ifade etti.