Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sinema-TV Merkezi'nde Kültür ve Turizm Bakanlığı ile üniversite arasında başlatılan ''Osmanlı İmparatorluğu, Cumhuriyet'in ilk yılları ve Atatürk'e ait yanar tabanlı filmlerin restorasyonu'' projesinin basın toplantısına katıldı.
Günay, Hrant Dink’in katil zanlısı Ogün Samast’ın cinayeti işlediği zaman 18 yaşından küçük olduğu gerekçesiyle çocuk mahkemesine gönderilmesi kararını değerlendirdi.
Bakan Günay, şunları kaydetti:
''Gelişmeyi çok üzüntüyle karşıladım. Tabii mahkemeler kanunları uygulamak zorundadır ama mahkemeler yargılamayı da zamanında tamamlamak zorundadır. Gecikerek bir adaletsizliğe meydan vermeden sonuçlandırmak zorundadır. Dün Hrant Dink'in yakınlarının da ifade ettiği gibi bu vahim olayın hepimizin içini kanatan, yüzünü kızartan olayın üzerinden 4 yıl geçti ve yargı katil zanlısını bir başka mahkemeye gönderdi. Yargının bu kadar ağır işlemesi gerçekten kabul edilemez bir durumdur.
Bundan ibaret olsaydı belki tahammülle sonucunu beklerdik ama bugünlerde başka bir tartışma da var. 30 yıl önce işlenmiş Kemal Türkler suikastı davası da zaman aşımına uğramanın eşiğinde. Hafızam beni yanıltmıyorsa 16 Mart Beyazıt katliamı da öyle bir serüvenin galiba akıbetini paylaşacak gibi görünüyor. Yargı bence siyasi tartışmalarla zaman geçirip taraflaşacağına, doğru işlemenin, hızlı işlemenin yollarını aramalı ve gerçekten adalet duygumuzu doyuracak adımlar atmalı. Çok üzgünüm onun için bunları sizlerle paylaşmak istedim.''
Günay, Hrant Dink’in katil zanlısı Ogün Samast’ın cinayeti işlediği zaman 18 yaşından küçük olduğu gerekçesiyle çocuk mahkemesine gönderilmesi kararını değerlendirdi.
Bakan Günay, şunları kaydetti:
''Gelişmeyi çok üzüntüyle karşıladım. Tabii mahkemeler kanunları uygulamak zorundadır ama mahkemeler yargılamayı da zamanında tamamlamak zorundadır. Gecikerek bir adaletsizliğe meydan vermeden sonuçlandırmak zorundadır. Dün Hrant Dink'in yakınlarının da ifade ettiği gibi bu vahim olayın hepimizin içini kanatan, yüzünü kızartan olayın üzerinden 4 yıl geçti ve yargı katil zanlısını bir başka mahkemeye gönderdi. Yargının bu kadar ağır işlemesi gerçekten kabul edilemez bir durumdur.
Bundan ibaret olsaydı belki tahammülle sonucunu beklerdik ama bugünlerde başka bir tartışma da var. 30 yıl önce işlenmiş Kemal Türkler suikastı davası da zaman aşımına uğramanın eşiğinde. Hafızam beni yanıltmıyorsa 16 Mart Beyazıt katliamı da öyle bir serüvenin galiba akıbetini paylaşacak gibi görünüyor. Yargı bence siyasi tartışmalarla zaman geçirip taraflaşacağına, doğru işlemenin, hızlı işlemenin yollarını aramalı ve gerçekten adalet duygumuzu doyuracak adımlar atmalı. Çok üzgünüm onun için bunları sizlerle paylaşmak istedim.''