Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Ergenekon tutukluları Mustafa Balbay ile Tuncay Özkan'ın bu duruma ilişkin itirazları hakkında, 'Bu feryada kulak vermemiz lazım' demişti.
Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'ya, Giresun ziyaretinde Arınç'ın açıklamaları soruldu.
Yazıcı, ''Türkiye'de çok önemsediğimiz Ergenekon soruşturması denen bir soruşturma yürütülüyor. Bu soruşturmayı yargıda görevli hakim ve savcılar yürütüyor. Onların tutuklanıp tutuklanmamaları, nihayet o alanda görevli, yetkili kişilerin değerlendirmesiyle oluyor. Bana göre hiç kimse o alanda çalışan hakim ve savcılardan konuyu daha fazla bildiği iddiasında bulunamaz.
İsmi geçen kişilerin neyle suçlandığı, suçlamayla alakalı delil ve belgelerin nelerden ibaret olduğunu çok detaylı olarak bilmeden 'bunlar niye oluyor' demeyi çok doğru bulmuyorum. Bana göre o alanda görevli hakim ve savcılar da kararlarını verirken mutlaka yasaları gözetiyor, ama vicdanları da var. O insanlar vicdanlarını bir kenara koyup ta normatif düzenlemelere bakarak karar veriyor değiller. Bu bakımdan bu konular için konuşmayı çok doğru bulmuyorum.
Birisi çıkar, Tuncay Özkan, Mustafa Balbay derse o zaman diğeri de kalkar Mustafa Özbek der, Veli Küçük der, bilmem ne der. O zaman siz bunları da ayırt edemezsiniz. Sonuçta bir yargı süreci var. Çok görünür bir hata olmadıkça bu konu hakkında dışarıdan değerlendirme yapılmasının doğru olmadığını düşünüyorum.
Bilinir olmak hukukta ölçü değil. Hukuk önünde herkes eşit. Hukuk önünde herkes camideki vatandaşlar gibidir. Onlar gibi eşittir'' şeklinde konuştu.
Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'ya, Giresun ziyaretinde Arınç'ın açıklamaları soruldu.
Yazıcı, ''Türkiye'de çok önemsediğimiz Ergenekon soruşturması denen bir soruşturma yürütülüyor. Bu soruşturmayı yargıda görevli hakim ve savcılar yürütüyor. Onların tutuklanıp tutuklanmamaları, nihayet o alanda görevli, yetkili kişilerin değerlendirmesiyle oluyor. Bana göre hiç kimse o alanda çalışan hakim ve savcılardan konuyu daha fazla bildiği iddiasında bulunamaz.
İsmi geçen kişilerin neyle suçlandığı, suçlamayla alakalı delil ve belgelerin nelerden ibaret olduğunu çok detaylı olarak bilmeden 'bunlar niye oluyor' demeyi çok doğru bulmuyorum. Bana göre o alanda görevli hakim ve savcılar da kararlarını verirken mutlaka yasaları gözetiyor, ama vicdanları da var. O insanlar vicdanlarını bir kenara koyup ta normatif düzenlemelere bakarak karar veriyor değiller. Bu bakımdan bu konular için konuşmayı çok doğru bulmuyorum.
Birisi çıkar, Tuncay Özkan, Mustafa Balbay derse o zaman diğeri de kalkar Mustafa Özbek der, Veli Küçük der, bilmem ne der. O zaman siz bunları da ayırt edemezsiniz. Sonuçta bir yargı süreci var. Çok görünür bir hata olmadıkça bu konu hakkında dışarıdan değerlendirme yapılmasının doğru olmadığını düşünüyorum.
Bilinir olmak hukukta ölçü değil. Hukuk önünde herkes eşit. Hukuk önünde herkes camideki vatandaşlar gibidir. Onlar gibi eşittir'' şeklinde konuştu.