Cannes Film Festivali'nde ‘Kış Uykusu’ filmiyle Altın Palmiye'ye uzanan Nuri Bilge Ceylan, Hollanda'nın Rotterdam şehrinde düzenlenen 2. Kırmızı Lale Film Festivali'nde söyleşi yaptı.
Altın Palmiye ödülünü kazanmaktan onur duyduğunu belirten ve film yapma gücünü yalnızlıktan aldığını vurgulayan Ceylan, ödülü aldıktan sonra kaldırdığı sağ yumruğunun önceden hesaplanan bir şey olmadığını söyledi.
Ceylan, hareketi bir saniye içinde gerçekleştiğini ve 32 yıl önce benzer hareketi yapan Yılmaz Güney ile ilişkilendirilmesinin kendisini rahatsız etmediğini dile getirdi.
Daha önce 'Uzak' filmiyle aldığı ilk ödülünü Yılmaz Güney'e adadığını hatırlatan Ceylan, şunları söyledi:
"Ben ödülü alırken öyle bir şey (sağ yumruğunu kaldırması) yapmadım. Daha sonra bir fotoğraf çekimi var karşınızda yüzlerce fotoğrafçının olduğu… Orada sürekli çığlıklar halinde bağırarak sizden çeşitleme yapmanızı, elinizi kaldırmanızı, gözlüğünüzü çıkarmanızı, yumruğunuzu sıkmanızı, elinizi cebinize sokmanızı isteyen, bağıran bir güruh var.
Bir şeyler yapmak zorunda kalıyorsunuz ama tabii ki Yılmaz Güney'e bir selam olarak da algılanabilir. Orada bir saniye için yumruğumu da sıktım. Tabi Yılmaz Güney'i çok severim ben. Sinemasını çok severim, Yol filmini çok severim. Hayatını ilginç bulurum. Çok okumuşumdur. Yani öyle bir ilişki kurulması da beni rahatsız etmez. Ama çok bilinçli, böyle hesaplanarak yapılan bir şey de değildi. Bir saniye içinde gelip geçen bir şeydi."
Altın Palmiye ödülünü kazanmaktan onur duyduğunu belirten ve film yapma gücünü yalnızlıktan aldığını vurgulayan Ceylan, ödülü aldıktan sonra kaldırdığı sağ yumruğunun önceden hesaplanan bir şey olmadığını söyledi.
Ceylan, hareketi bir saniye içinde gerçekleştiğini ve 32 yıl önce benzer hareketi yapan Yılmaz Güney ile ilişkilendirilmesinin kendisini rahatsız etmediğini dile getirdi.
Daha önce 'Uzak' filmiyle aldığı ilk ödülünü Yılmaz Güney'e adadığını hatırlatan Ceylan, şunları söyledi:
"Ben ödülü alırken öyle bir şey (sağ yumruğunu kaldırması) yapmadım. Daha sonra bir fotoğraf çekimi var karşınızda yüzlerce fotoğrafçının olduğu… Orada sürekli çığlıklar halinde bağırarak sizden çeşitleme yapmanızı, elinizi kaldırmanızı, gözlüğünüzü çıkarmanızı, yumruğunuzu sıkmanızı, elinizi cebinize sokmanızı isteyen, bağıran bir güruh var.
Bir şeyler yapmak zorunda kalıyorsunuz ama tabii ki Yılmaz Güney'e bir selam olarak da algılanabilir. Orada bir saniye için yumruğumu da sıktım. Tabi Yılmaz Güney'i çok severim ben. Sinemasını çok severim, Yol filmini çok severim. Hayatını ilginç bulurum. Çok okumuşumdur. Yani öyle bir ilişki kurulması da beni rahatsız etmez. Ama çok bilinçli, böyle hesaplanarak yapılan bir şey de değildi. Bir saniye içinde gelip geçen bir şeydi."