WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) sellerle ilgili bir açıklamada yaptı. Açıklamada şu sözlere yerverildi:İstanbul ve Trakya’da bir ayda kaydedilen yağışın dört katının iki günde düşmesi, küresel iklim değişikliğinin yol açtığı beklenmedik doğa olaylarından biri.
WWF-Türkiye olarak uzun yıllardır iklim değişikliğine ve buna bağlı hava olaylarının gerçekleşebileceğine dikkat çektiğimiz halde, ne yazık ki basında ve kamuoyunda sellerle küresel ısınma arasında bağlantı kurulamadığını görüyoruz. İklim değişikliğinden en fazla etkilenen ülkeler arasında bulunduğumuz halde, ilgili karar mercileri de bu değişikliğe uyum için gerekli önlemleri gündeme almıyor.
Sellerin İstanbul’un içlerine kadar uzanması, her şeyden önce altyapı sorunlarına işaret ediyor. Çarpık ve plansız yapılaşma ve yetersiz altyapı yatırımları nedeniye yağmur doğal akış kanallarıyla denize ulaşamıyor ve sele dönüşüyor. Kentlerdeki yetersiz yeşil alan uygulamaları nedeniyle de yağış toprak tarafından emilemiyor. Tekirdağ ve İstanbul’un periferisinde ise dere yataklarının doldurulması, daraltılması, yapılaşmaya açılması; doğal sel kontrol mekanizmalarını ortadan kaldırmış durumda. Dün Selimpaşa TEM-Otoyolu bağlantı yolunun en çukur bölümünün, çevreden geçen derenin taşması sonucu sular altında kalması bunun çarpıcı bir örneğiydi. Bugün İkitelli’de yaşananlar ise, yerel yönetimlerin çözüm odaklı altyapı çalışmalarını hızla gündeme alması gerektiğini ortaya koyuyor.
WWF-Türkiye Genel Müdürü Dr. Filiz Demirayak: “Gerek şiddetli yağmurlar gerek aşırı kuraklık gibi beklenmedik doğa olayları küresel ısınmanın işaretleri. Bir bilimsel gerçek olan küresel ısınmanın daha fazla can ve mal kaybına yol açmasını istemiyorsak, acilen küresel iklim değişikliği adaptasyon sürecini başlatmalıyız. Bunun önemli bir parçası, kentlerdeki plansız altyapının adım adım iyileştirilmesidir,” dedi.
WWF-Türkiye olarak uzun yıllardır iklim değişikliğine ve buna bağlı hava olaylarının gerçekleşebileceğine dikkat çektiğimiz halde, ne yazık ki basında ve kamuoyunda sellerle küresel ısınma arasında bağlantı kurulamadığını görüyoruz. İklim değişikliğinden en fazla etkilenen ülkeler arasında bulunduğumuz halde, ilgili karar mercileri de bu değişikliğe uyum için gerekli önlemleri gündeme almıyor.
Sellerin İstanbul’un içlerine kadar uzanması, her şeyden önce altyapı sorunlarına işaret ediyor. Çarpık ve plansız yapılaşma ve yetersiz altyapı yatırımları nedeniye yağmur doğal akış kanallarıyla denize ulaşamıyor ve sele dönüşüyor. Kentlerdeki yetersiz yeşil alan uygulamaları nedeniyle de yağış toprak tarafından emilemiyor. Tekirdağ ve İstanbul’un periferisinde ise dere yataklarının doldurulması, daraltılması, yapılaşmaya açılması; doğal sel kontrol mekanizmalarını ortadan kaldırmış durumda. Dün Selimpaşa TEM-Otoyolu bağlantı yolunun en çukur bölümünün, çevreden geçen derenin taşması sonucu sular altında kalması bunun çarpıcı bir örneğiydi. Bugün İkitelli’de yaşananlar ise, yerel yönetimlerin çözüm odaklı altyapı çalışmalarını hızla gündeme alması gerektiğini ortaya koyuyor.
WWF-Türkiye Genel Müdürü Dr. Filiz Demirayak: “Gerek şiddetli yağmurlar gerek aşırı kuraklık gibi beklenmedik doğa olayları küresel ısınmanın işaretleri. Bir bilimsel gerçek olan küresel ısınmanın daha fazla can ve mal kaybına yol açmasını istemiyorsak, acilen küresel iklim değişikliği adaptasyon sürecini başlatmalıyız. Bunun önemli bir parçası, kentlerdeki plansız altyapının adım adım iyileştirilmesidir,” dedi.