Kosova’nın açık müzesi konumundaki tarihi Prizren’de 14’üncüsü düzenlenen kısa film ve belgesel festivali etkinlikleri ses getirdi. Bir haftadan fazla süren festivalde Türkiye dahil 43 ülkeden 223 belgesel ve kısa film sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Şehrin farklı yerlerinde kurulan 8 sinemada gösterimi yapılan filmlerin yanı sıra, düzenlenen konserler, fotoğraf sergileri, farklı konuların masaya yatırıldığı tartışma toplantıları da festivale ayrı bir renk kattı. Şehir, dünyanın farklı noktalarından gelen yüzlerce sanatçıyı ağırladı. Prizren adeta 9 gün Dokufest festivali ile yatıp kalktı.
Festivalin bu yılki ana teması da göç oldu. Bu yıl içerisinde yasa dışı yollarla Avrupa ülkelerine sığınan binlerce kişinin akıbetinin belirlenmemesi, bölgede sadece Kosova vatandaşlarının vize muafiyetine tabi tutulmaması farklı şekilde protesto edildi. Şehrin merkezindeki Osmanlı eseri tarihi Taş Köprüsü temsili olarak gümrük kapısına dönüştürüldü. Bu uygulama ile Avrupa Birliği’ne göndermede bulunuldu. Balkan ülkelerinden sadece Kosova’nın izolasyonda tutulmasının haksızlık olduğuna dikkat çekildi.
Festivalin Sanat Yönetmeni Erol Bilibani, Kosova’yı dünyaya daha geniş anlamla tanıtan festivalin popüler olmasını film kalitesi, Prizren’in güzelliği ve halkın misafirperverliğinden kaynaklandığını belirterek, “Filmler kaliteli, festival çerçevesinde program zengin ve tartışma toplantıları da oldukça ilgi çekici” dedi. Bilibani festivalin dünyanın farklı ülkelerinden gelen çok sayıda sanatçının buluşma noktası olduğunu kaydetti.
Festivalin kısa film sorumlusu Samir Karahoda ise, yaptıkları işten büyük keyif aldıkları, yıllardır yapılan çalışmalarda ve diğer uluslararası festivallerde Prizren’deki festivalin tanıtımı gönüllü olarak yaptıkları için festivalin her geçen yıl beğeni kazandığını ifade etti. Karahoda, “Biz küçük bir şehiriz. Paris kadar göstereceklerimiz yok. Ama kaliteli program ve misafirperverliğimiz var” dedi.
Festivalin bu yılki ana teması da göç oldu. Bu yıl içerisinde yasa dışı yollarla Avrupa ülkelerine sığınan binlerce kişinin akıbetinin belirlenmemesi, bölgede sadece Kosova vatandaşlarının vize muafiyetine tabi tutulmaması farklı şekilde protesto edildi. Şehrin merkezindeki Osmanlı eseri tarihi Taş Köprüsü temsili olarak gümrük kapısına dönüştürüldü. Bu uygulama ile Avrupa Birliği’ne göndermede bulunuldu. Balkan ülkelerinden sadece Kosova’nın izolasyonda tutulmasının haksızlık olduğuna dikkat çekildi.
Festivalin Sanat Yönetmeni Erol Bilibani, Kosova’yı dünyaya daha geniş anlamla tanıtan festivalin popüler olmasını film kalitesi, Prizren’in güzelliği ve halkın misafirperverliğinden kaynaklandığını belirterek, “Filmler kaliteli, festival çerçevesinde program zengin ve tartışma toplantıları da oldukça ilgi çekici” dedi. Bilibani festivalin dünyanın farklı ülkelerinden gelen çok sayıda sanatçının buluşma noktası olduğunu kaydetti.
Festivalin kısa film sorumlusu Samir Karahoda ise, yaptıkları işten büyük keyif aldıkları, yıllardır yapılan çalışmalarda ve diğer uluslararası festivallerde Prizren’deki festivalin tanıtımı gönüllü olarak yaptıkları için festivalin her geçen yıl beğeni kazandığını ifade etti. Karahoda, “Biz küçük bir şehiriz. Paris kadar göstereceklerimiz yok. Ama kaliteli program ve misafirperverliğimiz var” dedi.