Yapı Kredi Kültür Merkezi’nin “Yazarın Gayriresmi Portresi” adıyla her ay düzenlediği edebiyat söyleşilerinde Amin Maalouf’tan Janet Frame’e, Sabahattin Ali’den Özdemir Asaf’a kadar edebiyat dünyasından yerli ve yabancı pek çok önemli isim yaşamı, sanatı ve kişiliğiyle mercek altına alınıyor.
Gazeteci-yazar Sibel Oral ve Elif Tanrıyar tarafından düzenlenen söyleşi dizisinde bu ay Nâzım Hikmet’in SSCB dönemi konuşuluyor. 49 yaşındayken Türkiye’den kaçmak zorunda bırakılmasıyla başlayan son Moskova döneminde, memleketine dönüşü dönemin hükümetince engellenen Nâzım Hikmet ömrünün sonuna değin Moskova’da ikâmet etmiştir. SSCB’de Türk yazarlarının yayınlanmasına çabalamış, Türkiye’den kaçan ya da Stalin döneminde suçlanıp cezaya uğrayan yol arkadaşlarına destek olmuştur.
Özgür düşünceli karakterinden dolayı SSCB’de de zaman zaman baskı gören, sindirilmeye çalışılan Nâzım Hikmet bu dönemde, (Türkiye’deki 13 yıl süren hapisane yaşamından sonra) dünyaya açılmış, pek çok kente ziyaret ve çalışma amaçlı seyahatler yapmış, adalet, hak ve dünya barışı için uğraş vermiş, Vera Tulyakova’ya olan aşkı ve Küba’da gerçekleşen devrimin coşkusuyla şiirinde patlama olarak kabul edilen yapıtlar vermiştir.