Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, Tellidere Mahallesi’nde bir marketten kurusıkı tabancayla bin 410 TL gasbettiği iddiasıyla hakkında 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan tutuklu sanık İlhan Cambazgil, müştekiler Ferda Avcı ve Uğur Zeydanlı hazır bulundu.
Sanık Cambazgil, savunmasında, kaynak ustası olduğunu ve uzun süre işsiz kaldığını söyledi. Evinin geçimini sağlayamadığını, bu nedenle belediye ve valiliğe kendisine yardım edilmesi için başvuruda bulunduğunu belirten Cambazgil, girişimlerinden sonuç alamadığını ifade etti.
Olay günü eve gittiğinde kucağına aldığı 1,5 yaşındaki çocuğu Batuhan'ın açlıktan bayıldığını belirten İlhan Cambazgil, şöyle konuştu:
''Ben bir babayım. Ya ölecektim ya da çocuğuma süt bulacaktım. 4 yıl önce aldığım kurusıkı tabancayla markete gittim. Marketten çocuk bezi ve birkaç parça eşya aldım. Daha sonra kasiyere kurusıkı tabancayı doğrulttum ancak ateş etmedim. Bana parayı verdikten sonra korkup kaçmaya başladım. Ne kadar para olduğunu bile bilmiyordum. Hayatım boyunca tek kişiyi bile incitmedim. Çocuğuma süt alacağım 2 lira bulsaydım şu anda karşınızda olmazdım. İnsan sokaktaki köpeğe bile bir lokma ekmek veriyor. Ama 2 lirayı bile bulamadım. Pişmanım.''
Sanık İlhan Cambazgil, gözyaşlarını tutamadığı için yazılı olarak hazırladığı ifadesini mahkeme heyetine sundu. Müşteki Ferda Avcı da sanığın tabancayı doğrulttuğunda ateş etmemesi amacıyla kasadan parayı verdiğini söyledi.
Zararlarının karşılandığını, şikayetçi olmadığını belirten Avcı, ''Etkin pişmanlık nedeniyle sanığın cezasında indirim yapılmasına muvafakat ediyorum'' dedi. Diğer müşteki Uğur Zeydanlı da sanıktan şikayetçi olmadığını ifade etti.
Mahkeme heyeti, sanığı etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırıp duruşmadaki iyi halini göz önünde bulundurarak, 10 yıl 6 ay olan hapis cezasını 4 yıl 4 ay 15 güne indirdi.
Bu arada, sanık Cambazgil'in eşi Cennet Cambazgil, olaydan sonra şunları söylemişti:
''Eşim kaynak ve su tesisatı işleri yapardı. İş çıktıkça çalışır, para kazanırdı. Olay günü bizimle vedalaştı, 'Allah'a emanet olun, para bulabilirsem çocuğa bir şeyler alırım' dedi. Zaten o an evde bulunan yarım şişe sütü de borç parayla almıştık. Yolda para görse 'Kendim kazanmadım' diyerek almazdı. Ondan böyle bir şey yapmasını hiç beklemezdim.''
Sanık Cambazgil, savunmasında, kaynak ustası olduğunu ve uzun süre işsiz kaldığını söyledi. Evinin geçimini sağlayamadığını, bu nedenle belediye ve valiliğe kendisine yardım edilmesi için başvuruda bulunduğunu belirten Cambazgil, girişimlerinden sonuç alamadığını ifade etti.
Olay günü eve gittiğinde kucağına aldığı 1,5 yaşındaki çocuğu Batuhan'ın açlıktan bayıldığını belirten İlhan Cambazgil, şöyle konuştu:
''Ben bir babayım. Ya ölecektim ya da çocuğuma süt bulacaktım. 4 yıl önce aldığım kurusıkı tabancayla markete gittim. Marketten çocuk bezi ve birkaç parça eşya aldım. Daha sonra kasiyere kurusıkı tabancayı doğrulttum ancak ateş etmedim. Bana parayı verdikten sonra korkup kaçmaya başladım. Ne kadar para olduğunu bile bilmiyordum. Hayatım boyunca tek kişiyi bile incitmedim. Çocuğuma süt alacağım 2 lira bulsaydım şu anda karşınızda olmazdım. İnsan sokaktaki köpeğe bile bir lokma ekmek veriyor. Ama 2 lirayı bile bulamadım. Pişmanım.''
Sanık İlhan Cambazgil, gözyaşlarını tutamadığı için yazılı olarak hazırladığı ifadesini mahkeme heyetine sundu. Müşteki Ferda Avcı da sanığın tabancayı doğrulttuğunda ateş etmemesi amacıyla kasadan parayı verdiğini söyledi.
Zararlarının karşılandığını, şikayetçi olmadığını belirten Avcı, ''Etkin pişmanlık nedeniyle sanığın cezasında indirim yapılmasına muvafakat ediyorum'' dedi. Diğer müşteki Uğur Zeydanlı da sanıktan şikayetçi olmadığını ifade etti.
Mahkeme heyeti, sanığı etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırıp duruşmadaki iyi halini göz önünde bulundurarak, 10 yıl 6 ay olan hapis cezasını 4 yıl 4 ay 15 güne indirdi.
Bu arada, sanık Cambazgil'in eşi Cennet Cambazgil, olaydan sonra şunları söylemişti:
''Eşim kaynak ve su tesisatı işleri yapardı. İş çıktıkça çalışır, para kazanırdı. Olay günü bizimle vedalaştı, 'Allah'a emanet olun, para bulabilirsem çocuğa bir şeyler alırım' dedi. Zaten o an evde bulunan yarım şişe sütü de borç parayla almıştık. Yolda para görse 'Kendim kazanmadım' diyerek almazdı. Ondan böyle bir şey yapmasını hiç beklemezdim.''