Engin Ceber'in ölümüyle ilgili Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasına, tutuklu sanıklar Murat Çise, Nihat Kızılkaya, Sami Ergazi, Fuat Karaosmanoğlu, Selahattin Apaydın ve Yavuz Uzun ile bazı tutuksuz sanıklar katıldı.
Yargılamanın geldiği aşamayı göz önüne alarak sanıkların tahliye talebini reddeden mahkeme heyeti, Emniyet Müdürlüğü'nden olaya karışığı iddia edilen polisler hakkındaki soruşturma sonucunun istenmesine karar verdi.
Mahkeme heyeti, dava dosyasının mütalaa için Cumhuriyet Savcısı'na gönderilmesine ve tanık olarak dinlenmesine de karar verilen bazı kişilerin zorla getirilmesine hükmederek duruşmayı erteledi.
Mahkeme sonunda salonda bulunan polislerden biri ile Engin Ceber'in ablası Şerife Ceber arasında sözlü tartışma yaşandı.
Duruşma salonunun boşaltıldığı sırada Şerife Ceber, polis memurunun babasına el uzattığını öne sürerek, kardeşinin ölümünden polisleri sorumlu tutan ifadeler kullandı. Şerife Ceber, yakınları tarafından duruşma salonundan uzaklaştırıldı.
Bu arada, müdahil avukatlarından Taylan Tanay, adliye önünde yaptığı basın açıklamasında, yargılamada sona yaklaşıldığını anlatarak, tanık olarak çağrılan 4 kişinin cezaevinde bulunduğunu ve can güvenlikleri olmadığı gerekçesiyle ifade vermeyeceklerini söylediklerini iddia etti.
Engin Ceber, Sarıyer'de 28 Eylül 2008 tarihinde yaklaşık 10 kişilik bir grup ile izinsiz toplantı ve gösteri yapmak isterken kimlik kontrolü yapan polislerce arandığı için gözaltına alınmıştı. Daha sonra tutuklanarak Metris Cezaevine götürülen Ceber, kaldırıldığı hastanede ölmüştü.
Bakırköy Cumhuriyet Savcılığınca yürütülen soruşturmanın ardından, olayda sorumluluğu bulunduğu öne sürülen 39 infaz koruma memuru, 3 cezaevi müdürü, 13 polis, 4 jandarma ile bir doktor hakkında dava açılmıştı.
Davanın iddianamesinde, Ceber'in gerek gözaltına alınırken, gerekse cezaevinde görevlilere direndiği ve kötü muamele gördüğü öne sürülerek, sanıkların, ''işkence'', ''kötü muamele'', ''kasten yaralama'', ''görevi kötüye kullanmak'', ''görevi ihmal'' ve ''kamu görevlisinin suçu bildirmemesi'' suçlarından cezalandırılmaları isteniyor.
Yargılamanın geldiği aşamayı göz önüne alarak sanıkların tahliye talebini reddeden mahkeme heyeti, Emniyet Müdürlüğü'nden olaya karışığı iddia edilen polisler hakkındaki soruşturma sonucunun istenmesine karar verdi.
Mahkeme heyeti, dava dosyasının mütalaa için Cumhuriyet Savcısı'na gönderilmesine ve tanık olarak dinlenmesine de karar verilen bazı kişilerin zorla getirilmesine hükmederek duruşmayı erteledi.
Mahkeme sonunda salonda bulunan polislerden biri ile Engin Ceber'in ablası Şerife Ceber arasında sözlü tartışma yaşandı.
Duruşma salonunun boşaltıldığı sırada Şerife Ceber, polis memurunun babasına el uzattığını öne sürerek, kardeşinin ölümünden polisleri sorumlu tutan ifadeler kullandı. Şerife Ceber, yakınları tarafından duruşma salonundan uzaklaştırıldı.
Bu arada, müdahil avukatlarından Taylan Tanay, adliye önünde yaptığı basın açıklamasında, yargılamada sona yaklaşıldığını anlatarak, tanık olarak çağrılan 4 kişinin cezaevinde bulunduğunu ve can güvenlikleri olmadığı gerekçesiyle ifade vermeyeceklerini söylediklerini iddia etti.
Engin Ceber, Sarıyer'de 28 Eylül 2008 tarihinde yaklaşık 10 kişilik bir grup ile izinsiz toplantı ve gösteri yapmak isterken kimlik kontrolü yapan polislerce arandığı için gözaltına alınmıştı. Daha sonra tutuklanarak Metris Cezaevine götürülen Ceber, kaldırıldığı hastanede ölmüştü.
Bakırköy Cumhuriyet Savcılığınca yürütülen soruşturmanın ardından, olayda sorumluluğu bulunduğu öne sürülen 39 infaz koruma memuru, 3 cezaevi müdürü, 13 polis, 4 jandarma ile bir doktor hakkında dava açılmıştı.
Davanın iddianamesinde, Ceber'in gerek gözaltına alınırken, gerekse cezaevinde görevlilere direndiği ve kötü muamele gördüğü öne sürülerek, sanıkların, ''işkence'', ''kötü muamele'', ''kasten yaralama'', ''görevi kötüye kullanmak'', ''görevi ihmal'' ve ''kamu görevlisinin suçu bildirmemesi'' suçlarından cezalandırılmaları isteniyor.