BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nun bazı maddelerinde değişilik öngören kanun teklifini TBMM Başkanlığına sundu.
Polisin, durdurma ve kimlik sorma görevini düzenleyen maddenin kanundan çıkarılmasını öngören teklifin gerekçesinde, tutuklama ve yakalamanın düzenlemiş olmasına rağmen ''durdurma'' diye bir kurumun düzenlendiği, buradaki ''polisin tecrübesi'' ifadesinin ''potansiyel suçluluk tehlikesini'' beraberinde getirdiğini savunuluyor.
''Durdurma'' süresinin belirtilmemesinin ve istenilen kimlik belgelerinin ne olduğunu yazılmamasının büyük bir eksiklik olduğu ileri sürülen gerekçede, ''kimliği açık bir şekilde anlaşılıncaya kadar gözaltına alınır ve gerekirse tutuklanır'' ifadesinin de Anayasa'ya aykırı olduğu öne sürülüyor.
Teklifin bir başka maddesi, ''polisin sadece gözaltına alınan şüpheli veya sanığın kimliğinin teşhisi için gerekli olması halinde ve Cumhuriyet savcısının izniyle yahut bu yönde verilmiş bir mahkeme kararı üzerine parmak izinin alınabileceğini'' öngörülüyor.
Böylece ''polislere sınırsız ve sebepsiz olarak parmak izini ve fotoğraflarını kayıt altına alma yetkilerinin ortadan kaldırılmasının'' amaçlandığı kaydedildi. Parmak izi, alınma nedeni ortadan kalktığında silinmek üzere, bu amaca özgü kolluktan bağımsız bir sisteme kaydedilecek.
Kanunun 9. maddesindeki değişiklikle ise polise, bulunduğu tüm binalarda ''sorulmaksızın kimlik gösterme zorunluluğunun ortadan kaldırılması'' öngörülüyor.
Teklif, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nun ek 7. maddesini de ''kuvvetli şüphe sebepleri ve başka surette delil elde edilmesi imkanının olmaması durumunda hakim kararı ile dinleme yapabilir'' şeklinde düzenliyor
Polisin, durdurma ve kimlik sorma görevini düzenleyen maddenin kanundan çıkarılmasını öngören teklifin gerekçesinde, tutuklama ve yakalamanın düzenlemiş olmasına rağmen ''durdurma'' diye bir kurumun düzenlendiği, buradaki ''polisin tecrübesi'' ifadesinin ''potansiyel suçluluk tehlikesini'' beraberinde getirdiğini savunuluyor.
''Durdurma'' süresinin belirtilmemesinin ve istenilen kimlik belgelerinin ne olduğunu yazılmamasının büyük bir eksiklik olduğu ileri sürülen gerekçede, ''kimliği açık bir şekilde anlaşılıncaya kadar gözaltına alınır ve gerekirse tutuklanır'' ifadesinin de Anayasa'ya aykırı olduğu öne sürülüyor.
Teklifin bir başka maddesi, ''polisin sadece gözaltına alınan şüpheli veya sanığın kimliğinin teşhisi için gerekli olması halinde ve Cumhuriyet savcısının izniyle yahut bu yönde verilmiş bir mahkeme kararı üzerine parmak izinin alınabileceğini'' öngörülüyor.
Böylece ''polislere sınırsız ve sebepsiz olarak parmak izini ve fotoğraflarını kayıt altına alma yetkilerinin ortadan kaldırılmasının'' amaçlandığı kaydedildi. Parmak izi, alınma nedeni ortadan kalktığında silinmek üzere, bu amaca özgü kolluktan bağımsız bir sisteme kaydedilecek.
Kanunun 9. maddesindeki değişiklikle ise polise, bulunduğu tüm binalarda ''sorulmaksızın kimlik gösterme zorunluluğunun ortadan kaldırılması'' öngörülüyor.
Teklif, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nun ek 7. maddesini de ''kuvvetli şüphe sebepleri ve başka surette delil elde edilmesi imkanının olmaması durumunda hakim kararı ile dinleme yapabilir'' şeklinde düzenliyor