Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Hidrolik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hızır Önsoy, mevcut su potansiyelinin yönetiminin akılcı politikalarla gerçekleştirilmesi, çok az kirleterek ve kayıpları en aza indirerek kullanılması gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Önsoy, son yıllarda yaşanan su ve enerji çağında, küresel iklim değişikliğinden sıkça söz edildiğini belirterek, ''Bu kapsamda, en önemli faktör su, gündemimizi oluşturuyor. Bugüne kadar, su potansiyelimizin varlığı dolayısıyla suyumuzu bir yandan hoyratça kullanırken, diğer yandan alabildiğine kirlettik. İçme suyu şebekelerimizde ve sulama şebekelerindeki kayıpları görmezlikten geldik, umursamadık'' diye konuştu.
Sorunun, günü kurtarmaya yönelik politikalarla çözülmeye çalışıldığını ifade eden Prof. Dr. Önsoy, ''Orta ve uzun vadeli planlarımız, bilimsel su yönetimimiz olmadı. Günümüzde su sorunu, bütün dünya ülkeleri kapısına geldi dayandı. Bunu biz de yakından hissetmeye başladık'' dedi.
Prof. Dr. Önsoy, günümüzde suyun bir damlasının bile öneminin arttığını vurgulayarak, ''Yıllık 186 milyar metreküp brüt yüzeysel su potansiyelimiz var. Bu potansiyel içerisinde kulladığımız 150 milyar metreküpün de sadece yüzde 35'ini içme, sulama ve enerji üretiminde kullanabiliyoruz. Kullandığımızın da yüzde 70'i kaybolmakta, geri kalanı ise denizlerimize veya komşu ülkelere doğru akıp gitmektedir'' dedi.
Artık suyun kıymetinin bilinmesi gerektiğine dikkati çeken Prof. Dr. Önsoy, şunları kaydetti:
''Mevcut su potansiyelimiz dünya ortalaması civarında, Afrika ülkelerinin ise yukarısında. Su zengini sayılamayız. Ancak, mevcut su potansiyelimizin yönetimini akılcı politikalarla gerçekleştirmeli, çok az kirleterek, kayıpları en aza indirerek kullanmalıyız. En kısa zamanda, kalıcı su politikaları yasası düzenlenmeli ve bir an evvel uygulamaya sokulmalıdır.''
Prof. Dr. Önsoy, son yıllarda yaşanan su ve enerji çağında, küresel iklim değişikliğinden sıkça söz edildiğini belirterek, ''Bu kapsamda, en önemli faktör su, gündemimizi oluşturuyor. Bugüne kadar, su potansiyelimizin varlığı dolayısıyla suyumuzu bir yandan hoyratça kullanırken, diğer yandan alabildiğine kirlettik. İçme suyu şebekelerimizde ve sulama şebekelerindeki kayıpları görmezlikten geldik, umursamadık'' diye konuştu.
Sorunun, günü kurtarmaya yönelik politikalarla çözülmeye çalışıldığını ifade eden Prof. Dr. Önsoy, ''Orta ve uzun vadeli planlarımız, bilimsel su yönetimimiz olmadı. Günümüzde su sorunu, bütün dünya ülkeleri kapısına geldi dayandı. Bunu biz de yakından hissetmeye başladık'' dedi.
Prof. Dr. Önsoy, günümüzde suyun bir damlasının bile öneminin arttığını vurgulayarak, ''Yıllık 186 milyar metreküp brüt yüzeysel su potansiyelimiz var. Bu potansiyel içerisinde kulladığımız 150 milyar metreküpün de sadece yüzde 35'ini içme, sulama ve enerji üretiminde kullanabiliyoruz. Kullandığımızın da yüzde 70'i kaybolmakta, geri kalanı ise denizlerimize veya komşu ülkelere doğru akıp gitmektedir'' dedi.
Artık suyun kıymetinin bilinmesi gerektiğine dikkati çeken Prof. Dr. Önsoy, şunları kaydetti:
''Mevcut su potansiyelimiz dünya ortalaması civarında, Afrika ülkelerinin ise yukarısında. Su zengini sayılamayız. Ancak, mevcut su potansiyelimizin yönetimini akılcı politikalarla gerçekleştirmeli, çok az kirleterek, kayıpları en aza indirerek kullanmalıyız. En kısa zamanda, kalıcı su politikaları yasası düzenlenmeli ve bir an evvel uygulamaya sokulmalıdır.''