Habertürk'te yer alan habere göre; Ayşe Gül Gülçek’in (Tuncer) hikâyesi 3 yıl önce başladı. Kendisini aldattığı gerekçesiyle 2007 Mart’ında eşinden boşanmak için yargıya giden Gülçek’in davası Kasım 2009’da sonuçlandı.
Mahkeme, şu anda 8 yaşında olan kızının velayetini kendisine verdi ve kocasının Ayşe Gül Gülçek’e tazminat ödemesine hükmetti.
Gülçek’in eşi, davayı temyize götürdü ve dosya 18 Ocak 2010’da Yargıtay’a ulaştı. Duruşma tarihi alamayan Gülçek, Yargıtay’ı aradığında, “Ancak 1 yılda gün verilir ve sonuçlanması da 1.5 yılı bulur” yanıtını aldı.
Gülçek, bunun üzerine Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı’na da başvurarak bu durumun bir “insan hakları ihlali” olduğunu savundu. Gülçek, mektubunda şöyle dedi:
“Davayı açtığımda 33 yaşımdaydım, şu anda 36 yaşımdayım. Bir boşanma davasının bu kadar sürmesi, 30’lu yaşlardaki bir kadın için hayatının en güzel yıllarının bitmiş olması demektir. Yargıtay’dan aldığım bilgiye göre bu dava, ben 38 yaşıma girdiğimde bitecek. Bu yaştan sonra tekrar evlenmek istesem, çocuğum olsun istesem, bu mümkün mü? Ne olur bu ayıba bir son verin, bu ahlaksız adamdan, onun soyadından kurtarın beni.”
YARGIDA VAHİM HATA
Gülçek, mektubunda yargıyla ilgili vahim bir ayrıntıya daha dikkat çekti.
Kocasının başka bir kadından çocuğu olduğunu, şu anda 2 yaşında olan çocuğun annesinin velayet davası açtığını belirterek “Ben Bakırköy 4. AileMahkemesi’nde boşanmaya çalışırken; eşimin beni aldattığı kadın da Bakırköy 5. Aile Mahkemesi’nde velayet davası açmış. İki mahkemenin birbirinden haberi yok” dedi.
AİHM’YE GİDECEK
Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı, dava yargıda olduğu için sürece müdahale edemezken Gülçek, davası sonuçlanır sonuçlanmaz konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacağını söyledi.
Gülçek, “Her dava 3 ay atıyor. Bir tanık dinliyorlar, 3 ay sonrasına atıyorlar. Hayatımı geri istiyorum” şeklinde konuştu.
Mahkeme, şu anda 8 yaşında olan kızının velayetini kendisine verdi ve kocasının Ayşe Gül Gülçek’e tazminat ödemesine hükmetti.
Gülçek’in eşi, davayı temyize götürdü ve dosya 18 Ocak 2010’da Yargıtay’a ulaştı. Duruşma tarihi alamayan Gülçek, Yargıtay’ı aradığında, “Ancak 1 yılda gün verilir ve sonuçlanması da 1.5 yılı bulur” yanıtını aldı.
Gülçek, bunun üzerine Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı’na da başvurarak bu durumun bir “insan hakları ihlali” olduğunu savundu. Gülçek, mektubunda şöyle dedi:
“Davayı açtığımda 33 yaşımdaydım, şu anda 36 yaşımdayım. Bir boşanma davasının bu kadar sürmesi, 30’lu yaşlardaki bir kadın için hayatının en güzel yıllarının bitmiş olması demektir. Yargıtay’dan aldığım bilgiye göre bu dava, ben 38 yaşıma girdiğimde bitecek. Bu yaştan sonra tekrar evlenmek istesem, çocuğum olsun istesem, bu mümkün mü? Ne olur bu ayıba bir son verin, bu ahlaksız adamdan, onun soyadından kurtarın beni.”
YARGIDA VAHİM HATA
Gülçek, mektubunda yargıyla ilgili vahim bir ayrıntıya daha dikkat çekti.
Kocasının başka bir kadından çocuğu olduğunu, şu anda 2 yaşında olan çocuğun annesinin velayet davası açtığını belirterek “Ben Bakırköy 4. AileMahkemesi’nde boşanmaya çalışırken; eşimin beni aldattığı kadın da Bakırköy 5. Aile Mahkemesi’nde velayet davası açmış. İki mahkemenin birbirinden haberi yok” dedi.
AİHM’YE GİDECEK
Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı, dava yargıda olduğu için sürece müdahale edemezken Gülçek, davası sonuçlanır sonuçlanmaz konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacağını söyledi.
Gülçek, “Her dava 3 ay atıyor. Bir tanık dinliyorlar, 3 ay sonrasına atıyorlar. Hayatımı geri istiyorum” şeklinde konuştu.