İsrail ve Filistinliler arasındaki barış görüşmelerinin yeniden başlatılması çabaları doğrultusunda İsrail'e giden ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Filistin tarafının görüşmelerin yeniden başlatılması için ısrarla dile getirdiği Yahudi yerleşimlerinin dondurulması talebine bu kez tavır koyarak, İsrail'in, Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimleri için görülmemiş ölçüde ödünler verdiğini öne sürdü.
Clinton, "Hiçbir zaman bir ön koşul olmadı. Bu, her zaman müzakerelerin konusu oldu" dedi.
ABD Dışişleri Bakanı, Kudüs'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, ABD Başkanı Obama ile kendisinin kapsamlı bir barış anlaşmasında kararlı olduklarının altını çizdi ve "Her iki tarafın bir an önce görüşmelere başladığını görmek istiyorum" dedi.
Clinton, İsrail Başbakanı'nın, yerleşimler konusunda önerdiği kısıtlamaların, "benzeri görülmemiş ölçüde olduğu" değerlendirmesinde de bulundu.
Filistin Yönetimi ve Başkanı Mahmud Abbas, İsrail ile yaklaşık yılbaşından bu yana donmuş vaziyetteki barış görüşmelerinin yeniden başlaması için hep Yahudi yerleşimlerindeki inşaatların dondurulmasında ısrarlı olduklarını belirtmiş ve ABD'den de bu konuda İsrail'e baskı yapmasını istemişti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da İsrail'in barış görüşmelerine ön koşulsuz olarak başlamakta istekli olduğunu ve diğer tarafın bu şekilde davranmadığını belirtti ve "Hemen görüşme masasına oturmamız gerektiğini düşünüyoruz" dedi.
DIŞİŞLRİ BAKANI LİEBERMAN
Clinton, Netanyahu ile görüşmesi öncesinde İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak ve Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman ile de bir araya geldi.
Lieberman, Filistin Yönetimi'ni İsrail'le görüşmeleri önlemeye çalışmakla suçladı ve özellikle yerleşimlerin dondurulmasını bir ön koşul olarak getirmelerini eleştirdi. Lieberman, Filistin Yönetimi'nin Ehud Olmert, Ehud Barak ve Ariel Şaron hükümetleri döneminde koşul öne sürmediklerini ifade etti.
Lieberman ayrıca Clinton'a, Filistinlilerin Goldstone raporu ile ilgili tahrik edici tutumlarını sürdürmeleri, konuyu Lahey'deki Uluslararası Adalet Mahkemesi'ne getirme ısrarında devam etmeleri halinde, Başbakan Netanyahu'ya Filistinlilerle görüşmelere girişmemesi tavsiyesinde bulunduğunu da aktardı.
İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak ise Clinton'a barış görüşmelerinde yaşanan çıkmazın, Hamas'ı güçlendirdiğini ifade etti.
CLINTON-ABBAS GÖRÜŞMESİ
ABD Dışişleri Bakanı Clinton, İsrail'e gelmeden önce Birleşik Arap Emirlikleri'nde, Abu Dabi'de Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya gelmişti.
Abbas, görüşmeden sonra "yeni bir şey olmadığını" açıklamış, Clinton'la toplantısında Kudüs'un içinde bulunduğu tehlikeyi ele aldıklarını, Arap ve İslam dünyasının da dikkatini bu konu üzerinde toplaması gerektiğini belirterek, "Barış Kudüs'ten başlar... Kudüs'te barış olmaksızın, İsrail tarafı ile bir barış olmayacak" diye konuşmuştu.
Abbas ayrıca, İsrail tarafı ile sorunun, yerleşimlerin dondurulmasını kabul etmemeleri olduğunun altını çizmiş ve İsrail'in bu tavrını koruduğunu, bunu da hiçbir Filistinlinin kabul edemeyeceğini vurgulamıştı.
Filistinli başmüzakereci Saib Erakat, "Sayın Clinton, yerleşim birimlerinin tamamen durdurulmasını öngörmeyen anlaşma temelinde müzakerelerin başlatılmasını istedi. Öneriyi reddettik" açıklamasını yapmıştı.
Clinton, "Hiçbir zaman bir ön koşul olmadı. Bu, her zaman müzakerelerin konusu oldu" dedi.
ABD Dışişleri Bakanı, Kudüs'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, ABD Başkanı Obama ile kendisinin kapsamlı bir barış anlaşmasında kararlı olduklarının altını çizdi ve "Her iki tarafın bir an önce görüşmelere başladığını görmek istiyorum" dedi.
Clinton, İsrail Başbakanı'nın, yerleşimler konusunda önerdiği kısıtlamaların, "benzeri görülmemiş ölçüde olduğu" değerlendirmesinde de bulundu.
Filistin Yönetimi ve Başkanı Mahmud Abbas, İsrail ile yaklaşık yılbaşından bu yana donmuş vaziyetteki barış görüşmelerinin yeniden başlaması için hep Yahudi yerleşimlerindeki inşaatların dondurulmasında ısrarlı olduklarını belirtmiş ve ABD'den de bu konuda İsrail'e baskı yapmasını istemişti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da İsrail'in barış görüşmelerine ön koşulsuz olarak başlamakta istekli olduğunu ve diğer tarafın bu şekilde davranmadığını belirtti ve "Hemen görüşme masasına oturmamız gerektiğini düşünüyoruz" dedi.
DIŞİŞLRİ BAKANI LİEBERMAN
Clinton, Netanyahu ile görüşmesi öncesinde İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak ve Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman ile de bir araya geldi.
Lieberman, Filistin Yönetimi'ni İsrail'le görüşmeleri önlemeye çalışmakla suçladı ve özellikle yerleşimlerin dondurulmasını bir ön koşul olarak getirmelerini eleştirdi. Lieberman, Filistin Yönetimi'nin Ehud Olmert, Ehud Barak ve Ariel Şaron hükümetleri döneminde koşul öne sürmediklerini ifade etti.
Lieberman ayrıca Clinton'a, Filistinlilerin Goldstone raporu ile ilgili tahrik edici tutumlarını sürdürmeleri, konuyu Lahey'deki Uluslararası Adalet Mahkemesi'ne getirme ısrarında devam etmeleri halinde, Başbakan Netanyahu'ya Filistinlilerle görüşmelere girişmemesi tavsiyesinde bulunduğunu da aktardı.
İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak ise Clinton'a barış görüşmelerinde yaşanan çıkmazın, Hamas'ı güçlendirdiğini ifade etti.
CLINTON-ABBAS GÖRÜŞMESİ
ABD Dışişleri Bakanı Clinton, İsrail'e gelmeden önce Birleşik Arap Emirlikleri'nde, Abu Dabi'de Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya gelmişti.
Abbas, görüşmeden sonra "yeni bir şey olmadığını" açıklamış, Clinton'la toplantısında Kudüs'un içinde bulunduğu tehlikeyi ele aldıklarını, Arap ve İslam dünyasının da dikkatini bu konu üzerinde toplaması gerektiğini belirterek, "Barış Kudüs'ten başlar... Kudüs'te barış olmaksızın, İsrail tarafı ile bir barış olmayacak" diye konuşmuştu.
Abbas ayrıca, İsrail tarafı ile sorunun, yerleşimlerin dondurulmasını kabul etmemeleri olduğunun altını çizmiş ve İsrail'in bu tavrını koruduğunu, bunu da hiçbir Filistinlinin kabul edemeyeceğini vurgulamıştı.
Filistinli başmüzakereci Saib Erakat, "Sayın Clinton, yerleşim birimlerinin tamamen durdurulmasını öngörmeyen anlaşma temelinde müzakerelerin başlatılmasını istedi. Öneriyi reddettik" açıklamasını yapmıştı.