Birleşik Krallık'tan Avrupa Birliği'nden ayrılma kararının çıkması Büyük Britanya içinde ayrılık rüzgârlarına neden oldu. AB'de kalınması yönünde oy kullananların sayısının daha fazla olmasına karşın Birleşik Krallık'ın genelinde etkisi sınırlı kalan İskoçya ve Kuzey İrlanda'da sonucun adil olmadığı yönünde sesler yükseliyor.
İskoçya Bölgesel Hükümeti Başkanı Nicola Sturgeon ülkesinin blok içindeki yerini muhafaza etmek için AB'yle bir an önce müzakerelere başlamak istediğini söyledi. Kabinedeki olağanüstü toplantıdan sonra konuşan Sturgeon, kabinenin "İskoçya'nın AB'deki konumunu korumak için AB kurumları ve diğer üye devletlerle tüm olasılıkları gözden geçirmek üzere müzakerelere başlaması" konusunda mutabık kaldığını açıkladı.
Sturgeon AB referandumu sonuçlanmadan önce yaptığı açıklamada yeni bir bağımsızlık referandumunu gündeme getirmişti. İskoç halkının büyük çoğunluğunun AB'de kalmaktan yana olduğuna dikkat çeken Sturgeon, "AB'den ayrılık kararı çıkarsa biz de bağımsızlık referandumunu yenileriz" uyarısında bulunmuştu.
Daha önce Büyük Britanya'dan ayrılınmalı mı sorusunu sandığa taşıyan İskoçya'da bu referandumdan bağımsızlığa hayır yanıtı çıkmıştı. Ne var ki, Büyük Britanya seçmeninin yüzde 84'ünün yaşadığı İngiltere'den AB'ye hayır kararının çıkması İskoçya'daki bağımsızlık tartışmalarını yeniden alevlendirdi. İskoçların yüzde 62'si AB'de kalma yönünde oy kullansa da İskoç seçmenin etkisi Büyük Britanya genelinde sonucu değiştirmeye yetmedi. Toplamda Birleşik Krallık'ta seçmenlerin yüzde 51,9'u AB'den ayrılmayı seçti.