Haftanın Filmleri (5 Ocak 2018)

Türkiye'deki sinema salonlarında bu hafta ünlü komedyen Cem Yılmaz'ın yeni filmi "Arif v 216" ile birlikte 3 yabancı film vizyona girdi. Ceren Ala filmleri değerlendirdi. (Ceren.ala@ntv.com.tr)

• 1

  “ARİFV216”

  Cem Yılmaz, 2017 yılını yeni filminin tanıtımı için olması gerektiği gibi kullandı. Yeni çıkan filmleri hep takip etti. Araştırma yaptı. Nabız tuttu. Ama o nabız yerinde durmaz, bi iner bi çıkar. Ben yine de acımasız olmayan taraftayım. Çok sevdiğim o eski filmlerin çekildiği döneme bir şekilde gidiyor olmak ve o işi yarım yamalak yapmamak benim için çok değerli. Zeki Müren, Sadri Alışık, Ayhan Işık, kötü adamlar, şuh kahkahalar, Mavi Boncuk’lar, zengin kızlar, fakir oğlanlar... Her şeyi yitirmeye başladığımız bu zamanda, başlarını telefondan kaldırmayan bir kısım yeni nesil adına anlamlı bir iş bu film. Hatırlamak, gülmek, gülümsemek, iyi oyuncuları izlemek ve kafa dağıtmak için gitmeli böyle filmlere. Cem Yılmaz, benim kadar iyimser değil, gişe beklentisi var. Ben de sonucu merakla bekliyorum.

  “ArifV216” fragmanı

• 2

  "ÖLÜM ODASI"

  James Franco, acayip senaryolar yazan, bağımsız filmlerde rol alan, sıradışı projeler yapan ve hep yakışıklı kalabilen bir aktör. Onunla ilgili hissettiğim şey şu: Barış, sevgi ve aşk yanlısı, herkese yardım etmeyi görev edinen, bizim filmde de bi gözüksen diyenleri kırmayan iyi yürekli bir adam... Korku türünün sevdalısı biri olarak benim için izlenesi işler arasında sayılabilecek "Ölüm Odası" Franco için ne ifade ediyor, bilemem. Ancak, Orange is the New Black dizisinde rol alan Taryn Manning'in ürkütücü yüzü korku türü için çok şey ifade ediyor diyebilirim. Birbirinden rahatsız edici 3 kardeşin, banka soymak için giriştikleri macera, ölüm kalım savaşına dönüşüyor. Rahatsız etmeyi seven Dan Bush imzalı film, korku severler için ideal.

  "Ölüm Odası" fragmanı 

• 3

  "İNGİLTERE BENİM"

  Aynı gün doğduğum için abartıı bir gurur yaşadığım Morrisey'in ilk gençlik yıllarını anlatan Mark Gill imzalı "İngiltere Benim" haftanın en gidilesi filmi. 1970'lerin Manchester'inde büyüyen Steven, hepimizin yaşadığı ergenlik döneminden geçiyor, yeteneğini paylaşmamak için çabalıyor, bir şeylerin ters gittiğinin farkına varıyor. Sonra görünür olmak için, paylaşmak için, ünlü olmak için koşuyor, yürüyor, yazıyor, söylüyor... Morrisey'in karanlık sözlerini yazdığı, gitarist Johnny Marr'ın bestelediği şarkıların yani The Smiths'in kuruluş hikayesinin anlatıldığı filmde Jack Lowden'in performansı görülmeye değer.

  "İngiltere Benim" fragmanı

• 4

  "BOBİ: DİKENLERİN GÜCÜ ADINA

  "Bobi: Dikenlerin Gücü Adına!"

  Tepeden tırnağa Çin yapımı olan hayatlarımız var. Ancak aynı performansı animasyon türünde gösterebildiklerini söyleyemeyeceğim. Yine de aklımıza zor gelebilecek ve çocukların genelde ürktüğü kirpi Bobi'nin hayallerini, yaşam alanını gasp eden makinelere karşı verdiği mücadeleyi izlemek, hem dünya adına, hem de yönetmen Jianming Huang'ın hassasiyeti adına önemli olduğunu düşünüyorum.

  "Bobi: Dikenlerin Gücü Adına!" fragmanı