Bir süredir kanser tedavisi gören İzmir Barosuna kayıtlı avukatlardan Mehmet İsen'in tazminat davasında muhatap, Sağlık Bakanlığı.
Mehmet İsen, karın ağrısı şikayetiyle gittiği İzmir Eğitim ve Araştırma Hastanesinde apandisit ameliyatı oldu. Ameliyattan 2 yıl sonra kolesterol testi için Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi'ne müracaat eden İsen, burada kanser teşhisiyle tedaviye alındı. Bir dizi ameliyat geçiren evli ve 2 çocuk babası İsen'e yüzde 87 iş göremez raporu verildi.
Halen kemoterapi gören Mehmet İsen, apandisit ameliyatı sırasında, patoloji servisinden kendisine daha çok kadınlarda görülen kanser çeşidi olan ''Müsinoz Kistatenom'' olabileceği yönünde rapor verildiğini, ancak doktorların bunu gözden kaçırdığını öne sürerek, avukatı Ender Benli aracılığıyla Sağlık Bakanlığı aleyhine 1 milyon lira maddi, 200 bin lira da manevi tazminat istemiyle mahkemeye başvurdu.
BU BİR SAĞLIK SKANDALIDIR
Avukat Ender Benli, yaptığı açıklamada, müvekkiline erken teşhis konulabilecekken bunun yapılmadığını öne sürdü. Benli, müvekkilinin hastalığının, ameliyattan 2 yıl sonra bir tesadüf eseri kendiliğinden kan tahlili yaptırması neticesinde, ilerlemiş olarak başka bir hastanede tespit edilebildiğine işaret ederek, şunları söyledi:
''Hastalıkla savaşta kaybedilen 2 yıllık zaman içinde, bu hastalık bir sarmaşık gibi müvekkilimin tüm iç organları kaplamış ve iç organları çalışamaz hale getirmiştir. Bu sebeple 2 yıl sonra bir dizi ameliyat olan müvekkilimin, kalın bağırsak, ince bağırsak, pankreas, omentum, pelvik peritonu gibi iç organları alınmıştır. Mide ve karaciğerin ise hastalıkla tamamen sarılı olduğundan alınması mümkün olmamıştır. Bu zaman kaybı ile hastalığın ilerlemesine bağlı olarak aslında gerekmediği halde şu anda müvekkilime kemoterapi tedavisi uygulanmaktadır. Gecikme nedeniyle müvekkilimin yüzde 87 maluliyetine yol açılmıştır. Geç tedavi nedeniyle müvekkilim ve ailesi maddi ve manevi kayba uğratılmıştır. Bu bir sağlık skandalıdır.''
Mehmet İsen, karın ağrısı şikayetiyle gittiği İzmir Eğitim ve Araştırma Hastanesinde apandisit ameliyatı oldu. Ameliyattan 2 yıl sonra kolesterol testi için Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi'ne müracaat eden İsen, burada kanser teşhisiyle tedaviye alındı. Bir dizi ameliyat geçiren evli ve 2 çocuk babası İsen'e yüzde 87 iş göremez raporu verildi.
Halen kemoterapi gören Mehmet İsen, apandisit ameliyatı sırasında, patoloji servisinden kendisine daha çok kadınlarda görülen kanser çeşidi olan ''Müsinoz Kistatenom'' olabileceği yönünde rapor verildiğini, ancak doktorların bunu gözden kaçırdığını öne sürerek, avukatı Ender Benli aracılığıyla Sağlık Bakanlığı aleyhine 1 milyon lira maddi, 200 bin lira da manevi tazminat istemiyle mahkemeye başvurdu.
BU BİR SAĞLIK SKANDALIDIR
Avukat Ender Benli, yaptığı açıklamada, müvekkiline erken teşhis konulabilecekken bunun yapılmadığını öne sürdü. Benli, müvekkilinin hastalığının, ameliyattan 2 yıl sonra bir tesadüf eseri kendiliğinden kan tahlili yaptırması neticesinde, ilerlemiş olarak başka bir hastanede tespit edilebildiğine işaret ederek, şunları söyledi:
''Hastalıkla savaşta kaybedilen 2 yıllık zaman içinde, bu hastalık bir sarmaşık gibi müvekkilimin tüm iç organları kaplamış ve iç organları çalışamaz hale getirmiştir. Bu sebeple 2 yıl sonra bir dizi ameliyat olan müvekkilimin, kalın bağırsak, ince bağırsak, pankreas, omentum, pelvik peritonu gibi iç organları alınmıştır. Mide ve karaciğerin ise hastalıkla tamamen sarılı olduğundan alınması mümkün olmamıştır. Bu zaman kaybı ile hastalığın ilerlemesine bağlı olarak aslında gerekmediği halde şu anda müvekkilime kemoterapi tedavisi uygulanmaktadır. Gecikme nedeniyle müvekkilimin yüzde 87 maluliyetine yol açılmıştır. Geç tedavi nedeniyle müvekkilim ve ailesi maddi ve manevi kayba uğratılmıştır. Bu bir sağlık skandalıdır.''