“GÜÇLÜ KADIN: TEMSİL Mİ? GERÇEK Mİ? HAYAL Mİ?”
Dosyayı hazırlayan Ezgi Özcan, diziler ve güçlü kadın temasını şöyle açıklıyor:
Diziler bu kadar toplumsallaşmış ve odağında seyirci olan bir formken, en önemli toplumsal meselelerden birine de haliyle ev sahipliği yapıyor: Kadın ve kadınlık temsiliyeti…
Ülkemizde kadınların dezavantajlı sosyal statülerinin sonuçları ortada. Hayatta kalabilmek, kendini var edebilmek, ayakta durabilmek, hayallerini gerçekleştirebilmek, erkeklerle eşit bir konuma gelebilmek için yıllardır verdikleri mücadele bitmiyor. Ve bitmeyecekmiş gibi görünüyor. Peki, bu varoluş mücadelesinin içinde kadınlar kendilerini nerede görüyor? Ya dizilerdeki kadın karakterler, bu resmin neresine düşüyor, nasıl bir temsil yaratıyorlar?
Medya üzerine çalışan Boğaziçi Üniversitesi’nden Feyza Akınerdem, dizi kültürünün toplum için konumunu sorgularken yerinde bir tespit yapıyor ve esas noktanın başka olduğunu söylüyor: “Mesele diziden öğrenmek değil, diziyle eğlenip üzerinden gündelik hayattaki meseleleri tartışmaktır.”
Episode olarak, tam da bu noktadan konuyu çok yönlü tartışmak istedik. Hem akademiden hem de oyuncusundan senaristine, yönetmenine kadar sektör içinden insanlarla “güçlü kadın karakter” konusunu değerlendirdik.
Prof. Dr. Nükhet Sirman: Güçlü kadın dünyayı anlamaya ve buna göre yer edinmeye çalışan biridir
Benim için güçlü kadın, kendini ve dünyayı anlamaya ve içinde buna göre yer edinmeye çalışan biridir. Tabii ki hatalar yapılır ama rüzgârda oradan oraya savrulan kadın bence güçlü değildir. Öte yandan değişmemek de güçlülük göstergesi değildir. İşte zor, güçlü kadın denen şeyi tarif etmek, sürekli öğrenilen bir şey. Yerinde ve zamanında gülmeyi bilmek de güçlülük mesela…
2000’li yıllarda güçlü kadınlar genellikle fettan veya entrikacı olarak resmediliyordu. Özellikle kaynana olma yaşındakiler: Fatmagül’ün Suçu Ne’deki yenge prototipi, bütün doğu dizilerindeki kaynanalar… Ama gençlerden de entrikacılar vardı: Melekler Adası’nda Zinnur, Bir Bulut Olsam’ın fettan gelini Asiye gibi. Belki de 2000’li yılların en güçlü kadını Hanımın Çiftliği’ndeki Güllü. Bu kadar güçlü olduğu için mağdurları seven biz izleyiciler bir türlü bilemedik, sevelim mi Güllü’yü yoksa nefret mi edelim! 2000’li yıllarda sevdiğimiz güçlü kadınların en önemli özelliği sabırlarıydı. Şimdiyse gerçekten mücadele eden kadınlar var diye bir genelleme yapmak istiyorum. Hatırla Gönül… Yazık ettiler o diziye… Kayıp Şehir’in Aysel’i (Bu diziye de yazık ettiler ama Gökçe Bahadır bambaşka), Göç Zamanı’nın Cennet’i.
Esas hikâye nasıl aile kurulacağı. Meslek buna ya yardımcı olan bir unsur olarak duruyor ya da bunu engelleyen bir unsur. Güçlü, meslek sahibi kadın olmak ne demek sorusu sadece birkaç feministi ilgilendirdigi için bu sorunları irdeleyen çok fazla dizi yok. Ama erkeklik, babalık sorunlarıyla uğraşan birçok dizi var!
Ece Yörenç: Güçlü kadın demek de bir ayrım
“Bence ‘güçlü kadın’ diye bir ayrım olmaz. Neye göre güçlü? Diğer yandan “güçlü” sıfatını kadının önüne eklemek de bir ayrım. Bence zaten kadın güçlüdür. Tek bir role sıkışmayan, sıkıştırılmayı kabul etmeyen kadın, güçlüdür.”
Fatmagül neden güçlü?
Yaşamaktan vazgeçmediği için.
Hilal Saral: Güçlü kadın yeniden başlamaktan korkmaz
Güçlü kadın, kendisine değer veren, kendisiyle barışık, zarifçe karşı çıkmasını bilen, hayatı boyunca öğrenmeye devam eden, sorunlarla yüzleşmesini bilen ve en önemlisi hayatlarında köklü değişiklik yapmaktan korkmayan kadındır. Onlar yeniden başlamaktan hiçbir zaman korkmazlar, güçlü kadın zor şartlar altında olduğu yere gelmiştir.
Fatmagül neden güçlü?
Başına gelenlerin örtbas edilmesine izin vermeden, mücadelesini sonuna kadar, suçlular cezasını çekene kadar sürdürdüğü için, yılmadığı için güçlü bir karakter Fatmagül.
Mahinur Ergun: Kendini gerçekleştirebilen kadın güçlüdür
Bizim ülkede şehirde kendisini geçindirebilen bir genç kız, köyde evlendirilmeyi bekleyen bir genç kız ile aynı cehennemi yaşıyor olabilir. Bu ülkede güçlü kadın herhalde içinde bulunduğu şartlarda elinden gelenin en iyisini yaparak kendini gerçekleştirebilen kadındır.
Bahar (Asmalı Konak) neden güçlü?
Belki ülke dışında eğitim gördüğü içindir. Orada bir kadın olarak kendisini gizlemesi değil gerçekleştirmesi bekleniyordu. Varoluşsal başarının sadece iyi evlat, iyi anne, iyi eş olmaktan değil, mutlu bir insan olmaktan geçtiği bir dünyadan geliyor.
Zeynep Günay Tan: Kendi kimliğini koruyarak sevgiyle kabul edilebilen kadın güçlüdür
“Filancanın kızı” “filancanın karısı”, hatta anne olunca “filancanın annesi”... Tüm bu sıfatları kadınlığın yumuşaklığıyla, şefkatiyle, dirayetiyle kucaklayıp kendi özdeğerinden, yaratıcılığından vazgeçmeyen, kendi kişilik renklerini, hiçbir şartta soldurmayan, “eş” “sevgili” “anne” sıfatlarını da kendi kimliğini koruyarak sevgiyle kabul edebilen kadın, bence güçlü bir kadındır.
Cemile (Öyle Bir Geçer Zaman ki) neden güçlü?
Cemile her durum ve şartta ailesini ve çocuklarını tek başına toparlamayı başarabildiği ve bunu hep sevgiyle yaptığı için güçlü bir kadın. Kocasının artık onu sevmediğini anladığında, kocasına ve sevgilisine yapışıp, “Sizi mahvedeceğim!” gibi bir yol da varken, kendi başına hayata devam etme cesaretini gösterebildiği için güçlü bir kadın. Çocuklarını babalarına karşı hiç doldurmadığı, hatta annesi gibi gördüğü kayınvalidesini de hayatında tutmaya devam ettiği için güçlü bir kadın.
Seray Şahiner: Güçlü kadın arazlarına sahip çıkandır
Arazlarına sahip çıkandır. Dayatılmış prenseslik algısına biat etmeyip kendi cümlesini kuran, kendi yolunda giden, basıp giderken de ayağının taşa takılmasını göze alan kadındır. Kimi zaman zaafları için güçten feragat eden kadınları çok güçlü buluyorum.
Aysel (Kayıp Şehir) hem en “kötü” mesleği yapıyor yani seks işçisi hem de bir kahramanda aranan bütün erdemleri taşıyor. Bunun seyircideki ve sektördeki yansıması nasıl oldu?
Aysel, tavrıyla, öfkesiyle, kahkahasıyla bütün “iyi”leri sorguluyordu. Çocukluğundan kalma örselenmişlikleri vardı. O yüzden, umursamaz gibi görünmeyi, dokunulmazlık zırhı olarak kullanıyor. Öfkesi var. Omuz silkip geçiyor gibi görünüyor ama aslında omuz atıyor
Burcu Biricik: Yapabileceklerine inanan kadın güçlüdür
Güçlü kadın kimseye ihtiyaç duymamak, tek başına var olmak anlamına gelmiyor sadece bence. Ama ne olursa olsun ayakta kalmaya çalışan, yılmadan çabalayan, kendine, yapabileceklerine inanan kadın güçlü geliyor bana.
Hülya (Hayat Şarkısı) neden güçlü?
“Hülya uç noktaları olan, aşırı hırslı bir kız, yaptıklarından bazıları kabul edilebilecek gibi değil. Ama sanırım bunları yaparken o kadar inandım ki onun sebeplerine, onlar da benimle birlikte inandılar. Bir de çıkış noktamız çok temizdi; her şeyi aşk içindi, öyle olunca da aldığım tepkiler, 'Bu kız da haklı, oh çok iyi yaptın!' oldu. Ben bir şeylerin intikamını aldıkça onların içi soğudu.”
Begüm Birgören: Bu coğrafyada sadece kadın olmak bile yeterince güçlü olmayı öğretiyor
Güçlü kadın deyince, modern dünyada kendi ayakları üstünde durabilen, hayatta kendi ideallerinin peşinde koşabilen, hayallerini gerçekleştirmek için çabalayan kadınlar geliyor aklımıza. Yani bir erkeğe mecbur kalmadan yaşayabilen bir kadın, güçlü kadındır diyoruz belki. Ama şimdi siz sorunca... Aslında bizim toplumda annelerimize, Anadolu’daki kadınlara baktığımızda hiç bu profilde değiller. Şimdi onlara haksızlık mı edelim? Bir aileyi çekip çevirmek, dağ gibi acılara göğüs germek hatta bu coğrafyada sadece kadın olmak bile zaten yeterince güçlü olmayı öğretiyor.
İnci (Umuda Kelepçe Vurulmaz) neden güçlü?
Hayatında pamuklara sarmalanmamış, çocukluklarını çocuk gibi gerçirmemiş insanların ortak olgunluğu sanırım. Bazısının 30 yaşında bile görmediği zorlukları küçücük bedenler içinde karşılamak zorunda kalınca olan oluyor bence. Hayatta kalmak için başka şans yok. Ya yok olup gideceksin ya da kendi hikâyeni yazacaksın.