Hafta sonu olağanüstü kongresini yapacak Demokrat Parti'de (DP) başkan adayı olan Mehmet Ali Bayar, NTV Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün sorularını canlı yayında yanıtladı.
Murat Akgün: Şansınızı nasıl görüyorsunuz?
Mehmet Ali Bayar: Demokrat Parti, demokrasiyi kuran bir partidir. Demokrasiyi kendi içinde yaşattığı müddetçe de ülkede demokrasiyi daha ileri taşıyabilecek bir meşruiyet ve güce sahip olacaktır. Ben bir defa, yarışın bu kadar iyi adayla geçmesinden son derece memnunum. Zaman zaman siyasetin doğasından gelen pek çoğu gereksiz, yanlış bazı sertlikler olsa da; bunu bir ailenin içinde partiyi daha ileri götürecek bir süreç olarak görüyorum. Şansımı herkes kadar iyi görüyorum. Bu bir ilke meselesidir, kendime güvendiğim için aday oldum. Ben partinin, Türkiye'nin yarınlarını konuşmak için aday oldum. Kendime güvenerek bu yarışa girdim, şansımı iyi görüyorum.
Murat Akgün: Dün basın toplantısında ‘Adaylıktan çekilmek söz konusu değil, sonuna kadar devam edeceğim’ dediniz. Ama bir taraftan da kongreler öncesinde Türk siyasetini yakından izleyenlerin bildiği malum bir konudur; birtakım vaatler verilir ve bazı adaylar başka adaylar lehine feragat edebilirler. Şimdi Sayın Hüsamettin Cindoruk’un bir söylemi var; Ben yolu açayım, benden sonra bir genç lider.... Bundan dolayı son anda bir çekilmeniz olabilir mi, yoksa dünkü laf son sözünüz mü?
Mehmet Ali Bayar: Kongereden çekilmeyeceğim. Bu partinin gücünün, bu yarış olduğuna inanıyorum. Türkiye'nin yarınlarında çok enteresan bir şey yaşanıyor; şu anda merkez sağda bir hareket var. Bu bir iktidar hareketi falan değil, neticede son seçimde yüzde 3.9 almış bir parti. Demek ki, Türkiye'de bir demokrasi, konuşma ve yarınlarını tartışma ile siyaset yapma özlemi var. Bu üçlü yarış olmasaydı bu iki eksen kamuoyunu çok tatmin etmeyebilirdi. Bayağı canlı bir süreç var. Bundan şikayetçi değilim, kimse de yarıştan şikayetçi olamaz. Kongrede tabanımız ve delegelerimize konuşmamı yaparak partinin ve Türkiye’nin vizyonunu anlatarak oy isteyeceğim. Zaten demokrasi de budur.
Murat Akgün: Ne vaat edeceksiniz? Hüsamettin Bey ‘Bir yıla kalmaz ANAP ve DP’yi birleştiririm’ dedi. Sizin de benzeri düşünceleriniz olduğunu düşünüyorum. Var mı? Eğer varsa bunun yolu Mesut Bey’den mi geçiyor. Yoksa başkalarıyla temasınız oldu mu?
Mehmet Ali Bayar: Sayın Mesut Yılmaz’la bütün siyasi kişiliklerle olduğu gibi çok defa temasım olmuştur. Mesut Bey, DP kongresi ile hiç alakalı değildir, onu söyleyeyim. Mesut Bey kendisi kamuoyuna söyledi, merkez sağda bütünleşmeyi o da destekliyor. Bir de milletvekili seçilmiş vasfıyla bu konuda bir meşruiyeti de var. Merkez sağ bütünleşme vizyonumun temelinde tabii ki ANAP’la birleşme var. Çünkü geçen defa 2007’deki gerçekleşmeyen o hayal kırıklığı yaratan birleşme sürecinin destekçilerinden biriydim. Ben Mehmet Ağar yönetimiyle ihtilafa, fikir ayrılığına düştüm ve yönetimden ayrıldım. O zaman iki parti yönetimleri tarafından gerçekleşmedi. Onun için bu doğru bir vizyondur. Çağrıda bulunarak kucak açarak zaten DP nedir Doğru Yol Partisi’nin birleşme gerçekleşsin diye ismini değiştirmesi halidir. Bu sürecin sonuçlandırılıp millet nazarında kabul görmüş tüm güçleri buraya kabul etmek. Benimde birinci önceliğim bu olur. Mesut Bey’le, Sayın Demirel ve Sayın Çiller’le kim olursa bu görüşmelere açığım. Ama birinci öncelik Demokrat Parti’nin böyle bir birleşmenin gerçekleştirilebileceği bir zemin haline gelmesidir. Bu da bugün içine girdiği çıkmazdan kurtulması zeminidir. Birden bire yarına bakabilmesidir.
Murat Akgün: Şu anda merkez sağda AKP’nin yüzde 38’lik bir oy potansiyeli var. Ne yapacaksınız da, o partiye oy veren insanlar oradan buraya yönlenecekler?
Mehmet Ali Bayar: Birincisi, bu partinin Türkiye'nin yarınlarına hitap eden bir parti haline gelmesi lazım. Partinin gençleşmesi, yenilenmesi ve değişmesi gerekiyor. Bu kongre bir değişim kongresi mi yoksa bir atalet kongresi mi olacaktır? Girdiği tıkanıklıktan çıkabilmesi için buradan değişim vizyonu ile çıkması lazım. Bir defa önümüzde yepyeni bir Türkiye var ve çok zorunlu bir dünya var. Bir de Cumhuriyetin kuruluşundan beri halledemediğimiz dev gibi sorunları var. Güneydoğu’da yaşanan hadisenin tanımı ne olursa olsun ‘Kürt sorunu’, ‘Güneydoğu sorunu’ ve ‘Terör sorunu’ diyenler var. Ama burada bir büyük insanlık durumu var. Bu ülkede beraber yaşama azmi ve irademiz devam edecek mi? Mutlu bir birey olarak sağ salim 21. yüzyıla girebilecek miyiz? Biz hala giremedik. Güneydoğumuzda yaşanan sorunu halledemezsek 19. yüzyılın ayağımıza bağladığı prangalardan kurtulamayacağız. Bunu yapabilmek için siyasete konulmak gerekiyor. Bu parti bunun yeri olmalıdır. Demokrasi sicili düzgün olan bir parti Cumhuriyet değerlerine tümüyle bağlı ve milletin tüm değerlerine tüm mukaddesatını içselleştirmiş onunla hiç bir meselesi olmayan bir parti. Bunu yeniden yapabilmek için millete açılmak gerekiyor. Bize yüzde 3.9’luk oy veriyor, AKP’ye ise 38 oy veriyor. Ama unutmayın AKP’ye yüzde 48 oy verdi, yüzde 38’e indirdi. Demek ki, millet bazı şeyleri duymaya, dinlemeye ve oralara yönelmeye hazır.
Murat Akgün: O hedef seçtiğiniz kitlenin size bir gecede bir günde gelmesi mümkün değil. İki sene sonra seçim olsa, bu süre, halkı ikna etmek için yetecek mi?
Mehmet Ali Bayar: AKP kurulduktan 8-9 ay sonra iktidara geldi. Bana göre bu süre fazlasıyla yeter. Düzgün bir iş yapıyorsanız onun için yeter. Yeter ki, azimle bu işe başlayın. Ben şurada yüzde 3.9’luk bir partide bütün ekranlarda DP kongresi konuşuluyor. Binlerce delege Ankara’ya gelmiş, Türkiye basını bunu takip ediyor. Demek ki, özlem var; bir şey yapılabilir. Bütün mesele buradan değişim, yenilenme ve yarınlara umutla bakabilen mesajının çıkması. Kim kazanırsa kazansın kongreden umutla ve hayırla çıkılmasını bekliyorum. Ben diyorum ki, ben dünün meselelerini konuşmak veya mücadelelerin içinde tıkalı kalmak yerine, yarının meselelerine bakalım ve partiyi yarına taşıyalım. Benim adaylığımın genel manası budur.
Murat Akgün: Her aday bu yarışa kazanmak için girer. Eğer kazanamazsanız bir küslük olacak mı yoksa yönetim etrafında bir kenetlenme olabilir mi? Yoksa başka bir kanalda mı aktif siyaset devam eder?
Mehmet Ali Bayar: Ben siyasete 7 yıl önce girdim. Demokrat Türkiye Partisi’nin Sayın Cindoruk ve Sayın Sezgin’den sonra üçüncü genel başkanıydım. Merkez sağda birleşmenin ihtiyacını görüp, DYP ile birleştik. DYP, benim evimde kurulmuş bir partidir. Girdiğim günden bugüne kadar hiç ayrılmadan zorlukları ve mücadelesi ile burada kaldım. Bugünden sonra da devam edeceğim bu parti milletin ve bizim partimiz. Kesinlikle küskünlük olmayacak. Benim derdim zaten bu işi kavga söyleminden çıkartıp bir heyecan şöleni haline getirmek. Demokrasi sıkıntılı bir şey olsa, niye bu demokrasi rejimini seçtik. Onun için ben ileriye dönük,daha genç bir havada bir kongre bekliyorum. Küslük hiç bir zaman olmayacaktır. Aksine kongreyi kaybedenlerin hiçbirisinin bu partiden gitmeyi düşüneceğini aklıma getirmem ve içime sığdıramam.
Murat Akgün: Şansınızı nasıl görüyorsunuz?
Mehmet Ali Bayar: Demokrat Parti, demokrasiyi kuran bir partidir. Demokrasiyi kendi içinde yaşattığı müddetçe de ülkede demokrasiyi daha ileri taşıyabilecek bir meşruiyet ve güce sahip olacaktır. Ben bir defa, yarışın bu kadar iyi adayla geçmesinden son derece memnunum. Zaman zaman siyasetin doğasından gelen pek çoğu gereksiz, yanlış bazı sertlikler olsa da; bunu bir ailenin içinde partiyi daha ileri götürecek bir süreç olarak görüyorum. Şansımı herkes kadar iyi görüyorum. Bu bir ilke meselesidir, kendime güvendiğim için aday oldum. Ben partinin, Türkiye'nin yarınlarını konuşmak için aday oldum. Kendime güvenerek bu yarışa girdim, şansımı iyi görüyorum.
Murat Akgün: Dün basın toplantısında ‘Adaylıktan çekilmek söz konusu değil, sonuna kadar devam edeceğim’ dediniz. Ama bir taraftan da kongreler öncesinde Türk siyasetini yakından izleyenlerin bildiği malum bir konudur; birtakım vaatler verilir ve bazı adaylar başka adaylar lehine feragat edebilirler. Şimdi Sayın Hüsamettin Cindoruk’un bir söylemi var; Ben yolu açayım, benden sonra bir genç lider.... Bundan dolayı son anda bir çekilmeniz olabilir mi, yoksa dünkü laf son sözünüz mü?
Mehmet Ali Bayar: Kongereden çekilmeyeceğim. Bu partinin gücünün, bu yarış olduğuna inanıyorum. Türkiye'nin yarınlarında çok enteresan bir şey yaşanıyor; şu anda merkez sağda bir hareket var. Bu bir iktidar hareketi falan değil, neticede son seçimde yüzde 3.9 almış bir parti. Demek ki, Türkiye'de bir demokrasi, konuşma ve yarınlarını tartışma ile siyaset yapma özlemi var. Bu üçlü yarış olmasaydı bu iki eksen kamuoyunu çok tatmin etmeyebilirdi. Bayağı canlı bir süreç var. Bundan şikayetçi değilim, kimse de yarıştan şikayetçi olamaz. Kongrede tabanımız ve delegelerimize konuşmamı yaparak partinin ve Türkiye’nin vizyonunu anlatarak oy isteyeceğim. Zaten demokrasi de budur.
Murat Akgün: Ne vaat edeceksiniz? Hüsamettin Bey ‘Bir yıla kalmaz ANAP ve DP’yi birleştiririm’ dedi. Sizin de benzeri düşünceleriniz olduğunu düşünüyorum. Var mı? Eğer varsa bunun yolu Mesut Bey’den mi geçiyor. Yoksa başkalarıyla temasınız oldu mu?
Mehmet Ali Bayar: Sayın Mesut Yılmaz’la bütün siyasi kişiliklerle olduğu gibi çok defa temasım olmuştur. Mesut Bey, DP kongresi ile hiç alakalı değildir, onu söyleyeyim. Mesut Bey kendisi kamuoyuna söyledi, merkez sağda bütünleşmeyi o da destekliyor. Bir de milletvekili seçilmiş vasfıyla bu konuda bir meşruiyeti de var. Merkez sağ bütünleşme vizyonumun temelinde tabii ki ANAP’la birleşme var. Çünkü geçen defa 2007’deki gerçekleşmeyen o hayal kırıklığı yaratan birleşme sürecinin destekçilerinden biriydim. Ben Mehmet Ağar yönetimiyle ihtilafa, fikir ayrılığına düştüm ve yönetimden ayrıldım. O zaman iki parti yönetimleri tarafından gerçekleşmedi. Onun için bu doğru bir vizyondur. Çağrıda bulunarak kucak açarak zaten DP nedir Doğru Yol Partisi’nin birleşme gerçekleşsin diye ismini değiştirmesi halidir. Bu sürecin sonuçlandırılıp millet nazarında kabul görmüş tüm güçleri buraya kabul etmek. Benimde birinci önceliğim bu olur. Mesut Bey’le, Sayın Demirel ve Sayın Çiller’le kim olursa bu görüşmelere açığım. Ama birinci öncelik Demokrat Parti’nin böyle bir birleşmenin gerçekleştirilebileceği bir zemin haline gelmesidir. Bu da bugün içine girdiği çıkmazdan kurtulması zeminidir. Birden bire yarına bakabilmesidir.
Murat Akgün: Şu anda merkez sağda AKP’nin yüzde 38’lik bir oy potansiyeli var. Ne yapacaksınız da, o partiye oy veren insanlar oradan buraya yönlenecekler?
Mehmet Ali Bayar: Birincisi, bu partinin Türkiye'nin yarınlarına hitap eden bir parti haline gelmesi lazım. Partinin gençleşmesi, yenilenmesi ve değişmesi gerekiyor. Bu kongre bir değişim kongresi mi yoksa bir atalet kongresi mi olacaktır? Girdiği tıkanıklıktan çıkabilmesi için buradan değişim vizyonu ile çıkması lazım. Bir defa önümüzde yepyeni bir Türkiye var ve çok zorunlu bir dünya var. Bir de Cumhuriyetin kuruluşundan beri halledemediğimiz dev gibi sorunları var. Güneydoğu’da yaşanan hadisenin tanımı ne olursa olsun ‘Kürt sorunu’, ‘Güneydoğu sorunu’ ve ‘Terör sorunu’ diyenler var. Ama burada bir büyük insanlık durumu var. Bu ülkede beraber yaşama azmi ve irademiz devam edecek mi? Mutlu bir birey olarak sağ salim 21. yüzyıla girebilecek miyiz? Biz hala giremedik. Güneydoğumuzda yaşanan sorunu halledemezsek 19. yüzyılın ayağımıza bağladığı prangalardan kurtulamayacağız. Bunu yapabilmek için siyasete konulmak gerekiyor. Bu parti bunun yeri olmalıdır. Demokrasi sicili düzgün olan bir parti Cumhuriyet değerlerine tümüyle bağlı ve milletin tüm değerlerine tüm mukaddesatını içselleştirmiş onunla hiç bir meselesi olmayan bir parti. Bunu yeniden yapabilmek için millete açılmak gerekiyor. Bize yüzde 3.9’luk oy veriyor, AKP’ye ise 38 oy veriyor. Ama unutmayın AKP’ye yüzde 48 oy verdi, yüzde 38’e indirdi. Demek ki, millet bazı şeyleri duymaya, dinlemeye ve oralara yönelmeye hazır.
Murat Akgün: O hedef seçtiğiniz kitlenin size bir gecede bir günde gelmesi mümkün değil. İki sene sonra seçim olsa, bu süre, halkı ikna etmek için yetecek mi?
Mehmet Ali Bayar: AKP kurulduktan 8-9 ay sonra iktidara geldi. Bana göre bu süre fazlasıyla yeter. Düzgün bir iş yapıyorsanız onun için yeter. Yeter ki, azimle bu işe başlayın. Ben şurada yüzde 3.9’luk bir partide bütün ekranlarda DP kongresi konuşuluyor. Binlerce delege Ankara’ya gelmiş, Türkiye basını bunu takip ediyor. Demek ki, özlem var; bir şey yapılabilir. Bütün mesele buradan değişim, yenilenme ve yarınlara umutla bakabilen mesajının çıkması. Kim kazanırsa kazansın kongreden umutla ve hayırla çıkılmasını bekliyorum. Ben diyorum ki, ben dünün meselelerini konuşmak veya mücadelelerin içinde tıkalı kalmak yerine, yarının meselelerine bakalım ve partiyi yarına taşıyalım. Benim adaylığımın genel manası budur.
Murat Akgün: Her aday bu yarışa kazanmak için girer. Eğer kazanamazsanız bir küslük olacak mı yoksa yönetim etrafında bir kenetlenme olabilir mi? Yoksa başka bir kanalda mı aktif siyaset devam eder?
Mehmet Ali Bayar: Ben siyasete 7 yıl önce girdim. Demokrat Türkiye Partisi’nin Sayın Cindoruk ve Sayın Sezgin’den sonra üçüncü genel başkanıydım. Merkez sağda birleşmenin ihtiyacını görüp, DYP ile birleştik. DYP, benim evimde kurulmuş bir partidir. Girdiğim günden bugüne kadar hiç ayrılmadan zorlukları ve mücadelesi ile burada kaldım. Bugünden sonra da devam edeceğim bu parti milletin ve bizim partimiz. Kesinlikle küskünlük olmayacak. Benim derdim zaten bu işi kavga söyleminden çıkartıp bir heyecan şöleni haline getirmek. Demokrasi sıkıntılı bir şey olsa, niye bu demokrasi rejimini seçtik. Onun için ben ileriye dönük,daha genç bir havada bir kongre bekliyorum. Küslük hiç bir zaman olmayacaktır. Aksine kongreyi kaybedenlerin hiçbirisinin bu partiden gitmeyi düşüneceğini aklıma getirmem ve içime sığdıramam.