Sinema tarihinin en önemli komedyen ve yönetmenlerinden Oscar ödüllü Buster Keaton, sessiz sinema döneminde başladığı kariyerinde yüzünü neredeyse bir taş gibi duygusuzlaştırmasıyla ünlenmiş ve bu nedenle de "Sessiz Sinema'nın Michelangelo"su olarak anılmıştı.
Oyunculuğunun yanı sıra sinema tarihinin en yaratıcı ve en önemli yönetmenlerinden biri olarak kabul edilen Keaton, Entertainment dergisi tarafından dünyanın yedinci büyük yönetmeni olarak nitelendirilmişti.
Tarzıyla Woody Allen'dan Fellini'ye pek çok sinemacıyı etkileyen bu büyük yönetmenin oyuncu ve yönetmen olarak yer aldığı sinema tarihinin en önemli 3 filmi Saga Film etiketiyle bir arada.
GENERAL
Buster Keaton'ın hem yönetip hem de başrolünü oynadığı bu sessiz sinema klasiği Amerikan İç Savaşı sırasında Johnnie Gray adlı vurdumduymaz bir adamı konu alır. Onun ilgilendiği iki şey vardır: General adını verdiği lokomotifi ve sevdiği kız Annabelle Lee. Buster Keaton, “General” ile kariyerinin doruğuna ulaşır. Bu film; tipik Buster Keaton tarzından beslenen, şiirsel ve bir o kadar da abartılı bir güldürüdür.
Oyunculuğunun yanı sıra sinema tarihinin en yaratıcı ve en önemli yönetmenlerinden biri olarak kabul edilen Keaton, Entertainment dergisi tarafından dünyanın yedinci büyük yönetmeni olarak nitelendirilmişti.
Tarzıyla Woody Allen'dan Fellini'ye pek çok sinemacıyı etkileyen bu büyük yönetmenin oyuncu ve yönetmen olarak yer aldığı sinema tarihinin en önemli 3 filmi Saga Film etiketiyle bir arada.
GENERAL
Buster Keaton'ın hem yönetip hem de başrolünü oynadığı bu sessiz sinema klasiği Amerikan İç Savaşı sırasında Johnnie Gray adlı vurdumduymaz bir adamı konu alır. Onun ilgilendiği iki şey vardır: General adını verdiği lokomotifi ve sevdiği kız Annabelle Lee. Buster Keaton, “General” ile kariyerinin doruğuna ulaşır. Bu film; tipik Buster Keaton tarzından beslenen, şiirsel ve bir o kadar da abartılı bir güldürüdür.
BILL’İN BUHARLI GEMİSİ
Buster Keaton’ın dünya sinemasının dahileri arasındaki yerini güçlendiren bu sessiz filmde Keaton, Willie Canfield adlı sönük bir üniversite öğrencisi genci canlandırır. Uzun bir ayrılıktan sonra buharlı bir geminin kaptanı olan babasını ziyarete gider. Kaptan Canfield, oğlunu gemide çalışmaya ikna etmeye uğraşır. Willie Jr. başlangıçta bu işe gönülsüzdür. Ama üniversiteden arkadaşı Kitty King ile karşılaşınca fikrini değiştirir.
ÜNiVERSiTE
Liseyi birincilikle bitiren Ronald spordan anlamayan şaşkın ve sakar bir gençtir. Aşık olduğu kızın yakınında olmak ve ilgisini çekebilmek için onunla aynı üniversiteye gider. Okuldaki herkes, Ronald’ın aksine, spora ilgi duyan popüler gençlerdir. Okuyup bir yandan da hayatını kazanmak zorunda olan Ronald okul büfesi ve bir kafede çalışır. Ama aksilikler bir türlü peşini bırakmaz. Sevdiği kızın ilgisini çekmenin tek yolunun sporla ilgilenmek olduğunu
Buster Keaton’ın dünya sinemasının dahileri arasındaki yerini güçlendiren bu sessiz filmde Keaton, Willie Canfield adlı sönük bir üniversite öğrencisi genci canlandırır. Uzun bir ayrılıktan sonra buharlı bir geminin kaptanı olan babasını ziyarete gider. Kaptan Canfield, oğlunu gemide çalışmaya ikna etmeye uğraşır. Willie Jr. başlangıçta bu işe gönülsüzdür. Ama üniversiteden arkadaşı Kitty King ile karşılaşınca fikrini değiştirir.
ÜNiVERSiTE
Liseyi birincilikle bitiren Ronald spordan anlamayan şaşkın ve sakar bir gençtir. Aşık olduğu kızın yakınında olmak ve ilgisini çekebilmek için onunla aynı üniversiteye gider. Okuldaki herkes, Ronald’ın aksine, spora ilgi duyan popüler gençlerdir. Okuyup bir yandan da hayatını kazanmak zorunda olan Ronald okul büfesi ve bir kafede çalışır. Ama aksilikler bir türlü peşini bırakmaz. Sevdiği kızın ilgisini çekmenin tek yolunun sporla ilgilenmek olduğunu