İzmir’de üç günde üç cinayet işleyen Hamdi Ayri Bodrum’a eski sevgilisi G.H’yi öldürmeye gittiğini belirtmişti. Ayri, “Yakalanmasaydım sevgilimi öldürdükten sonra öldürmeye devam edecektim. Sayı belki 10, belki 20 olacaktı” dedi.
Ayri ayırca, “Mermi namlunun ucundaydı, bulsaydım kafasına sıkacaktım. Beni kandırmıştı. Oysa onunla çok güzel hayaller kurmuştum. Evlenmek istiyordum. Bir gün bana ‘Ben herkesle evliyim’ deyince çılgına döndüm, dövdüm. Ardından Bodrum’u terk etti. Aradım ama bulamadım.
İzmir’de işlediğim cinayetlerdeki kadınları tanımıyorum. Bir özellikleri yok. Kalabalıktan gözüme biri takılıyordu. Biraz da güzel kokulu olursa peşine düşüyordum. Takip ediyordum, tenha bir yere geldiğimizde sessizce arkalarına yaklaşıp kafalarına sıkıyordum.”
Ayri polise bazı bilgiler verdi ama resmi ifadesi için yöneltilen 20 soru için susma hakkını kullandı. Gece saat 02.00 sıralarında uyumak istediğini söyledi, barodan gönderilen avukatının sorularına da yanıt vermedi.
‘İÇİNCE FARKLI BİRİ OLUYORUM’
Ayri, polislerle sohbetinde ise cinayetlerden önce bira içtiğini anlattı ve özetle şunları söyledi; “İçki içtiğim zaman farklı bir kişiliğe bürünüyorum. Bir yanım, sokağa çıkıp birilerini öldürmemi söylüyordu. Her cinayetten sonra büyük pişmanlık yaşadım. Televizyondan ve gazetelerden ne yaptığımı öğrendiğimde sadece uyumak ve hiçbir şey düşünmemek istiyordum. İlk iki cinayetten sonra evime gidip akşama kadar uyudum. Çok pişman oluyordum. Ama kendime bir türlü söz geçiremedim.”
YARALAMAYI KABUL ETTİ
Cinayet bürosu detektifleri, 9 Ocak’ta Balçova’da İzmir Ekonomi Üniversitesi öğrencisi D.B.’nin bıçaklanması olayında verilen eşgalin Ayri’ye uyduğunu tespit etti. Emniyet çağırılan D.B. de zanlıyı teşhis etti.
Polise yaşadıklarını anlatan D.B., “Otobüsten inip evimin sokağına girdiğim sırada arkadan gelen siyah montlu birisi, elindeki bıçağı boğazıma dayadı. Bağırarak yardım istedim. Bu sırada paniğe kapılarak beni kolumdan ve elimden bıçakladıktan sonra kaçtı” dedi. Suçlamayı kabul eden Ayri’yi seri cinayetlere götüren süreç aydınlanmaya başladı.
Ayri ayırca, “Mermi namlunun ucundaydı, bulsaydım kafasına sıkacaktım. Beni kandırmıştı. Oysa onunla çok güzel hayaller kurmuştum. Evlenmek istiyordum. Bir gün bana ‘Ben herkesle evliyim’ deyince çılgına döndüm, dövdüm. Ardından Bodrum’u terk etti. Aradım ama bulamadım.
İzmir’de işlediğim cinayetlerdeki kadınları tanımıyorum. Bir özellikleri yok. Kalabalıktan gözüme biri takılıyordu. Biraz da güzel kokulu olursa peşine düşüyordum. Takip ediyordum, tenha bir yere geldiğimizde sessizce arkalarına yaklaşıp kafalarına sıkıyordum.”
Ayri polise bazı bilgiler verdi ama resmi ifadesi için yöneltilen 20 soru için susma hakkını kullandı. Gece saat 02.00 sıralarında uyumak istediğini söyledi, barodan gönderilen avukatının sorularına da yanıt vermedi.
‘İÇİNCE FARKLI BİRİ OLUYORUM’
Ayri, polislerle sohbetinde ise cinayetlerden önce bira içtiğini anlattı ve özetle şunları söyledi; “İçki içtiğim zaman farklı bir kişiliğe bürünüyorum. Bir yanım, sokağa çıkıp birilerini öldürmemi söylüyordu. Her cinayetten sonra büyük pişmanlık yaşadım. Televizyondan ve gazetelerden ne yaptığımı öğrendiğimde sadece uyumak ve hiçbir şey düşünmemek istiyordum. İlk iki cinayetten sonra evime gidip akşama kadar uyudum. Çok pişman oluyordum. Ama kendime bir türlü söz geçiremedim.”
YARALAMAYI KABUL ETTİ
Cinayet bürosu detektifleri, 9 Ocak’ta Balçova’da İzmir Ekonomi Üniversitesi öğrencisi D.B.’nin bıçaklanması olayında verilen eşgalin Ayri’ye uyduğunu tespit etti. Emniyet çağırılan D.B. de zanlıyı teşhis etti.
Polise yaşadıklarını anlatan D.B., “Otobüsten inip evimin sokağına girdiğim sırada arkadan gelen siyah montlu birisi, elindeki bıçağı boğazıma dayadı. Bağırarak yardım istedim. Bu sırada paniğe kapılarak beni kolumdan ve elimden bıçakladıktan sonra kaçtı” dedi. Suçlamayı kabul eden Ayri’yi seri cinayetlere götüren süreç aydınlanmaya başladı.
AKLA 'KOKU' ROMANINI GETİRDİ
Ayri'nin açıklaması akıllara Patrick Süskind'in "Koku" romanını getirdi. Romanın kahramanı Jean Babtiste Grenouille, tüm insancıl duyumlardan ve duygulardan yoksun, yalnızca kokulara karşı görülmedik ölçüde duyarlı, istediği kokuları üretebilmek için cinayet işlemekten kesinlikle çekinmeyen bir katildir.
Ayri'nin açıklaması akıllara Patrick Süskind'in "Koku" romanını getirdi. Romanın kahramanı Jean Babtiste Grenouille, tüm insancıl duyumlardan ve duygulardan yoksun, yalnızca kokulara karşı görülmedik ölçüde duyarlı, istediği kokuları üretebilmek için cinayet işlemekten kesinlikle çekinmeyen bir katildir.
Herkesin ve her şeyin kokusunu almakta, tüm kokuları üretmekte gerçek bir dahi olan bu genç adam, kendi kokusunun olmadığını, bulunduğu yerlerde insanların insan kokusu alamadıklarını anladığı gün dünyasını yitirir.
Kendisi için tek çıkar yol, başkalarına sanki insanmış izlemini verecek kokular sürünmektedir. Roman daha sonra "Koku: Bir Katilin Hikayesi" adı altında filme de çekilmişti
Kendisi için tek çıkar yol, başkalarına sanki insanmış izlemini verecek kokular sürünmektedir. Roman daha sonra "Koku: Bir Katilin Hikayesi" adı altında filme de çekilmişti