Van Cumhuriyet Başsavcılığınca, terör örgütü DAEŞ'a yönelik soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, örgüt mensuplarının şifreli mesajlaşma programı "Telegram"ı kullandıkları, program üzerinden saldırı talimatı verildiği bildirildi.
Başsavcılık, terör örgütü DAEŞ'ın kentteki yapılanmasına yönelik 13 tutuklu 17 şüpheli hakkında yürüttüğü soruşturmayı tamamladı.
Hazırlanan iddianame, Van 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
Terör örgütü DAEŞ'ın kuruluşu, ideolojisi, yapılanması ve amacı hakkında ayrıntılı bilgilerin yer aldığı iddianamede, şüphelilerin "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "terör örgütünün propagandasını yapmak" suçlarından 5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
Terörün, cebir ve şiddet kullanarak, baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasa'da belirtilen cumhuriyetin niteliklerini, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi ya da kişilerce girişilecek her türlü suçu içeren eylemler olduğu bildirilen iddianamede, bu amaç için terör örgütü kuran, yöneten ve üye olanların, Türk Ceza Kanunu'nun 314. maddesi hükümlerince cezalandırılacağı kaydedildi.
İddianamede, DAEŞ'in, Müslüman devletlerin yönetimlerini yıkarak yerine radikal selefi görüşler doğrultusunda devlet kurmak amacıyla oluşturulduğu, kendilerinden olmayan Müslüman grupları bile kolaylıkla "kafir" ilan edebildikleri vurgulandı.
Terör örgütü DAEŞ'in, Türkiye gibi özellikle demokratik yönetim tarzına sahip devletlerin "dar-ül harp" (küfür devleti) olduğu, bu nedenle oy kullanılamayacağı, resmi görevlilere tabi olunamayacağı, imamların arkasında namaz kılınamayacağı görüşünü benimsediği kaydedilen iddianamede, örgütün eleman kazanma noktasında en başarılı alanların başında "yabancı terörist savaşçılar"ın geldiği vurgulandı.
İddianamede şüphelilerin bilgisayar ve telefonlarında kriptolu eylem talimatları ile krokilerin de çıktığı bildirilerek, cep telefonlarında bulunan fotoğrafların büyük kısmının "Telegram" adlı programla gönderildiği ve çoğunluğunun içeriğinin terör örgütü DAEŞ ile ilgili eylemleri kapsadığı aktarıldı.
CANLI BOMBA EYLEMİ İÇİN KURA ÇEKMİŞLER
Cep telefonlarında örgütün saldırılarıyla ilgili videoların da ele geçirildiği vurgulanan iddianamede, şu ifadeler yer aldı:
"Video izlendiğinde DAEŞ mensubu olduğu değerlendirilen şahısların 'istişhad' (intihar eylemi-canlı bomba) eylemi yapmak için kendi aralarında kura çektiği ve kurayı kazananın sevinç gösterisiyle birlikte zırhla kaplanmış bir araca binerek uzaklaştığı, akabinde canlı bomba eylemini gerçekleştirdiğine dair videonun olduğu görülmüş ve tutanak altına alınmıştır."
Başsavcılık, terör örgütü DAEŞ'ın kentteki yapılanmasına yönelik 13 tutuklu 17 şüpheli hakkında yürüttüğü soruşturmayı tamamladı.
Hazırlanan iddianame, Van 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
Terör örgütü DAEŞ'ın kuruluşu, ideolojisi, yapılanması ve amacı hakkında ayrıntılı bilgilerin yer aldığı iddianamede, şüphelilerin "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "terör örgütünün propagandasını yapmak" suçlarından 5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
Terörün, cebir ve şiddet kullanarak, baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasa'da belirtilen cumhuriyetin niteliklerini, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi ya da kişilerce girişilecek her türlü suçu içeren eylemler olduğu bildirilen iddianamede, bu amaç için terör örgütü kuran, yöneten ve üye olanların, Türk Ceza Kanunu'nun 314. maddesi hükümlerince cezalandırılacağı kaydedildi.
İddianamede, DAEŞ'in, Müslüman devletlerin yönetimlerini yıkarak yerine radikal selefi görüşler doğrultusunda devlet kurmak amacıyla oluşturulduğu, kendilerinden olmayan Müslüman grupları bile kolaylıkla "kafir" ilan edebildikleri vurgulandı.
Terör örgütü DAEŞ'in, Türkiye gibi özellikle demokratik yönetim tarzına sahip devletlerin "dar-ül harp" (küfür devleti) olduğu, bu nedenle oy kullanılamayacağı, resmi görevlilere tabi olunamayacağı, imamların arkasında namaz kılınamayacağı görüşünü benimsediği kaydedilen iddianamede, örgütün eleman kazanma noktasında en başarılı alanların başında "yabancı terörist savaşçılar"ın geldiği vurgulandı.
İddianamede şüphelilerin bilgisayar ve telefonlarında kriptolu eylem talimatları ile krokilerin de çıktığı bildirilerek, cep telefonlarında bulunan fotoğrafların büyük kısmının "Telegram" adlı programla gönderildiği ve çoğunluğunun içeriğinin terör örgütü DAEŞ ile ilgili eylemleri kapsadığı aktarıldı.
CANLI BOMBA EYLEMİ İÇİN KURA ÇEKMİŞLER
Cep telefonlarında örgütün saldırılarıyla ilgili videoların da ele geçirildiği vurgulanan iddianamede, şu ifadeler yer aldı:
"Video izlendiğinde DAEŞ mensubu olduğu değerlendirilen şahısların 'istişhad' (intihar eylemi-canlı bomba) eylemi yapmak için kendi aralarında kura çektiği ve kurayı kazananın sevinç gösterisiyle birlikte zırhla kaplanmış bir araca binerek uzaklaştığı, akabinde canlı bomba eylemini gerçekleştirdiğine dair videonun olduğu görülmüş ve tutanak altına alınmıştır."