Komedi, dram ve suçu bir araya getiren yeni Türk filmi ''Pazar: Bir Ticaret Masalı (The Market: A Tale of Trade)'', izleyiciyle buluştu. Ben Hopkins'in yazıp-yönettiği filmde, Tayanç Ayaydın, Genco Erkal, Melih Düzenli, Hakan Şahin ve Şenay Aydın performanslarını sergiliyor. Dünya ticaretinin küçük bir halkasını tasvir eden filmde, yoksulluk ile köşe dönücü zihniyetin bireyi ''değer erozyonuna'' uğratması, vicdanını yok etmesini ele alınıyor. Aşık geleneğini andıracak türkülerin yer aldığı filmin konusu şöyle:
1990'lı yılların başında Doğu'da bir şehirde, ufak bir tüccar olan Mihram, ne istenirse onu bulmasıyla nam salmıştır. Büyük işler bağlamak için birçok fikri vardır ama bu fikirleri hayata geçirecek sermayeye sahip değildir. Yöreye yerleştirilen telefon vericilerini gördüğünden beri aklını cep telefonu satan bir dükkan açmakla bozmuştur. Bir gün, kasabadaki dispansere ilaç taşıyan kamyonun soyulması üzerine çaresiz kalan hekim Mihram'dan kara borsa ilaç bulmasını ister. İlaç acilen çocuklar için gereklidir.
Mihram bu durumu hayatını nihayet değiştirebileceği bir fırsat olarak görür. Kamu parasıyla kumar oynayacak, ona bu süreçte eşlik edecek amcası Fazıl'ın yaşadığı Nahçivan'a kaçakçılık yapacaktır. Eğer kaybederse toplumdan dışlanacağının farkındadır, ama kazanırsa hayal ettiği işi kuracak kızına ve karnı burnunda karısına daha iyi bir gelecek hazırlayacaktır. Ancak Mihram iki şeyi hesaba katamaz: Mihram'ın attığı her adımı dikkatle izleyen yerel mafyayla, gittikçe daha fazla değişen bir pazarın acımasız kanunları...
1990'lı yılların başında Doğu'da bir şehirde, ufak bir tüccar olan Mihram, ne istenirse onu bulmasıyla nam salmıştır. Büyük işler bağlamak için birçok fikri vardır ama bu fikirleri hayata geçirecek sermayeye sahip değildir. Yöreye yerleştirilen telefon vericilerini gördüğünden beri aklını cep telefonu satan bir dükkan açmakla bozmuştur. Bir gün, kasabadaki dispansere ilaç taşıyan kamyonun soyulması üzerine çaresiz kalan hekim Mihram'dan kara borsa ilaç bulmasını ister. İlaç acilen çocuklar için gereklidir.
Mihram bu durumu hayatını nihayet değiştirebileceği bir fırsat olarak görür. Kamu parasıyla kumar oynayacak, ona bu süreçte eşlik edecek amcası Fazıl'ın yaşadığı Nahçivan'a kaçakçılık yapacaktır. Eğer kaybederse toplumdan dışlanacağının farkındadır, ama kazanırsa hayal ettiği işi kuracak kızına ve karnı burnunda karısına daha iyi bir gelecek hazırlayacaktır. Ancak Mihram iki şeyi hesaba katamaz: Mihram'ın attığı her adımı dikkatle izleyen yerel mafyayla, gittikçe daha fazla değişen bir pazarın acımasız kanunları...