‘Science’ dergisinde yer alan yeni çalışma, yürüme, konuşma resim çizme ve müzik yapabilme yeteneklerimizi nasıl kontrol edebildiğimizi anlama yoluna ışık tutacak. Araştırmanın başında yer alan Vanderbilt Üniversitesi’nden Gordon Logan, günlük yaşamımızda bir çok hareketi otomatik pilotumuz vasıtasıyla gerçekleştirdiğimizi, fakat bu mekanizmanın ne şekilde işlediğinin bilinmediğini söylüyor. 22 uzman daktilograf üzerinde yapılan deney, bir hata yapıldığında, beynin bilmemesine karşın ellerin bunu farkettiğini ortaya koyuyor.
İlk deneyde daktilograflardan, ekran üzerinde beliren kelimeyi hemen altına yazmaları istenmiş. Deneklere hissettirilmeden, doğru yazılan kelimelerin yüzde altısı yanlışıyla, yanlış yazılan kelimelerin yüzde 22’si de doğrularıyla değiştirilmiş. Sonrasında daktilograflardan başarı durumlarını değerlendirilmeleri istenmiş. Denekler, sahte yanlışların yüzde 70’inde sorumluluğu üstlenirken, kendilerine haber verilmeden düzeltilen kelimelerin yüzde 90’ını doğru yazdıklarını söylemişler.
Araştırmacıların keşfine göre parmaklar bir hata yapılmasının hemen ardından, yapılan yanlış farkettirilmeden düzeltilerek ekrana verilse bile yavaşlama eğilimi gösteriyor. Bunun tam tersi şekilde eğer kelime doğru bir şekilde yazılmışsa, ekrana yanlış bir yazım yansıtılmasına karşın bu yavaşlama görülmüyor.
Logan, araştırma sonucuna göre, yapılan bir iş sırasında beyinde hataları durdurmak için iki farklı mekanizmanın devrede olduğunu söylüyor. Bunlardan ilki beynin lisan merkezleriyle ilişkili. Ekran üzerindeki hataları kontrol ediyor ve bunu esas hedefimizle karşılaştırıyor. Diğer mekanizmaysa çok daha bilinçsizce çalışıyor. Hataları, parmaklardan gelen geri bildirime göre tespit ediyor. Bu noktada ekranda yazanın çok bir önemi kalmıyor. Daktilografın gerçekte ne yazdığını biliyor ve parmakları buna göre gerektiği noktada yavaşlatıyor.
Araştırmacılar, benzer sistemin müzik yapmadan konuşmaya değin tüm aktiviteler için söz konusu olduğuna inanıyorlar.
Orjinal makaleye ulaşmak için tıklayın.
İlk deneyde daktilograflardan, ekran üzerinde beliren kelimeyi hemen altına yazmaları istenmiş. Deneklere hissettirilmeden, doğru yazılan kelimelerin yüzde altısı yanlışıyla, yanlış yazılan kelimelerin yüzde 22’si de doğrularıyla değiştirilmiş. Sonrasında daktilograflardan başarı durumlarını değerlendirilmeleri istenmiş. Denekler, sahte yanlışların yüzde 70’inde sorumluluğu üstlenirken, kendilerine haber verilmeden düzeltilen kelimelerin yüzde 90’ını doğru yazdıklarını söylemişler.
Araştırmacıların keşfine göre parmaklar bir hata yapılmasının hemen ardından, yapılan yanlış farkettirilmeden düzeltilerek ekrana verilse bile yavaşlama eğilimi gösteriyor. Bunun tam tersi şekilde eğer kelime doğru bir şekilde yazılmışsa, ekrana yanlış bir yazım yansıtılmasına karşın bu yavaşlama görülmüyor.
Logan, araştırma sonucuna göre, yapılan bir iş sırasında beyinde hataları durdurmak için iki farklı mekanizmanın devrede olduğunu söylüyor. Bunlardan ilki beynin lisan merkezleriyle ilişkili. Ekran üzerindeki hataları kontrol ediyor ve bunu esas hedefimizle karşılaştırıyor. Diğer mekanizmaysa çok daha bilinçsizce çalışıyor. Hataları, parmaklardan gelen geri bildirime göre tespit ediyor. Bu noktada ekranda yazanın çok bir önemi kalmıyor. Daktilografın gerçekte ne yazdığını biliyor ve parmakları buna göre gerektiği noktada yavaşlatıyor.
Araştırmacılar, benzer sistemin müzik yapmadan konuşmaya değin tüm aktiviteler için söz konusu olduğuna inanıyorlar.
Orjinal makaleye ulaşmak için tıklayın.