Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May, Brüksel ile vardığı Avrupa Birliği'nden çıkış anlaşmasını bugün kabinesine sunacak.
"Brexit" olarak adlandırılan Birleşik Krallık'ın AB'den çıkış sürecine ilişkin yol haritası niteliğindeki metin, öğleden sonra yapılacak oturum öncesi bakanlara sunuldu. Bazı bakanların, May ile bire bir görüşme yaptığı belirtiliyor. May'ın taslak anlaşmaya hem kabinesinden hem de parlamentodan onay alması gerekiyor. 650 sandalyeli parlamentoda 320 milletvekilinin yaklaşık yüz sayfalık anlaşmaya onay vermesi gerekiyor. Ancak, anlaşmanın parlamento onayına ne zaman sunulacağı henüz netlik kazanmadı.
Temmuz ayında Dışişleri Bakanlığı görevinden istifa eden Boris Johnson anlaşmayı desteklemeyeceğini açıkladı. İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn de anlaşmanın ayrıntılarına bakarak karar vereceklerini söyledi. Corbyn, "Müzakerelerin karmakarışık yürütülmesinden bildiğimiz kadarıyla bunun ülke için iyi bir anlaşma olması düşük bir ihtimal" dedi. Brexit'e destek veren siyasetçilerden Jacob Rees-Mogg ise "Umarım kabine anlaşmayı engeller. Eğer onlar yapmazsa, umarım parlamento engel olur. Bu anlaşmaya ilişkin bildiğimiz şey fazlasıyla yetersiz olması" diye konuştu.
Eğer May'in kabinesi anlaşmayı reddederse, Brüksel ve Londra arasında varılan anlaşma geçersiz olacak. Kabinenin anlaşmaya onay vermesi durumunda ise, Birleşik Krallık'ın Brexit için bir AB zirvesi düzenlenmesi çağrısı yapmasının önü açılacak. Zirvenin 25 Kasım'da yapılabileceği belirtiliyor.
Dünyanın beşinci büyük ekonomisi olan Birleşik Krallık ve AB, ülkenin Birlikten ayrılma sürecinde atılacak adımları belirlemek için müzakere yürüttü. İrlanda sınırına yönelik politikalar gibi konularda yaşanan anlaşmazlık müzakerelerde uzlaşma çıkmasını zorlaştırmıştı. Yaklaşık bir yılı aşkın bir süredir süren müzakerelerin ardından taslak metinde anlaşıldığı May'in bürosu tarafından dün açıklanmıştı.
Birleşik Krallık'ta 2016 yılının Haziran ayında yapılan referandumda halkın yüzde 52'si Avrupa Birliği'nden ayrılma kararına destek vermişti. 46 milyondan fazla seçmenin oy verdiği referanduma katılım yüzde 72 seviyesinde gerçekleşmişti.
"Brexit" olarak adlandırılan Birleşik Krallık'ın AB'den çıkış sürecine ilişkin yol haritası niteliğindeki metin, öğleden sonra yapılacak oturum öncesi bakanlara sunuldu. Bazı bakanların, May ile bire bir görüşme yaptığı belirtiliyor. May'ın taslak anlaşmaya hem kabinesinden hem de parlamentodan onay alması gerekiyor. 650 sandalyeli parlamentoda 320 milletvekilinin yaklaşık yüz sayfalık anlaşmaya onay vermesi gerekiyor. Ancak, anlaşmanın parlamento onayına ne zaman sunulacağı henüz netlik kazanmadı.
Temmuz ayında Dışişleri Bakanlığı görevinden istifa eden Boris Johnson anlaşmayı desteklemeyeceğini açıkladı. İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn de anlaşmanın ayrıntılarına bakarak karar vereceklerini söyledi. Corbyn, "Müzakerelerin karmakarışık yürütülmesinden bildiğimiz kadarıyla bunun ülke için iyi bir anlaşma olması düşük bir ihtimal" dedi. Brexit'e destek veren siyasetçilerden Jacob Rees-Mogg ise "Umarım kabine anlaşmayı engeller. Eğer onlar yapmazsa, umarım parlamento engel olur. Bu anlaşmaya ilişkin bildiğimiz şey fazlasıyla yetersiz olması" diye konuştu.
Eğer May'in kabinesi anlaşmayı reddederse, Brüksel ve Londra arasında varılan anlaşma geçersiz olacak. Kabinenin anlaşmaya onay vermesi durumunda ise, Birleşik Krallık'ın Brexit için bir AB zirvesi düzenlenmesi çağrısı yapmasının önü açılacak. Zirvenin 25 Kasım'da yapılabileceği belirtiliyor.
Dünyanın beşinci büyük ekonomisi olan Birleşik Krallık ve AB, ülkenin Birlikten ayrılma sürecinde atılacak adımları belirlemek için müzakere yürüttü. İrlanda sınırına yönelik politikalar gibi konularda yaşanan anlaşmazlık müzakerelerde uzlaşma çıkmasını zorlaştırmıştı. Yaklaşık bir yılı aşkın bir süredir süren müzakerelerin ardından taslak metinde anlaşıldığı May'in bürosu tarafından dün açıklanmıştı.
Birleşik Krallık'ta 2016 yılının Haziran ayında yapılan referandumda halkın yüzde 52'si Avrupa Birliği'nden ayrılma kararına destek vermişti. 46 milyondan fazla seçmenin oy verdiği referanduma katılım yüzde 72 seviyesinde gerçekleşmişti.