Esra Gezginci, İstanbul’un sırlarına kapı aralıyor: Ayasofya’nın gizemli tarihi ve Sultanahmet Meydanı

Esra Gezginci ile Esrarengiz İstanbul, pazar günü NTV ekranlarında seyirciyle buluşan 4. bölümünde; Ayasofya’nın gizemli tarihi ve Sultanahmet Meydanı'nı mercek altına aldı.

Haberler ntv.com.tr 02.01.2022 - 11:31

  • 1
    Esra Gezginci, İstanbul’un geçmişten günümüze uzayan esrarengiz hikayesini araştırmak için bu hafta Sultanahmet Meydanı’ndaydı.
    İstanbul 532 yılında tarihinin en çatışmalı ayaklanmasına şahit oldu. Tarihe “Nika Ayaklanması” olarak geçen bu büyük isyan sonucunda Ayasofya inşa edildi. Peki Ayasofya hangi badireleri atlattı? Yazar Ahmet Ümit, geçmişten bugüne Sultanahmet Meydanı’nı, Ayasofya’nın yapılış hikayesini ve Nika İsyanı’nı anlattı. 


  • 2
    Ayasofya’ya “Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi” tabelası 24 Temmuz 2020’de asıldı ama öncesi var, Ayasofya'nın yapım emri, 1490 yıl önceki 23 Şubat'ta verildi. Ayasofya'nın inşa edilmesinin nedeni Bizans askerlerinin 30 bin kişiyi öldürdüğü Nika Ayaklanması’ydı.
  • 3
    Bugünkü Sultanahmet Meydanı ise Bizans İmparatorluğu döneminde Hipodrom adıyla anılmaktaydı. Roma’daki Collesium’un benzeri olan Hipodromda gladyatör dövüşleri ve araba yarışları yapılırdı. Bu dövüş ve yarışlar, Bizans’ın günlük yaşantısının ayrılmaz bir parçası haline gelmişti.


  • 4
    GEÇMİŞTEN BUGÜNE SULTANAHMET MEYDANI

    Sultanahmet Meydanı, Roma devrinde Hipodrom olarak bilinirdi. Bu terim de “Atyolu” demek, bu isim nereden geliyor?

    “Burası dünya için çok önemli, hani Beyaz Saray diyoruz ya, dünya Beyaz Saray’dan yönetiliyor diye bir tabir var, yüzyıllarca dünya işte buradan yönetildi. Burada eskiden, Sultanahmet Camii’nin hemen arkasında, Büyük Roma Sarayı vardı. Meydanda ise hipodrom, yani bir tür stadyum, tribünlerle çevrelenmiş bir alan olarak düşünün, caddede ise at yarışları yapılırdı.”


  • 5
    BİR DÖNEM İSTANBUL’UN MERKEZİ: HİPODROM

    Şimdi şehrin kuruluşu M.Ö 570 yılında. İsmi Byzantion. Kral Byzas diye bir adam kuruyor burayı ama o zaman burası yok. Yani o zaman hipodrom yok. Daha sonra Helenistik dönem diyoruz biz ona. Daha sonra MS 200 yılında büyük Roma İmparatoru Severus diye bir adam var. Bu adam geliyor, burayı büyütmek istiyor. O yüzden burada ilk kez bu hipodromu yapıyor. Hipodrom daha sonra 100 bin kişilik bir hale dönüşüyor. Bu 100 bin kişilik hale getiren de büyük Konstantin. Yani burayı Roma’nın, Roma İmparatorluğu’nun başkenti yapan adam.


  • 6

    ROMA’NIN VAZGEÇİLMEZ 4’LÜSÜ

    Hipodrom neden kuruldu?

    Roma şehirleri dediğimizde aslında vazgeçemeyeceğimiz dört yapı var. Saray, tapınak, garnizon ve hipodrom. At yarışları yapılıyor burada. Ölümüne koşu… Peki kimler var o zaman? Örneğin şimdi diyoruz ki Fenerbahçe var Galatasaray var Beşiktaş diyoruz ya. O zaman da “Maviler” var, “Yeşiller” var. Takım isimleri bunlar. Kıran kırana mücadele ettiklerini düşün. İmparatorla, imparatoriçe ya da işte saray erkanı harmanileriyle üzerlerine eflatun rengi.. Burada olup biteni, halkı izliyor. Bir anlamda da halkı kontrol ediyorlar. Halkın tepkisi nedir, halk mutlu mu, halk mutsuz mu, hayat nasıl devam ediyor? Hipodrom bu yüzden kuruldu.


  • 7

    VENEDİK’TEKİ İSTANBULLU ATLAR: QUADRIGA

    Qurdriga atları da burada mı sergileniyordu?

    “Şu anda bulunduğumuz zemin aslında 5 metreye kadar yüksek. Hipodrom zamanında yapıldığı zaman bu 5 metre aşağıdaydı. Nereden geldi bunlar? İşte Sultanahmet Camii yapıldı. İbrahim Paşa’nın sarayı yapıldı. Bütün bu binalar yapıldığı zaman çıkan molozları meydan alanına döktüler ve yükseldi. Hemen meydanın arka kısmında hipodromun girişleri vardı. Hipodromun bir girişinde 4 tane at vardı. 4 tane muhteşem at. Bu atlar, Latinler İstanbul’u işgal ettiler, (1453’te Fatih’ten önce işgal ettiler) ve o atları alıp Venedik’e götürdüler. Şu anda o atlarımız, bizim atlarımız Venedik’te San Marco Meydanı’nda sergileniyor. ”


  • 8
    Sultanahmet Meydanı’ndaki sütunların anlamı ne?

    “3 tane sütun var. En eski hatta İstanbul’daki en eski taşlardan biri çünkü aslında burası için yapılmadı. Bir firavunun Mezopotamya hikayesi, Mezopotamya seferini anlatıyor. Üzerinde yazılar var. Mezopotamya’yı nasıl ele geçirdiğini anlatıyor ama Romalılar Mısır’ı ele geçirince oradaki bütün malzemeleri çalıp buraya getiriyorlar. O zamanda iki yerin Theodosius, çok büyük bir İmparator Theodosius. Theodosius bunu alıp getiriyor. Theodosius en güçlü imparatorlardan biri. Zaten ondan sonra Roma İmparatorluğu ikiye bölünüyor, oğullar arasında. Doğu ve Batı Roma olarak.


  • 9

    “YILANLI SÜTUN HAŞEREDEN KORUYOR”

    “Meydandaki Yılanlı Sütun Yunanistan’dan geliyor. Apollon Tapınağı’ndan ancak yılanların başını göremeyeceğiz. Şuna inanılıyordu o zamanlar. Bu anıt, İstanbul’da çok haşere varmış. Akrepler, yılanlar.. Çok fazla haşere oluyor. Deniz kenarı burası Tarihi Yarımada ya. Bu anıtın İstanbul’un büyük haşere baskınından yılanlardan, akreplerden, çiyanlardan koruduğuna inanılıyormuş. Böyle çok efsane var, keşke yılanların başı da olsaydı görebilseydik. Çok daha güzel olurdu ama dediğim gibi koruyamadığımız eserlerimizden biri budur.


  • 10

    ÖRME SÜTUN’UN GİZEMİ: DEPREM KORUYUCUSU

    “Örme Sütun’un önemi ne biliyor musun, taşların hepsinin üzerinde plakalar vardı. Metal plakalar… Pırıl pırıl yanardı. Neden biliyor musun? İstanbul’un en önemli tehlike nedir? Deprem. Bunun depremi önlediği düşünülüyordu.
    Aslında işin güzel tarafı şu. Bir tarihi öğrenirken, mitolojiyi öğrenirken, efsane ile gerçekler iç içe geçiyor. Yani pek çok efsane ortaya çıkıyor. Bir de o dönemin halkın anlayışını mesela bilim anlayışını.. Bilim diyor ki ya böyle yaparsak diyor biz depremlerden kurtulacağız. İşte gördüğün gibi ayakta kalmış. Ama halkın buna bir yanıtı yani işte depreme karşı bizi koruyacak rahat uyuyalım dua gibi aslında. Şimdi aslında biraz hipodromdan çıkıyor gibi olacağız ama gitmemiz lazım. Çünkü bu hipodromdaki hikaye Ayasofya ile ilgili.


  • 11
    Nika Ayaklanması nasıl başladı?

    “Az önce hipodromdan neyi anlattık, Yeşiller ve Mavileri. İki takım vardı değil mi? At yarışı yapıyor. İşte yine böyle bir pazar günü at yarışı sırasında Yeşillerle Maviler senin takım benim takım derken birbirlerine giriyorlar. Baya ölümlü bir kavga oluyor. Kavga olunca İmparator çok sinirleniyor, İşte 7 “Miviler”den 7 tane de “Yeşiller”den yakalayın diyor. Bunları alıyorlar ve idam ediyor. Ama bir kısmı ölmüyor, gidiyorlar kiliseye sığınıyorlar. Fakat İmparator kararlı. Yani onlar kiliseden çıktığı an yakalayacak ve öldürecek."
  • 12
    "Ertesi hafta yeniden gösteri olduğu zaman halk diyor ki bu insanları bağışlayın. Yani ölmediklerine göre İsa da bağışladı, demek ki ölmelerini istemiyor. Lütfen onları bağışlayın diyorlar. Fakat İmparator bağışlamıyor. Hayır diyor onları öldüreceğiz. Bunun üzerine burada büyük bir ayaklanma çıkıyor. Halk sokaklara dökülüyor. Bütün şehri, Konstantinopolis’i yakıyorlar. Bu Ayasofya’nın yerinde bir ahşap 2. Ayasofya var, bu 3. Ayasofya’dır. Orası da yanıyor, her yer yakılıyor. Ve imparator Jüstinyen (Justinianus) çok korkuyor. Ve imparator o kadar korkuyor ki kaçıp gidecek Cankurtaran’ın orada aşağıda imparatorluk gemisi hazır, binip gidecek. Tam son hazırlıklar yapılırken Sarayda tok tok tok diye bir ses geliyor. Kim Theodora, kim Theodora imaratoriçesi."

  • 13
    "İmparator kaçıp gitmeyi düşünüyor, Jüstinyen. Theodora geliyor ve diyor ki: Sen de şerefli bir imparator olarak ölmeyi yeğlemelisin. Burayı onlara bırakamayız diyor. Bunun üzerine derhal leyjonlara diyor ki o zaman özel kuvvetlerine, gidin bu ayaklanmayı bastırın diyor ve giriyorlar. Ve bu alanda 30 bin kişiyi kılıçtan geçiriyorlar."


  • 14

    “AYAKLANMA OLMASAYDI AYASOFYA OLMAYACAKTI”

    Peki Ayasofya nasıl yapılıyor?

    “Ayaklanma bastırılıyor. O zaman şehir yeniden yapılmaya başlanıyor. İşte 2. Ayasofya yanmış yıkılmış. Bunun üzerine 532 yılından sonra 5 yıl sürecek çok önemli bir imar politikası başlıyor ve 5 yıl sürecek bir çalışmayla şu anki Ayasofya yapılıyor ama şimdi bir şey söyleyeceğim. Bu Ayasofya’ya girersek, büyük güzel sütunlar var içerisinde şahane sütunlar var, o sütunların başında şöyle bir şey yazar; J ve T. Theodora ve Jüstinyen. Çoğu insan bunu bilmez, çok etkileyici ve Jüstinyen yaptıktan sonra geliyor burada bir konuşma yapıyor.


  • 15

    “EY SÜLEYMAN! SENİ GEÇTİM…”

    "Konuşma yaparken diyor ki: Ey Süleyman, Kral Süleyman, Kral Süleyman’ın önemi şu; o güne kadar Kral Süleyman dönemindeki en büyük tapınağı, Yahudilerin en büyük tapınağını yapıyor. Ey Süleyman diyor bak diyor seni geçtim çünkü ben senden daha büyük bir tapınak yaptırdım ve Ayasofya’yı yaptırıyor. Yani Nika Ayaklanması bizim hipodromdaki bu büyük Nika Ayaklanması’nın sonucunda 30 bin insan ölüyor, bir vahşet ama onun ardından bugünkü Ayafosya yapılıyor. Büyük emekle ortaya çıkmış eserlerin kıymetini bilmek lazım. Asıl mesele o bence. O kıymetini bilirsek bugün yaşatabiliriz ve o ölen insanlar da en azından boşa ölmemiş olur."


  • 16

    ESRARENGİZ İSTANBUL’DA BU HAFTA: ÇEMBERLİTAŞ SÜTUNU

    Esra Gezginci, İstanbul’un geçmişten günümüze uzayan esrarengiz hikayesini araştırmak için bu hafta Çemberlitaş’ta yeni bir yolculuğa çıkıyor. Çemberlitaş Sütunu neyi simgeliyor, sütunun altında kutsal emanetle mi saklı, Pagan kültürünün sembolik ifadesi için tarihçiler ne diyor? Tarihçi Ahmet Anapalı ve Yazar Şengül Boybaş Çemberlitaş Sütunu’nu anlatıyor. Esra Gezginci’nin sunduğu, “Esrarengiz İstanbul” 9 Ocak Pazar günü 10.15’te NTV’de.
Ana Sayfaya Git
  • ©Copyright 2024 | Tüm Hakları Saklıdır

NTV’de canlı olarak yayınlanan tüm programlar ile ilgili bilgiler, program bölümleri ve programlarla ilgili haberler NTV Ekranı’nda. Günlük NTV yayın akışı ve program saatlerini de NTV Ekranı kategorisinden saat bazında görebilirsiniz. %100 Futbol ile son dakika spor haberlerini, Gündem Masası ile gündem haberleri ile ilgili değerlendirmeleri NTV Ekranı’nda.

Mobil Uygulamalarımız