İnsan ömrünün yaklaşık üçte biri uykuda geçiyor. Kaliteli uyku, sağlıklı yaşamın önemli parametreleri arasında gösteriliyor. Tedavi edilmeyen horlama ve uyku apnesinin kalp hastalıkları dahil birçok ciddi soruna yol açtığını söyleyen KBB Uzmanı Op. Dr. Yusuf Can, “İstatistiklere göre erişkin insanların en az %45'i zaman zaman, %25'i sürekli olarak horluyor. 30 yaş altındaki erkeklerde basit horlama oranı %10 iken, 60 yaş üzerindeki erkeklerde oran %60’a kadar çıkıyor” dedi.
Üst solunum yollarındaki her türlü darlığın horlama ve uyku apnesine neden olduğunu belirten Can, “Bazen de kesin sebep bilinemez. Kilo fazlalığı olanlarda, kısa ve kalın boyunlularda daha sık görülür. İlaçlar ve yüzdeki anatomik bozukluklar da bu soruna yol açabilir” diye konuştu.
Uyku apnesi ve horlama, sabahları yorgun uyanma, uykusuzluk, baş ağrısı, yüksek tansiyon, aşırı-hızlı kilo alma, uykuda aşırı terleme, sık idrara çıkma, cinsel fonksiyon bozuklukları ve kalp yetmezliği gibi sonuçlar doğurabiliyor.
Tıkayıcı horlama ve uyku apnesinin tedavisinin her zaman kolay olmadığını ancak hasta-hekim işbirliğinde yüz güldürücü sonuçlar alındığını aktaran Dr. Can, tedavide genellikle solunum yollarında darlığa neden olan sorunların giderildiği ameliyat ve CPAP yönteminin kullanıldığını söyledi. CPAP yönteminde, cihazla sağlanan pozitif basınçla nefes alma sırasında hava yolunda çökmeye neden olan negatif basıncın dengelenerek pasajın açık tutulması hedefleniyor.
Dr. Can, çeşitli nedenlerle ameliyat ile CPAP’ın uygulanamadığı ve hafif uyku apnesi olan hastalarda bazı ilaçların da alternatif tedavi olarak kullanıldığını belirtti. Bu ilaçların boğaz bölgesinin yağlandırılmasıyla sürtünmeyi azalttığını, horlama sırasındaki ses şiddetini düşürdüğünü kaydeden Can, “Sonuç olarak horlama ve tıkayıcı uyku apnesi ciddiye alınması ve tedavi edilmesi gereken bir sağlık problemidir” değerlendirmesinde bulundu.
Üst solunum yollarındaki her türlü darlığın horlama ve uyku apnesine neden olduğunu belirten Can, “Bazen de kesin sebep bilinemez. Kilo fazlalığı olanlarda, kısa ve kalın boyunlularda daha sık görülür. İlaçlar ve yüzdeki anatomik bozukluklar da bu soruna yol açabilir” diye konuştu.
Uyku apnesi ve horlama, sabahları yorgun uyanma, uykusuzluk, baş ağrısı, yüksek tansiyon, aşırı-hızlı kilo alma, uykuda aşırı terleme, sık idrara çıkma, cinsel fonksiyon bozuklukları ve kalp yetmezliği gibi sonuçlar doğurabiliyor.
Tıkayıcı horlama ve uyku apnesinin tedavisinin her zaman kolay olmadığını ancak hasta-hekim işbirliğinde yüz güldürücü sonuçlar alındığını aktaran Dr. Can, tedavide genellikle solunum yollarında darlığa neden olan sorunların giderildiği ameliyat ve CPAP yönteminin kullanıldığını söyledi. CPAP yönteminde, cihazla sağlanan pozitif basınçla nefes alma sırasında hava yolunda çökmeye neden olan negatif basıncın dengelenerek pasajın açık tutulması hedefleniyor.
Dr. Can, çeşitli nedenlerle ameliyat ile CPAP’ın uygulanamadığı ve hafif uyku apnesi olan hastalarda bazı ilaçların da alternatif tedavi olarak kullanıldığını belirtti. Bu ilaçların boğaz bölgesinin yağlandırılmasıyla sürtünmeyi azalttığını, horlama sırasındaki ses şiddetini düşürdüğünü kaydeden Can, “Sonuç olarak horlama ve tıkayıcı uyku apnesi ciddiye alınması ve tedavi edilmesi gereken bir sağlık problemidir” değerlendirmesinde bulundu.